Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ D ] / Dışarı çıktı

Dışarı çıktı перевод на португальский

3,011 параллельный перевод
Dışarı çıktım, nabzına baktım, birilerinin polise haber verdiğine emin oldum.
Fui lá fora, verifiquei sinais vitais, certifiquei-me que ligassem. E foi isso.
Az önce dışarı çıktı, ama ortağı Dr. Hart burada.
Ele acabou de sair, mas tem a parceira dele, a Dra. Hart.
- Navid meşgulüm - dışarı çıktım.
- Navid, estou ocupada. - Eu saí.
Doğrusunu istersen, Mark öldürüldüğünden beri ne uyudu ne de evden dışarı çıktı.
Não dormiu ou saiu da casa, desde que o Mark foi morto.
Korkusu zehirli bir şekilde dışarı çıktı.
O medo jorrava dela de maneira tóxica.
Dışarı çıktığımda belki sinemaya falan gideriz.
Talvez, quando sair, podemos ir ao cinema.
Ryan ve onun karın kasları çamaşır odasından dışarı çıktı. Bu beni sarstı.
Enquanto o Ryan e o seu tanquinho saíam, percebi...
Burrows, dışarı çıktığımdan beri beni gözlüyor.
O Burrows tem-me perseguido desde que saí.
Tabi, iki ay toprak altında uyuduktan sonra tırnaklarıyla kazarak dışarı çıktı.
Certo, e após uma sesta na terra de 2 meses, arranjou forma de sair.
Ben ise kabuğumdan dışarı çıktım.
Mas eu... eu floresci.
Dışarı çıktığımda onu kurtarmaya çalıştım.
Quando saí... Tentei salvá-la.
Sonra adam dışarı çıktı ama öyle ciddi bir yarayla çok uzağa gidemedi.
E ele conseguiu sair mas ferido mortalmente, não foi muito longe.
- Bay Lasser, patlamadan hemen önce dışarı çıktığınızı söylemiştiniz.
Sr. Lasser, disse que veio para fora mesmo antes da explosão?
İyi haber, bize iki kahve almak için dışarı çıktığımda,.. ... Juan ve Javier adında iki şehir işçisiyle konuştum. Ve en geç saat 3 : 00'den sonra suların akacağının garantisini verdiler bana.
Boas notícias, quando fui buscar café para nós, falei com o Juan e o Javier, dois funcionários da câmara, e garantiram que volta antes das 15.
Artık çamaşır giymediğin için her dışarı çıktığında testislerini kaşıyıp duruyorsun.
Ficaste todo assado porque não usaste mais cueca.
Dışarı çıktığında işime döneceğimi biliyordum.
Sabia que quando ele saisse, teria o meu emprego de volta
O gece, hepimiz Treacher'ın veda yemeği için dışarı çıktık.
Assim, naquela noite, fomos todos ao jantar de despedida da Treacher.
Bagajdan dışarı çıktı katil burada onu başından vurdu.
Ela sai, o assassino atira na sua cabeça aqui.
Tam bir aptal gibi, arkadaşlarımla dışarı çıktım hala bir hayatım olduğunu zannederek ama tek yaptığım, çocuklu bir kızla ilgilenmeyen erkeklerle flört edip kurtulmak için can attığım bebeğimi özlemek ve geç geldiğim için annemden azar işitmek oldu.
Sai com umas amigas para fingir que tenho vida, o que fiz foi namoriscar com homens que não se interessam pela mãe, senti a falta do bebé, e ouvir os gritos da minha mãe por ter chegado tarde.
İbne herif evime gelmişti ama gece yarısı gibi dışarı çıktı yine. - Bakkala mı gitti?
Ele foi à minha casa, mas saiu perto da meia-noite.
Ama sonra dışarı çıktığımda bağırışlar durmadı.
Mas, sabes, quando saí... Os gritos... não paravam.
Peki... Amy'nin üstünü değişeceği için dışarı çıktığına inanmamızı istiyorsun.
Portanto quer que acreditemos que foi até lá fora porque a Amy queria mudar de roupa.
Tamam işte, dışarı çıktık sinemaya gittik, güzel insanlarla tanıştık birbirimiz hakkında korkunç şeyler söyledik toptan bakınca büyülü bir gece oldu resmen.
