Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ H ] / Her ne kadar

Her ne kadar перевод на португальский

4,252 параллельный перевод
Her ne kadar Santos estetik ameliyat izi taşımasa da katil, bilinmeyen sebeplerle emniyet müdürlüğü ailesinin iki üyesine belirgin benzerlik gösteren iki kişiyi seçmiş.
Embora o Santos não apresente sinais de cirurgia estética, este assassino, por razões desconhecidas, claramente seleccionou duas vítimas semelhantes a dois membros da nossa família policial.
Her ne kadar Ay'da su olmasa da Ay'ın yüzeyini "karalar" ve "denizler" olarak ayırırız.
Apesar da falta de água aqui, ainda agrupamos a superfície da Lua em áreas de "terras" e "mares".
Her ne kadar ilk göze çarpan Satürn'ün halka katmanları olsa da güneş sistemimizdeki diğer üç gaz devinin de halkaları vardır.
Mesmo o sistema anelar de Saturno se destacando, os outros três gigantes de gás no nosso sistema solar também têm anéis.
Her ne kadar ikimiz de zorlukla hatırlasak iyi zamanlarımız da olmuştu.
Por mais difícil que possa ser para nós recordar, minha cara, nós tivemos alguns bons momentos.
Her ne kadar maziyi kurcalamak hoşuma gitse de, kızlar arada dinlenmeli.
Por mais que adore reviver o passado, uma rapariga precisa do seu sono de beleza.
Beyler, her ne kadar hoşlanıp, hoşlanmasakta Hava Kuvvetleri-1 saat 16 : 00'da iniş yapacak.
Senhores, quer gostemos ou não, a Força Aérea Um chegará às 18h.
Fakat her ne kadar sırlarımızı korumaya çalışsak, ve onları yakınımızda tutsak bile... eninde sonunda hepsi açığa çıkar.
Mas por mais que tentemos guardar os nossos segredos, que tentemos escondê-los bem perto de nós... mais cedo ou mais tarde, acabarão por ser revelados.
Ve tüm bunlar için her ne kadar Conrad'ı günah keçisi ilan etmek istesem de, bu benim tarzım değil.
E, por mais que gostasse de culpar o Conrad, não faz bem o meu estilo.
Yani her ne kadar senin canını almak istesem de, senin için savaşmak zorundayım.
Significa que luto pela sua vida mesmo que gostasse de a tirar.
Her ne kadar küçük sohbetlerimizi çok sevsem de gerçekten bilgi verebilecek insanların hattını meşgul ediyorsun.
Por mais que goste das nossas conversas, está a ocupar uma linha onde as pessoas podem dar novas informações.
Her ne kadar mutlu yaşasalar da sonsuza kadar değilmiş.
Embora vivessem felizes... não era para sempre.
Sadece dosyalarınız değil, aynı zamanda hatırladıklarınız da. Her ne kadar eksik ya da tamamlanmamış olsalar da.
Não só os seus arquivos, mas também as suas memorias, mesmo que sejam incompletas e confusas.
Rohan harika bir iş çıkarmış. Her ne kadar boşa gidecek bir emekse de bu acil durum ışığını çalıştırmak gereği kalmayacak çünkü.
O Rohan fez um excelente trabalho, embora inútil, pois não haverá razão para activares o sinal de emergência.
Lord An, her ne kadar İlahi Zabıta ve Bölüm 6 soruşturma yapsalarda, onlar sadece burada Pekin'de başarılı olabilirler.
Sr. An, Embora a Policia Divina e o "D-6" estejam a investigar, eles só o podem fazer aqui em Pequim.
Her ne kadar mağazalarının içi dışı dondurma olsa da.
Mesmo que a loja de vídeo seja agora uma geladaria.
Olay için hissettiklerinin gayet farkındayım, her ne kadar mantığım buna yatmasa da.
Sei como se sente, apesar da sua lógica confundir-me.
Tüm şu şefkâtli ve merhametli haline bak, her ne kadar sevinçli olmasan bile.
Olha só para ti a ser carinhosa e cuidadosa sem estares sob o efeito de ecstasy.
Her ne kadar Adam ile birbirimizden uzak olsak bile kasabaya geldiğinde, bütün vaktimizi birlikte geçirirdik.
E embora o Adam passasse muito tempo fora, quando estava na cidade passávamos o tempo todo juntos.
