Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ D ] / Demek istiyorum ki

Demek istiyorum ki перевод на португальский

638 параллельный перевод
Demek istiyorum ki, buraya geri dönmesi ve bunu yapması...
Voltar aqui e fazer isto.
Demek istiyorum ki...
Quer calar-te, por favor?
.. eseri olan şu muhteşem Forth köprüsünün üzerinden.. .. Highland Ekpsres'iyle İskoçyaya giderken.. Demek istiyorum ki, o yolculuk sırasında birkaç gün içinde kendimi..
Por encima desta magnífica estrutura que é o Fourth Bridge... monumento à engenharia e ao esforço Escocês... nessa viagem não fazia idéia que dias depois... estaria falando numa importante reunião política!
Yani, demek istiyorum ki, bunu kim bilebilir?
Quero dizer, quem pode afirmar se é ou não?
Yani demek istiyorum ki, bu akşamüstü bazı arkadaşlarımla çay içiyordum bana sizden ve Lucy'den söz ettiler.
O que quero dizer é que, esta tarde, estive num chá onde umas pessoas... falaram de si e também da Lucy.
- Demek istiyorum ki bu haldeyken... teknenin içinden okyanusu isabet ettiremezdi.
- Quer dizer que no seu estado, não atingiria o oceano, de um barco a remos.
Demek istiyorum ki, bu gece aşağılık veya üstün canlılar hakkındaki bütün düşüncelerimden utanmamı sağladın.
Fizeste-me ter vergonha de todos os meus conceitos de seres superiores e inferiores.
Demek istiyorum ki... bu iklimde onu ne kadar erken gömersek o kadar iyi...
Desculpe-me, Senhorita. Mas, com este clima... é melhor enterrá-lo logo.
Rosie sadece bu düşünceye katlanamıyorum. Demek istiyorum ki, ya bir şey olursa. - Olacağından değil, ama...
Rosie, só que não posso aguentar o pensamento de... quero dizer, suponha que aconteça algo... não que vá acontecer alguma coisa, mas...
Demek istiyorum ki, o benim yerime şarkı söylemeye devam edecek.
Quero dizer que ela continuará a cantar só por mim.
Demek istiyorum ki, annemin kilimi.
Quer dizer, a carpete da mamã...
Yani, demek istiyorum ki, kudurmuş görünmüyorlardı.
Os porcos eram maus, mas não estavam transtornados.
Şey, şunu demek istiyorum ki, nişanı kararlaştırıncaya değim sana sarılamam.
Quer dizer que só te posso abraçar quando ficarmos noivos.
Şey, demek istiyorum ki, ondan kurtulamaz, en...
Ele fez a cama dele e agora... isto é, tem de sair dela da melhor forma.
Hayır, demek istiyorum ki...
- Não, quis dizer a...
Demek istiyorum ki...
Quero dizer...
Demek istiyorum ki, Olayların gidişi ve Cahrlie'nin hissettikleri.
Quero dizer, da forma como as coisas estão e a maneira como Charlie se sente.
Şey, demek istiyorum ki, gidip istediğin kişiyi görebilirsin.
Quero dizer, podes continuar a ver quem quiseres, em qualquer altura.
Demek istiyorum ki, çoğu cinayet nedenleri oldukça önemsiz, verilen ceza ile karşılaştırılacak olursa.
Quero dizer, que a maioria dos motivos para o assassinato, é bastante fraco, considerando a pena a que se sujeitam.
Demek istiyorum ki, o konuda epeyce ileri gittin.
Quero dizer, você falou algum tempo, sobre isso.
Yani demek istiyorum ki, sizin hakkınızda şikayet var.
Quero dizer, recebemos uma queixa de si.
- Sana demek istiyorum ki... - Bir şey değil.
- Queria dizer-te...
Yani demek istiyorum ki...
Quero dizer, er, que tenham... Boa Noite.
Kendini iyi hissettiğin zaman, Demek istiyorum ki, eğer gelecekte kendin ve Melisa ile ilgili, düşünceleri paylaşmak istersen.
Quando se estiver a sentir melhor, se precisar de um amigo para falar dos seus planos futuros, quero dizer, os seus e os da Melissa,
Yani demek istiyorum ki benim umduğum gibi olursa...
Se houver esperança...
- Demek istiyorum ki...
- Quero apenas dizer...
Demek istiyorum ki, ben öldüğümde, insanlar ona bakacak ve diyecekler ki, "Bak, Mangus geçiyor."
Quero dizer, quando eu morrer as pessoas olharão para ele e dirão : "Ali vai o Mangus."
