Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Bunun gibi şeyler

Bunun gibi şeyler перевод на португальский

402 параллельный перевод
Bunun gibi şeyler göreceli tabii.
A família é assim.
Bunun gibi şeyler için kulağı var.
Ele tem boa intuição para essas coisas.
Arabalara koruma, posta taşımaları ve bunun gibi şeyler yapılacak
Providenciaremos escoltas para caravanas, levaremos o correio... a Laramie, coisas desse tipo!
Bunun gibi şeyler.
Algo como isto.
İnsanlara yardım etmek ve bunun gibi şeyler.
Ajudando as pessoas.
Hava gösterileri, akrobasi, bunun gibi şeyler.
Fazia acrobacias aéreas.
Bunu yaparken birçok şey düşünüyorum yarışın nasıl geçeceği konusundaki düşünceler ve bunun gibi şeyler.
E penso muito ordenando os meus pensamentos, sobre como gerir a corrida, todo esse tipo de coisas.
- Kendi başına kararlar verip güzergâhından çıktığın ve bunun gibi şeyler için seni tokatlamasına gönlüm razı olmazdı.
- Olha que ainda levas um estalo por andares fora da linha e tomares decisões sozinho.
İşte bu yüzden, karım çalışır ben ise ev işleriyle uğraşırım. Bir de, bebeklerin bakımı ve bunun gibi şeyler var tabii.
Dessa forma, ela trabalha e eu cuido da casa cuido de bebê entre outras coisas.
Bence ilgilenmesi gereken çok şey var. Ev, balonun düzenlenmesi ve bunun gibi şeyler.
Penso que ela tem muito em que pensar com a casa, e tudo, e organizar o baile e isso.
Hepimiz insanız, ama bunun gibi şeyler yapmıyoruz.
Tinha de aguentar-se?
İşleri kötü ve bunun gibi şeyler. Ödemeleri yapamayacağını söylüyor.
Ele disse que não pode pagar.
Bunun gibi şeyler. Dinle niye daha sonra buluşmuyoruz?
Ouve, que tal encontrarmo-nos mais tarde?
Evet, bunun gibi şeyler.
Algo assim, sim.
Kan davaları, kin ve bunun gibi şeyler var mı?
Há alguma coisa a passar-se, algum feitiço?
Bunun gibi şeyler anaokulundan itibaren Japonların beynine işlenirdi.
Eram estas coisas que eram marteladas nas mentes do japoneses desde o infantário.
Bunun gibi şeyler mi?
Coisas desse tipo?
Bunun gibi şeyler ormanın içerisinde devamlı olarak meydana gelmekte.
Coisas como esta se passam todos os dias na selva...
Eski bir kayık, birkaç şezlong falan, bunun gibi şeyler.
Um velho barco, sofás antigos. tralhas assim.
Senin bunun gibi şeyler yapacağını düşünüyorsa aptal olmalı.
Deve ser um idiota se pensa que você fará uma coisa dessas.
Küçük sorunları diyorum, yani anal kanamalar, tüberküloz... ilerleyen tümörler, bunun gibi şeyler yani. Anlaşıldı mı? Kes sesini Hatch.
Pequenos nadas, como sangramento anal, tuberculose, tumores em crescimento, pequenos nadas como estes.
- Ne kadar uzun süredir bunun gibi şeyler yapıyorsun?
Quanto tempo ele levará para fazer algo assim? Em um trem?
Kardeşler her zaman kavga eder. Anlaşamamalar ve bunun gibi şeyler.
Os irmãos zaragateiam, têm desacordos e essas coisas.
Bilirsin işte, mücevher, giysi... bunun gibi şeyler.
Compram jóias, roupas e coisas do género.
Bilirsin... değerli metaller, nadir paralar, bazı eski pullar, bunun gibi şeyler.
Percebes, metais preciosos, umas moedas raras, uns selos velhos, coisas assim.
Romantik olacak ve bunun gibi şeyler.
Será romântico e tal.
Bekar evi ve bunun gibi şeyler filan.