Her ne kadar yüzde yüz maçı ben kazanmış olsam da, sorun değil.
Acredito piamente que venci o combate, mas não faz mal.
Her ne kadar kalıp muhabbet etmek istese de yarı zamanlı manitası Bölge Savcısı Penny Kimball ile öğle yemeğinde buluşacaktı.
Embora gostasse de ficar em amena cavaqueira, ele tinha um almoço marcado com a assistente do procurador, Penny Kimball.
Her ne kadar beraber geçirdikleri zamanın sonlarına denk gelmiş hatta Shasta'nın bir ayağı çoktan kapının dışına çıkmış olsa da.
Quando ela já estava com um pé dentro e outro fora.
Tatlım, her ne kadar krep lezzetli olsa da sandığından kadar kârlı bir iş değil özellikle bu durgun sezonda.
Querida, apesar dos crepes serem deliciosos não são exactamente a mina de ouro que tu pensas que são especialmente durante a recessão.
Theo ve ben düşündük taşındık her ne kadar teknik olarak evli olmasanız bile... Tamamen Goldie Hawn tarzı şeyler yapıyorsunuz. Uzun zamandır birliktesiniz...
Eu e o Theo temos falado e apesar de vocês não estarem propriamente casados, andam a fazer uma coisa à Goldie Hawn, são os que estão juntos há mais tempo e são jovens e são divertidos...
Conrad, Beatrice'in bir odaya girme tarzını, her ne kadar karmaşık ve çocuksu görünse de yaptığı şakalara gülmesini Piyanoyu çalmadan önce dudaklarını ısırma şeklini, teninin yumuşaklığını, gözlerindeki sarılığı ve... kalçasındaki bene bayılmıştı.
Conrad adorava a forma como Beatrice entrava numa sala, de como se ria das suas piadas não importa o quão distorcidas ou infantis elas parecessem, a forma como mordia o lábio no momento antes de tocar piano, a suavidade da sua pele, o amarelo nos seus olhos,
Her ne kadar bunu söylemek nefret etsem de ben hatalıydım ve sen haklıydın.
Por muito que deteste admitir, eu estava errado e tu estavas certa.
- Her ne kadar bizi bu bir araya getirse de bir daha aynı adamla yatmayalım.
E agora unidas, nunca vamos dormir com o mesmo tipo novamente.
Her ne kadar bunu söyleyen kişi olmaktan nefret etsem de... Her hafta yüzlerce eş kayboluyor.
Contudo, e odeio ter que dizer isto, centenas de esposas desaparecem todas as semana.
İstediğin kadar güneşten, rüzgârdan ya da hidro-bilmem ne'den bahset dur. Dünya her zaman seni itip kakacaktır, Marshall.
Podes falar comigo sobre energia solar, eólica ou hidro qualquer coisa, mas o mundo vai sempre te pressionar, Marshall.
Sen bize şu katil arkadaşınla ilgili her şeyi anlat biz de başsavcıya seninle ne kadar iftihar ettiğimizi söyleyelim.
Conte-nos tudo sobre esse tal seu amigo assassino e diremos ao Ministério Publico que você é do bem.
Şimdi bana dedin ki her şey bittiğinde ne olacağı seni ilgilendirmemeli. Fakat Aiden'ı ne kadar iyi tanıyorsun?
Disseste-me que o que acontece depois não é da minha conta, mas conheces bem o Aiden?
Onları korumak için her şeyi yapacaktır, ve ne kadar çok para alırsa, sadakatini o kadar büyük yapar.
Ela fará de tudo para protegê-los e quanto mais elevados são os honorários, maior é a fidelidade.
Her ne kadar bende olmasa da.
Não estávamos à sua espera hoje.
Her neyse, sizlerden bir şeyleri geri almayı ne kadar çok sevdiğimizi bilirsiniz.
De qualquer maneira, vocês sabem como gostamos de vos tirar coisas?
Süvari, buraya ne için geldiyse onu alana kadar her gece öldürecektir.
O Cavaleiro matará todas noites até conseguir o que quer.
O kadar küçük bir kutu ki içindeki şey her ne ise kesinlikle inanılmaz olmalı.
É uma caixa tão simples, que me faz pensar que o que estiver lá dentro deve ser realmente incrível.