Bom, saímos, vimos um filme, conhecemos gente simpática, dissemos coisas horríveis um do outro em público.
Sonra dışarı çıktık.
Mas quando fomos lá para fora.
Frank Dileo JACKSON'IN MENAJERİ 1984-89, 2009 20 dakika sonra bir bayan, bir hemşire dışarı çıktı.
Frank Dileo Agente de Jackson 1984-89, 2009 e passados uns vinte minutos veio uma enfermeira.
Yaptığı şarkılar yüzünden, dışarı çıktığım zaman yeniden dans etmeye başladım. Terlemekten pek hoşlanmıyordum da.
Na realidade, fez-me voltar a dançar quando saía, porque eu era um daqueles tipos que não gosta de suar.
Herkes dışarı çıktı.
Já saíram todos.
Dışarı çıktılar.
Foram lá para fora.
Tayra'nın yuvasına sessizce yaklaşıyoruz ve o dışarı çıktığı anda yumurtayı kaçırıyoruz.
Estaremos tentando entrar no ninho, quando foi que levou os ovos.
Ve kadınlar, senin küçük kız kardeşinin aksine erkekler dışarı çıktığında evde kalırlar -
E as senhoras, como a tua irmã, ficam em casa, enquanto os Homens saiem...
Dışarı çıktığımızda bizi koruman gerek.
Uma vez que saírem para fora, lance sinais para pedir ajuda.
Patronla dışarı çıktılar Gördüm
- Estão todos a ver o seu chefe sair.
Dışarı çıktı ve çakmakla onu yaktı.
Ela saiu e molhou-as com um líquido e ateou-lhe fogo.
Hadi şimdi içine sok, çünkü dışarı çıktı.
Mete-o lá dentro outra vez, saiu.
Hiç dışarı çıktın mı sen?
- Viste lá fora?
Sonra da... Küllerin olduğu küp, tabutlara göre yapıldığı belli olan bir sedyenin üzerine kondu ve o yağmurda dışarı çıktık.
Então a urna foi colocada numa grande carreta que estava desenhada para um caixão, e lá foi à chuva.
Baban dışarı çıktığım zaman sana bir mesaj ulaştırmamı istedi.
- Claro. O seu pai queria que lhe passasse uma mensagem quando saísse.
Dışarı çıktığımda da gözlerini kapalı tutman gerekiyor.
Eles receiam que me magoes, por isso, vão algemar-te. E só então eu vou, mas tens que manter os olhos fechados.
Bu, kesinlikle marketten dışarıya çıktığını gördüğüm o adam.
É definitivamente o tipo que vi a sair daquela loja.
Jimmy dışarı mı çıktı?
O Jimmy saiu?
Ben öğretmenlerin dışarı sadece sigara için bağırmak için çıktığını düşünmüştüm.
Achava que professores só saíam da sala para chorar e fumar.
- Koçuyla dışarı çıktı.
Ela saiu para beber um copo com o treinador dela.
Dışarıda bıçak yarasıyla bulduğumuz yaşlı adamın cebinden bu çıktı.
O velho que encontrámos esfaqueado na cidade, tinha isto no bolso.
Hazırlıkları izlemek için mi çıktın dışarıya?
Bem, vieste até aqui só para nos ver preparar?
Hapisten çıktığımızdan beri beni hep dışarıda bıraktın.
Desde que saímos da prisão, passas o tempo a ignorar-me.
Amy benim için güzel bir şey giyeceğini söyledi bende eşimi aramak için dışarı çıktım geç kalacağımı söylemek için.
Fui ligar para casa para dizer que ficava a trabalhar até tarde.
Kutup ayısı yavruları doğdukları inden Arktik ilkbaharında dışarıya çıktıklarında hava eksi 40 derece olabiliyor.
Pode estar a fazer 40 graus negativos quando os filhotes de ursos polares surgem na primavera árctica, das tocas onde nasceram.
Arkadaş olarak dışarı çıktık.
Saímos como amigos, não é um encontro.
# Çıktı gitti dışarı #
Por um dólar de cerveja para comprar
- Dışarı nasıl çıktın?
- Como saíste? - Estava sentada no carro...
- Dışarı çıktım.
- Sai.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]