Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ C ] / Canım arkadaşım

Canım arkadaşım перевод на португальский

155 параллельный перевод
- Onun ne dediğini biliyorum, canım arkadaşım.
- Eu sei, mon cher ami.
İşte, canım arkadaşım, hayat bunun için.
Isso, garoto, isso é viver.
Cameron, canım arkadaşım eğlenemeyeceğimizi düşünüyordun.
Cameron, caro amigo, pensavas que não nos íamos divertir. Devias ter vergonha.
Canım arkadaşım Marilyn Monroe için bazı yazılar yazıyorum.
Estou a reescrever umas coisas para a minha querida Marilyn Monroe.
Elaine, canım arkadaşım.
Elaine, cara amiga...
Canım arkadaşım. Sakıncası yoksa
Minha querida amiga Se não te importas
Canım arkadaşım.
Minha preciosa amiga.
- Biz iddiaya varız. Güzel, benim canım arkadaşım.
Nós aceitamos a aposta.
Ve bu, canım arkadaşım, ilişkiyi bitirmek diye buna denir.
E isso, meu amigo, é o que se chama "resolução".
Canım arkadaşım!
Meu bom amigo!
Bir tanem, canım arkadaşım, batacaksın ve hepimiz seninle beraber batacağız.
Meu doce, doce amigo, irá afundar, e eu afundarei consigo.
Canım arkadaşım gezintiye çıkmış
O meu amor Gosta de passear
Canım arkadaşım.
Meu querido amigo.
- Hayır, salonda oturan arkadaşınızla konuşmaya çalıştım ama ölmüş gibi görünüyor. - Canınız mı sıkıldı?
- Está enfadado?
Çok can sıkıcı bir durum ve korkunç bir hayal kırıklığı biliyorum ama... Zavallı arkadaşım Bunbury'nin yine rahatsızlandığını bildiren bir telgraf geldi.
É uma grande chatice, mas tenho mesmo de lhe contar... a terrível desilusão que é... mas recebi agora um telegrama a dizer... que o meu amigo Bunbury está muito doente outra vez.
Arkadaş olarak... Otur canım.
Como amigo... senta-te, rapaz.
Gözün Böcekteki arkadaşında olsun, canım.
Fica de olho no teu amigo do carocha, minha querida.
Canını sıkan ne, arkadaşım?
O que é que o deprime, meu amigo?
Sanırım genç arkadaşımız şunu söylemek istiyor : Doğanın mevsimlerini... ister istemez kabulleniyoruz... ama ekonomimizin mevsimleri canımızı sıkıyor.
Creio que o que o nosso perspicaz jovem amigo está a dizer, é que acolhemos bem as inevitáveis... estações da natureza,
Canım arkadaşım, seni benden ayırdılar.
Meu caro amigo, privaram-me da tua companhia.
Pala Tom'un arkadaşına canımız feda.
Tudo para um amigo do Machete Tom.
Yok canım, bak arkadaşım, ben Robert Cann'in bir arkadaşıyım.
Sou um bom amigo do Robert Cann.
Senin tüm yanıtları bildiğini sanan arkadaşım orada can çekişiyor.
Tenho um amigo em mau estado que pensa que tem todas as respostas.
Arkadaşımın canını yaktın.
Magoaste o meu amigo!
- Tahrikler can sıkıcıydı,... fakat iki gün önce bir bakan arkadaşım saldırıya uğradı dövüldü.
- Os incêndios e grafíti foram incómodos, mas há dois dias, um colega ministro foi atacado e espancado.
Arkadaşım işsiz kaldığından benzin alamayacak. İş görüşmelerine yürüyerek gitmek zorunda kalacak. Kıçındaki kurşun yüzünden canı çok yanacak.
E agora o tipo está desempregado e tem de ir às entrevistas a butes, e os estilhaços que tem no cu fizeram-lhe hemorróidas.
Mutantlarla arkadaş olmak. Oldu canım!
Amigos de mutantes, claro.
Arkadaşımın daha fazla canını sıkarsan seni öldürürüm.
- Se chateares o meu amigo, mato-te.
Erkek arkadaşımın canını yakıyorsun.
Magoaste o meu namorado.
