Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Bunları al

Bunları al перевод на португальский

1,495 параллельный перевод
Bu arada bunları Al'a götürüp bir de ona teyit ettireyim, tamam mı?
Entretanto, vou levar isto ao Al e confirmar, está bem?
Bunları al. Bakmadığı bir anda elbisesinin yanında tut,.. ... en iyi görüneni seç ve bana geri getir.
Preciso que leves estes colares, espera até ela estar de costas, encosta-os ao vestido, escolhe o melhor, trá-lo de volta e dou-lhe esse.
Bunları al.İstediğini yaptım.
Deixe-a sair. Você prometeu.
Bunları alıyorum.
Vou levar estes.
Bunları al.
Leva estas. Carrega-as.
- Afedersiniz, ben bunları alıcam.
- Desculpe. Eu levo este.
Bunları al.
Leva isto.
bunları alıyorum.
Vou levar o que diz "Pode-me-comer".
Bunları al.
Tome.
Bunları alıyorlar bizden.
É isso que eles nos tiram.
Çimlerini akımlı tutup tutmadıklarını ve çöp tenekelerini içeri alıp almadıklarını biliriz. Bunları yaptıkları sürece soru sormayı keseriz.
Sabemos ver se tratam da relva e se põem os caixotes dentro de casa, mas quando fazem isso deixamos de fazer perguntas.
Al, Angela.Bunları dosyalayabilirsin.
Aqui, Angela, tu podes arquivar isso.
Hadi millet! Bunları sahadan ne kadar çabuk toparlarsak meyvesini de o kadar çabuk alırız.
Vamos, pessoal, quanto mais depressa começarmos a recolha, mais rápido estaremos de volta para analisar as amostras.
Al, bunları laboratuara götür.
Leve isto para o laboratório.
Bunlar psödomembrana benziyor. Bunların oluşması zaman alır.
Parecem pseudomembranas, demoram a formar-se.
Tabi bunlar senin olmalı. Aynı dergileri alıyor olmamız çok komik
Engraçado, recebemos ambos as mesmas revistas.
Ben bunları sonra alırım.
Como-as mais tarde.
Hey, randy? Al bunları?
Agarra nisto, está bem?
Ajan DiNozzo'nun demek istediği Taşıyıcı olsa çantayı da, kızı da alırdı ve bunları yaparken kapuçinosunu elinden bırakmazdı.
Acho que o Agente DiNozzo quer dizer é que o Transportador teria apanhado o caso, apanhado a rapariga e ainda teria segurado o seu cappuccino.
Bütün bunlar, geçen gece alışveriş merkezinde olanlar yüzünden mi?
Isto tem a ver com a outra noite no centro comercial?
Gelmeyecek, ama geçen gece, Ryan'la geç saatlere kadar çalıştık, ve nereden öğrendiyse artık, alışveriş merkezi ve çadır olaylarını öğrenmiş ve... ben de, ona, tam olarak anlatmamıştım bunları.
Não vai. Mas o Ryan e eu estivemos a trabalhar até tarde no apartamento na outra noite... e, de alguma maneira ela descobriu tudo sobre o centro comercial e a tenda, e... Bom, eu não lhe disse exactamente tudo sobre isso.
Al, sen bunları dene, ben senin için bir kaç şey daha bakayım.
Toma, porque não experimentas isto, eu arranjo-te mais umas coisas.
Üzgünüm. Jason olanları size anlatır sanmıştım. Hele bir de tüm bunların ortasında dünyaya geldiğinizi dikkate alırsak.
Pensava que o Jason lhe contara o que se passa, já que nasceu no meio de tudo isto.
Bunlar aslında bir nevi pasif radyo alıcısı gibidir.
São basicamente um transponder via rádio.
Tabii ki alımlı. Bunların hepsi alımlıdır.
Claro que é encantadora.
Bunlar otelin güvenlik kameralarından alındı.
Este filme é da câmara de segurança do estacionamento do motel.
- Bunlar onun odasından alınanlar demek?
- Estas são as coisas da casa dele?
Dolayısıyla, bütün bunlar göz önüne alınınca, iki motorun, sağlam bir halde, Pentagon'da bulunmuş olması gerekirdi.
Da mesma forma, os dois motores deviam ter sido encontrados relativamente intactos no Pentágono.
Sabahları erken ve gece geç saatte, düzenli olarak alır bunları.
Sempre na hora certa : de manhã cedo e no final da noite.
Bunları hemen teknik incelemeye al.
Manda a Técnica analisá-los de imediato.
Ve bunların karşılığında o, zaten bildiği bir isim alıyor.
E tudo o que ele consegue em troca é um nome que ele já tem.
Tabii canım, hangi armut kafalı alır ki bunları?
Pois, sim, mas que idiota os compraria?
Mantar şeklini alınca daha çok hasar verir. Mermiden 6-8-10 küçük parçacık fırlayabilir. Bunlar jilet kadar keskindir.
Podem formar-se seis, oito, dez partículas da bala que são como lâminas de barbear.
- al, bunlar senin.
Aqui, é teu.
Gerçekten gideceksen... bunları yanına al.
Se você realmente vai... leve isso com você.
Bunları da al. - Bu yağlı muzu ücretsiz veriyorum.
E vou dar-lhe esta banana de brinde.
Ama biliyor musunuz? Alın, bunlar bizden.
Leve por nossa conta.
Al, bunları Schlemmer'a götürmeni istiyorum.
Quero que leve isto ao Schlemmer.
Turistler dilek diledikten sonra, bunları satın alıp, serbest bırakıyorlar.
Depois dos turistas fazerem os seus pedidos, compram-nos e libertam-nos para levarem os seus desejos.
Paulla, bunlar da annem ve babam, Sue ve Al.
Paula, é a minha mãe, o meu pai, Sue e Al.
Bunların içinde, aşk en kolay olanı, ve en ucuza alınabileni.
De todos os prazeres, o amor é o mais fácil, e o mais barato de comprar.
Tamam. Hey, Jeff, iyi bir alıcı buldunuz, tüm bunlar sizin oldu.
Jeff se encontrares o comprador certo fazes um dinheirão com estas coisas.
Risk al. Bir şans ver. Bunlar bana hep söylediğin şeyler.
"Arrisca-te, lança-te!" Era assim que me dizias!
Al. Pete bunları sana getirmemi söyledi.
O Pete mandou-me entregar-te isto.
Bunlar kitabınızdan alınma fikirler.
Essa ideia é do seu livro.
Bunları da al. Belki iş görür.
- Também vais precisar disto.
İşte, al bunları dene.
- Tente estes.
Al bunları.
Tome estes.
Bunları kaldırınca kurtulacaksın, tamam mı? Büyük olanı ben alıyorum, küçüğü de sen al.
Eu fico com a maior, e tu com a pequena.
Gizli video kameralar, mikrofonlar ve diğer casusluk malzemeleri şimdi çok ucuz fiyata satın alınabilmekte ve bunları herkes internette ve diğer perakendecilerde bulabilmekte.
Actualmente conseguem-se câmaras, microfones e restante equipamento para espiar, nas lojas, e por meio da Internet, por pouco dinheiro... e são acessíveis a qualquer um. David Wiseman Dto.
Al bunları, başka da bir şey yok.
Toma, é tudo o que te posso dar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]