Şunu demek istiyorum ki, sana heyecan verici, güzel bir kadınsın dediğim zaman bana inanabilirsin, gerçeği söylediğimden emin olabilirsin.
Estás a ver, Stell, quando te digo que és uma mulher vibrante, excitante e linda, podes crer em mim e apostar que é verdade.
Aslında, ben de asla yani demek istiyorum ki...
Na verdade, eu nunca tive... Bem, é que... o que quero dizer é que...
Demek istiyorum ki, insanların bu işlerle başa çıkabilmeleri için binlerce yol var.
Quero dizer, existem mil maneiras das pessoas poderem tratar este tipo de coisas.
Demek istiyorum ki..... şu anda keşke ben de sıradan bir er olsaydım.
Agora, gostava de ser um maldito magala, como o Hook, ou o Hitch.
Demek istiyorum ki, eğer seni şimdi istiyorsam, söyleyebileceğin ya da yapabileceğin hiçbir şey yok.
Quis dizer que se eu quiser você agora, não há nada que possas dizer ou fazer.
Demek istiyorum ki...
Queria dizer que...
Yani demek istiyorum ki, sadece birşeye inanmak ve onu gerçekleştirmek.
Quero dizer, acreditar em algo. Conseguir algo.
Demek istiyorum ki, iki kişi miydim?
Quero dizer, eu era duas pessoas...?
Demek istiyorum ki...
Eu quero... Eu quero dizer...
Demek istiyorum ki, Fransa'ya yığınak yaptılar ve durdular.
Quero dizer, eles embrenham-se em França e depois param.
Demek istiyorum ki, üniversiteyi kapatmamız gerek, hepsi bu, ve kimse ama kimse bizim kılımıza dokunamamalı ve eğer yaparlarsa bu onların kendi aldıkları bir risk ve tehlike olacaktır, ve sonra yeniden açmayı kararlaştırdıklarında, bunu bizim kurallarımıza göre yapacaklar.
E ninguém, virá a não ser por sua conta e risco. E quanto decidirem reabri-la, fá-lo-ão nas nossas condições. Mas porquê impedir quem quer assistir as aulas?
Demek istiyorum ki Karnstein'de yaşamışsanız, siyah giymeniz gerekirdi.
O que quero dizer é que, enquanto viverem em Karnstein, devem vestir de luto.
Teorim, benim teorim, demek istiyorum ki bana ait olan, benim.
A minha teoria, a que tenho, que é o mesmo que dizer que é minha, é minha.
Hamlet'i gördüm, fakat o lisede ikendi. Demek istiyorum ki, bu gece elinde kanlı kamayla ayakta dururken...
Eu vi "Hamlet" no liceu, mas quando a vi hoje no palco com aquele punhal...
Demek istiyorum ki, bu şeyin içinde sadece oturmak kendimi iyi hissettirir.
Só o facto de estar aqui sentado me faz sentir bem.
Demek istiyorum ki, sırılsıklam, ve durum onun için böyle değildi.
Profundamente. - E, com ela, não era assim.
Yani, demek istiyorum ki, size danışılmadan yapıldığını düşünüyorum, ve...
Só queria dizer que sei que a decisão foi tomada sem o consultar...
Eşlere ve yakınlara yazılmış bir mektup, "polise söylemeyin" yazıyor, onların işi adam kaçırmakmış. Ve demek istiyorum ki, ah, henüz daha evin içine adımımı atmamışken hemen şimdi, tam burada kapıda, şey, şu basit gözlemleri... yapıyorum.
É só que as cartas para as esposas e familiares a dizer para não chamar a Polícia normalmente envolvem um rapto e, pela forma como mal me deixou entrar em casa, ali mesmo à porta...
Demek istiyorum ki, güvence fonunu bozabilirsin.
Quer dizer, pode mexer na aplicação?
Fakat sen, demek istiyorum ki, belki o an intikamı düşündün.
Mas tu, digo-te, talvez na hora só tenhas pensado em vingança.
- Demek istiyorum ki kötü yaratık bırakmak için tatmin ister
Basta dizer...
Tabii ki, evimiz demek istiyorum.
Claro que é a nossa casa.
Ama bu demek değildir ki, kemend atıp... ... onu buraya getirmenizi istiyorum.
Mas isso não significa que quero que saia e o lace para mim.
Bu demek oluyor ki, beni geçen hafta aramalıydın. O şeyi havada görmek istiyorum!
Você tem que me ligar e eu tenho que ajudar o helicóptero a descolar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]