Karen, canım arkadaşım bak ne diyeceğim!
Okay, vou-te dizer...
Sonsuza kadar can arkadaşım.
Minha companheira para toda vida.
Eğer öğrencilerinin canına okumak istiyorsan benim için sorun yok, ama eğer bir daha arkadaşıma boş yere bağırırsan ; o korkunç gülümsemeyi yüzünden bizzat kendim söker, çantama koyar, ta ki herkes seni, benim bulduğumdan bile daha az korkunç bulana dek saklarım.
Tu queres gritar e espernear enquanto ensinas aqui, tudo bem! Mas se voltas a gritar com o meu amigo sem justificação... Eu vou pessoalmente agarrar nesse sorriso assustador na tua cara...
Merak etme, en iyi arkadaş kontratındaki Hayaletli Ev maddesine baktım, canım.
Verifiquei a cláusula da casa assombrada do contrato de melhor amiga.
Bir arkadaşımın biraz canını sıktılar.
Estão a causar problemas a um amigo meu.
Tamam, bak, benim ve ev arkadaşım hakkında söylediklerin tamamiyle can sıkıcıydı.
O quê? Não! Vai para casa.
Morris, canım, seni tanıştırmama izin ver... arkadaşım, Cathleen Whitaker, siması ve toplumsal beğenileri Hartford'un sosyete sayfalarına yabancı olanlara biraz zor gelse de.
Morris, querido, deixa-me te apresentar... à minha querida amiga, Cathleen Whitaker, cuja cara e e feitos cívicos não são desconhecidos... das páginas da sociedade de Hartford. Oh, Mona.
Arkadaşım Bay Walters canını gerçekten yakabilir.
Ou o meu amigo Walters vai-te aleijar a sério!
Arkadaşımın ve benim canımız İsviçre çikolatası ve iyi bir puro çekti.
Meu amigo e eu temos o desejo de um chocolate suíço... e de um bom charuto.
Bizim de canımız sıkıldı. Sergei'nin gemiden inecek arkadaşımızı beklemesi gerekiyordu.
O Sergei tinha de esperar que um amigo saísse do barco.
Böylece kimse yakışıklı arkadaşımın evrenini yok edemez. - Büyükannenin canı cehenneme.
- A tua avó que vá para o Diabo!
Tatlım, buradakiler gerçek arkadaşın olamazlar bu yüzden canını sıkma.
Vá, querido, não devias andar com quem te bate. Eles não são amigos verdadeiros.
O benim kız arkadaşım değil. Hadi canım!
- Ela não é minha namorada.
Arkadaşımın büyüttüğü kötü ruh... onun canını aldı.
O espírito maligno que o meu amigo despertou... tomou o seu corpo e devorou-o por dentro.
Bir şeyin yok, canım. Bak arkadaşın da burada.
Ele está bem, está mesmo aqui!
Bize Artie Bottolota'yı, onun oğlunu... arkadaşın Rocco'yu ve diğer Pleasant Caddesi çetesini ver... biz de her gün gelip canını sıkmayalım.
Se denuncias o Artie Bottolota, o seu filho... o teu amigo Rocco e o resto da malta da Av. Pleasant... não nos dedicaremos a foder-te todos os dias.
Sinir bozacak kadar nazik ve can yakacak kadar zeki. - Ve şu an arkadaşımı kurtarıyor.
Que é irritantemente simpática e dolorosamente inteligente e está a salvar a vida da minha amiga.
Kız arkadaşın mı? Vay canına.
Com que então, namorada?
Evlenip 100 çocuk yapmak istiyorum böylece 100 tane arkadaşım olacak, .. ve sonra herkes benimle arkadaş olmak için can atacak.
Quero casar e ter cem filhos para ter cem amigos e ninguém poder recusar ser meu amigo.
Tabii canım. Arkadaş gibi.
Sim, como amigos.
Canım cicim, Paul ile arkadaşı Ben Tramer hakkında konuştuğumu öğrenince sevineceksin.
Tu, minha querida, vais gostar de saber que falei com o Paul sobre o seu colega Ben Tramer.
Ama arkadaşı zengin canım.
Mas é teu amigo, minha querida.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]