Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ C ] / Canım benim

Canım benim перевод на португальский

1,338 параллельный перевод
Canım benim.
O meu Shep.
Canım benim için bir iyilik yap
Querida, faz-me um favor?
- Canım benim.
Pobre Nina.
Canım benim.
Olá, meu tesouro.
Ah, canım benim.
Deixa-me amar-te!
Ah canım benim. Ne çilesi varmış bu kızın.
Minha querida, as coisas por que passaste...
Canım benim.
Meu amor!
- Amını yalamak istiyorum. - Öyle mi canım benim?
- Quero comer a tua rata.
"Canım benim" kısmını da geçin artık.
E parar a Múmia merda.
Canım benim, göğüslerin öyle güzel ki...
Mamã, as tuas tetas são óptimas.
Canım benim.
Oh, Mamã.
"Canım benim" diyip durmasana!
Calem-se com o caralho da "mamã", merda!
Hayır, kalkma. Kalkma canım benim.
Não, não te levantes.
Gel, canım benim.
Anda aqui, querido.
Ah canım benim, bu durumda sen kazanmış oluyorsun.
Meu caro menino, isso significa que tu ganhaste.
Ah, canım benim. Tabii ki gelemezler.
Meu querido rapaz, claro que eles não podem ir!
- Benim de canım yanıyor.
- Sim.
Tehlikeli bir sahne olduğunda sen oynarsın böylece benim canım yanmaz.
Se tiver de fazer uma cena perigosa, podes fazê-la para eu não me magoar.
Etrafımın heteroseksüellerle sarılmış olması gerçekten benim canımı sıkıyordu--üstüne alınma.
Estar rodeado por todos vocês, procriadores, estava a deixar-me em baixo... sem ofensa.
Benim canım, sonrasında bazen light yoğurt çekiyor.
Bom, por vezes fico com vontade de comer um iogurte magro a seguir.
- Taylor meselesi canımı sıkıyor. Benim de.
Aquilo do Taylor não me sai da cabeça.
Yıllar önce bir adamla tanıştım. Benim can yoldaşım oldu.
Então, há muitos anos, conheci um homem que se tornou meu companheiro.
Benim de canım sıkkın, tamam mı?
Estou completamente aborrecido, ok?
Senin gibi bir tanrıçanın benim gibi bir putz'a aşık olacağını sanmazdım.
Nunca pensei que uma deusa shikza caísse por um putz como eu.
Canım annem... O yaşlı kadın için yapabileceğim hiçbir şey olmadığını biliyordum. Topu topu bir ay öncesine kadar, yemek dağıtırken, benim gibi güçlükle soluyormuş.
Querida mãe, eu sabia que não poderia ajudar esta pobre mulher que até há um mês havia servido mesas, arquejando como eu tentando viver com dignidade.
Fakat asla benim... canımı sıkmayın!
Mas nunca se metam comigo.
Hey, bana bir iyilik yap da, canım, şu... şunları benim için topla.
Faça um favor querida.
Açıkça söyle canım ; benim gibi bir adamın bunu yaptığına inanabiliyor musun?
Diz-me sinceramente, querida... Acreditas que uma mulher assim possa apaixonar-se por um homem como eu?
- Canım. - Bu benim annem.
Essa é minha mãe.
Canım benim.
Que horror!
Benim canım sıkkın değil.
Eu não estou deprimido.
Canım. Senin garsonun benim...
Eu é que o sirvo, riqueza.
Benim için ekmek keser misin, canım?
Podes cortar umas fatias de pão, querido?
Canım benim.
Sim querido!
Haftanın geri kalanında benim canımı sıkmayın, tamam mı?
E não me perturbe pelo resto da semana, certo?
Bak Kuna, son dakkada benim canımı sıkmayın.
Kuna, não quero confusões no último minuto.
Lan oğlum benim canımı sıkma.
Não me enfureças, homem!
Benim de canım acıyor.
Está me machucando!
Benim canımı artık sıkamaz. Anne...
Já não me incomoda mais.
Her dediğini dinlerim, canım güzelim benim
"Concordaria com tudo, minha beleza"
Madem niyetin benim canımı almak dene o halde!
Se é assim que pretendes matar-me... então tenta.
Ya da kendi canınız değil de,... benim canım üstüne. Bu iyi.
Bem... pode não ser a vossa, pode ser a minha... que está bem...
Benim canım böyle bir şey çekiyor.
Mas eu tenho um... Tenho um desejo.
Ness, benim küçük canımın içi... bir dakikalığına bile babanın yaşıyor olabileceğini bilsem... seni asla yeni bir ülkeye veya eve getirmezdim.
Ness, minha querida se eu pensasse por um segundo que havia uma hipótese do teu pai estar vivo nunca te teria mudado para uma nova casa, para um novo país.
Benim canımı yakmayı düşünüyorsan, kameralar takip ediyor.
As câmaras estão a ver, se achas que vais magoar-me.
O benim kız arkadaşım değil. Hadi canım!
- Ela não é minha namorada.
Benim canımı sıkan şey. Küçük Carmine Florida ya gitmeden evvel aramız çok iyiydi.
O que me lixa é que antes do Pequeno Carmine ir para a Florida...
- Affedersin ama benim canımı sıkan konudan bahsetmeyi bitirdik mi? Ben bitirdim.
Eu já.
Aklınızda bulunsun, canınız ot falan isterse... benim kapımı çalın yeter.
E, sabem, se precisarem de uma erva... É só bater na minha porta.
Gizlice haplarımı sayman da benim canımı sıktı.
E eu não gosto que contes os meus comprimidos às escondidas.
Canım, benim sorun yok dememle dünya değişmez.
Querida, dizer-te que não há problema não irá mudar o mundo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]