Çalışmaların gösterdiğine göre, erkekler karar alırken seksi ne kadar düşünürlerse yanıtları o oranda evet olur. İstediğiniz her şeye.
Os estudos mostram que a maioria dos homens associa sexo com decisões, o mais provável da resposta será "sim" para qualquer coisa que possas pedir.
Ne kadar süreyle burada kalacağımızdan emin değilim. Telefonumun her yerine döküldü. Sanırım burada beklemeliyiz.
Não tenho a certeza de quanto tempo teremos de esperar cá fora.
Ve her eylemim ne kadar şiddet içerse de ne kadar acımasız olsa da halkımın çoğunluğunun iyiliği için.
E todas as minhas acções, por violentas que sejam, ou cruéis são para o bem supremo do meu povo.
Ormanı ne kadar yok edersek edelim... kraliçe elinin tek hareketiyle her şeyi yeşertiyor.
Não importa o quanto da floresta que destruirmos, a rainha volta a crescer com um aceno de mão.
Sonra ben her ebeveynin oğluna ne kadar merhametli davrandığını bilmesini sağlarım.
Isso mostrará aos pais como teve compaixão por ele.
Babam her ne istiyorsa, biz Paris'ten geri dönene kadar bekleyebilir.
O que quer que o meu pai queira, pode esperar até voltarmos de Paris.
Her şeyin ne kadar değiştiğine inanamayacaksın.
Não acreditarias como tudo mudou.
Raporladığım ilk vakadan beri bakmaya gelmeniz 3 yıl sürdü ve Amerikan halkının sağlığını korumak için her gün aldığınız 4 milyar dolardan yalvarmamızı beklediğiniz değersiz meblağ kim bilir ne kadar sonra ulaşacak.
Demorou três anos, depois do primeiro caso, só para vir aqui ver. E a miserável quantia pela qual quer que imploremos dos quatro milhares de milhões que recebe todos os anos para proteger a saúde do povo americano, não vai chegar a ninguém até sabe-se lá quando.
Sanki bulmayı istemediği bir şeyleri arar gibi buz kovasında tuttuğunuz vodka kadar berrak bir şekilde belirdi ki Los Angeles Polisi ve Adrian Prussia arasındaki o bağlantı her ne ise aynı zamanda onlar için bir kiralık katil olarak çalışıyor olabilir onların yapamayacağı bazı eylemleri onlar için yapabilir içeri alındığı zamanlarda sorgulandığı, suçlandığı, aleyhine dava açıldığı zamanlarda her nasılsa hiçbir zaman mahkemeye çıkmıyor gibiydi.
Como se procurasse por algo que não queria encontrar, tornou-se claro como a vodka que se guarda no frigorífico que, fosse qual fosse a relação entre a LAPD e Adrian Prussia, mais valia que estivesse a trabalhar para eles como assassino contratado. Realizar as tarefas que não podiam fazer com as próprias mãos... Foi levado vezes sem conta para a esquadra...
- Her seferinde aynı. Orda ne yaptığıma neden bu kadar kafayı taktın?
Por que te interessa tanto o que faço ali dentro?
Senin için her hafta sonu eve gelmenin ne kadar zor olduğunu biliyorum.
Eu sei o quão difícil é tu vires a casa todos os fins-de-semana. - Eu sei.
Alan ne kadar zeki olduğunun bir önemi yok Enigma her zaman daha zekidir.
Alan... não interessa quão inteligente és, a Enigma é sempre mais inteligente.
Burada her şeyin ne kadar karmaşık olduğunu biliyor olmalısın, Tuck.
Deve saber como as coisas aqui são complicadas, Tuck.
Evet, ona sormak için gittiğimde "Parayı verdiğin sürece her şey tamam" dedi. Ne kadar istiyor?
Sim, logo que lhe fui pedir para expor... ele disse-me : "és sempre bem-vindo desde que pagues".
Beyininiz ne kadar ağzınızı kontrol ettiğini düşünse de... Her zaman ağır basan bir şalter olur.
Não importa o quanto o teu cérebro controla a tua boca, sempre haverá aquele botão de ignorar.
- İş arkadaşlığından bahsetmeden önce her paranormal olayda, onun kökünü kurutmaya ne kadar yaklaştığımızı düşünsene.
- Então, pensa antes de falar, Colega. Com cada acontecimento paranormal aprendemos mais sobre...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]