Prédio de solteiros e o demais.
Bunun gibi şeyler işte. "Yaratıcı Zihinler" dizisinin bir bölümü için.
É parte da série "Mentes Criativas".
Ve bunun gibi şeyler hayatına dönüp bir bakmanı sağlıyor biliyorsun.
E algo como isso faz tu olhar para a sua vida, tu sabe. -
Manikür, yüz bakım, saçlar, bunun gibi şeyler.
Uma manicura, uma limpeza ao rosto, vamos tratar do cabelo, tudo.
Meryem'i selamla, İsa'yı öv, bunun gibi şeyler.
Avé Maria, louvado seja Deus e essa conversa toda.
Onları değerli taşlara çevirdim... Elmas, zümrüt, bunun gibi şeyler.
Converti-o em pedras preciosas, diamantes, esmeraldas, tipo isso.
Bunun gibi şeyler.
cenas assim.
Evet, bilirsin, arkadaşlara kaset falan hazırlarım, bunun gibi şeyler.
É, você sabe, Fugir, fazer fitas Para os meus meninos, coisas assim.
Yabancı dil, bilgisayar, bunun gibi şeyler.
Aprender línguas, computadores, e por aí fora.
'Seni görmek çok güzel.'Bunun gibi şeyler mi?
"Ena, é muito bom ver-te!" E coisas assim?
Birlikte kaleyi görmek istiyorum, bunun gibi şeyler.
Queria que víssemos o castelo juntos, assim.
Bölüm şefi olarak, sistemlerin tahsisi, personel transferi, bunun gibi şeyler için bana geliyor.
Como chefe de departamento, dirige-se a mim para designações de sistemas, traslados de pessoal, coisas assim.
Bize bu konuda bir şeyler söyler misin? Evet. Ben bütün bu hazır giyimin ve bunun gibi şeylerin altında kadınların güzel olmaya çalışmalarının yattığını düşünüyorum.
Acho que o que está por detrás disto tudo, do pronto-a-vestir, é o desejo das mulheres de ficarem mais bonitas.
İlk enkaz alanı çevresindeki bölgeyi tarıyorduk.. Diğer enkazın kanıtı ve bunun gibi şeyler için.
Andávamos a verificar a área à volta do primeiro local, vestígios de outros destroços e coisas assim.
O her zaman konuşur Katolonya ve cesaret hakkında... ve onur ve bunun gibi şeyler
Não sei o que é pior, cair lá de cima, ou ter de o ouvir... a falar da coragem, do orgulho, da honra Catalã, e esse tipo de coisas.
Tamam. Hayır, Demek istediğim şey konusunda birşey söyledi mi derin yaralar kötü deformasyonlar, dokuların bozulması, bunun gibi şeyler?
Sim, mas digo eu, falaram de cicatrizes profundas ou deformações de maior enxertos de pele...
Çoğu hurda. Eğilmiş gemi bölmeleri, yanmış döşeme kaplamaları bunun gibi şeyler.
A maior parte é só tralha, anteparas torcidas, chapas queimadas...
- Sonra doktorlardan biri geldi ve bana seks ve bunun gibi çirkin şeyler hakkında her şeyi sordu.
Que maldade! - E depois, um daqueles médicos subiu e fez-me uma série de perguntas sobre sexo e todos esses assuntos sujos.
Bunun gibi şeyler.
Coisas assim.
Ve bunun gibi..... şeyler.
E coisas tais coisas...
Ya da bilirsin bunun gibi bir şeyler.
Ou, tu sabes, algo parecido.
Evet, bunun gibi küçük şeyler de alırız.
Sim, lápis de cor e coisas assim.
Benim daha çok ilgilendiğim şeyler kaos, kargaşa ve özellikle de bunun gibi anlamsız hareketler.
Interessamo-nos por caos, desordem, e actividades sem sentido, como esta aqui.
Bunun gibi bir şeyler.
Uma coisa assim.
Bir şeyler, belki, belki bunun gibi... bir şeyler.
Algo, talvez, talvez um bocadinho... como isto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]