Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ K ] / Küçük dostum

Küçük dostum перевод на португальский

664 параллельный перевод
Kalk ayağa küçük dostum.
Levante-se, meu amigo.
Eh, küçük dostum, hadi yola koyulalım!
Bem, amiguinho, vamos andando!
Dinle, küçük dostum. Şu ana kadar şansımız pek de yaver gitmemiş olabilir ama sen ve ben beraber büyük işler becereceğiz.
Olha, amiguinho, podemos ter tido muito azar até agora, mas vamos fazer grandes coisas juntos.
İnan ya da inanma beni ilgilendirmez küçük dostum.
Acredite ou não, para mim é igual, meu minorca.
Biliyor musun, hiçbir şey özgürlükten güzel değildir.Küçük dostum bunu unutma.
E sabes que ninguém vive no vale ou na montanha sem serem os animais.
Küçük dostum Rafael'i tanıştırabilir miyim?
Apresento-lhes o meu amiguinho, Rafael.
Cesedi muhafaza etmek isteyen, ve arabayı gezmek için alan benim küçük dostum.
Aquele que a tem e o meu amiguinho, que apenas a levou a dar um passeio.
Sonra benim küçük dostum gelir ve arabayı görür, güzelbir araba.
Então, meu amiguinho aparece e vê o carro, e ele é lindo.
Hızlı mısındır küçük dostum?
É rápido, amiguinho?
Gitsen iyi olur, küçük dostum.
É melhor ir-se embora amigo.
Sakin ol, küçük dostum.
Calma, amigo.
Sakin ol, küçük dostum.
Calma, amiguinho.
Gel buraya, küçük dostum.
Vem cá, amiguinho
- Şey... Büyük konuşuyorsun, küçük dostum.
Estás todo empertigado, ó pequenote.
Bak şimdi. Bunu sevecek, küçük dostum.
Ouve, é assim, miúdo.
Bırak da sana birşey söyleyeyim, küçük dostum.
Porque garanto-te uma coisa, pequenote...
Bak, küçük dostum, beni dinle. - Hadi.
- Amiguinho, escuta o que te digo.
Küçük dostum, Chiro.
É o meu amigo Chiro.
Zavallı küçük dostum.
Pobrezinho!
Merhaba, küçük dostum.
Olá, amiguinho.
Onu nerede saklıyorsun küçük dostum, bunun altında mı?
Onde a estás a esconder, baixote? Aqui debaixo?
Korkma küçük dostum.
Não tenhas medo, pequeno amigo.
Oradaki küçük dostum bana bu silahı verdi.
O pequenote deu-me esta arma a crédito.
Merak etme küçük dostum.
Não te preocupes, amiguinho.
Of benim küçük dostum, keşke karımı canlandırmasaydın.
Olha lá meu amigo, tinha passado bem sem que resucitasses a minha mulher!
Al küçük dostum sana bir hediyem olsun.
Não te podem fazer mal. Vá brincar com um aro, rapaz.
- Ne dedin küçük dostum?
- Que me dizes, amiguinho?
Evet küçük dostum, bu seferkine yetişemedik.
Parece que não conseguimos este.
Şimdi dinle beni, zorlu küçük dostum.
Agora, ouça-me, meu amiguinho corajoso.
Evet küçük dostum, demek Kuzey Kahin'ine gidiyorsun?
Então pequeno rapaz, estás a caminho do Oráculo do Sul?
"Onu ikna et dostum yoksa RomaIi MesaIa beni bütün Antakya önünde küçük düsürecek."
"Persuada-o, meu amigo ou MessaIa, o romano vai humiIhar-me perante toda Antióquia."
Küçük Arap dostum olmasa altı ay önce ölebilirdim.
Eu teria morrido há 6 meses atrás se não fosse o meu amigo árabe.
İşte ben de orada olacağım dostum, o en küçük adada.
E para onde eu vou, para a ilha mais pequena.
Dün gece dostum Doktor Velie'yle birlikte küçük bir kutlama yaptık da.
É que na noite passada fui celebrar com o meu amigo Doc Velie.
Beni merak etme, küçük dostum.
Não te preocupes comigo, amigo.
Dostum Küçük Köpek için ve dostum Amerikan Atı için.
Para meu amigo Cão Pequeno... e para meu amigo Cavalo Americano.
"Dostum, bana şantaj yapıyorlar, ve parayı da küçük banknotlar olarak istediler." dedi.
"Estão a fazer chantagem comigo e pediram notas pequenas."
Bu küçük ve güzel bir radyo, dostum.
Por este rádio, huh?
Özel küçük bir olay, dostum, benim ve genç kadın arasında.
Um pequeno assunto privado, meu amigo, entre esta jovem e eu.
Bu küçük arazi aslında 2.000 dönüm, dostum!
Mas este pequeno quadrado tem mais de 200.000 acres, meu amigo.
- Günaydın, küçük dostum.
- Bom dia, amiguinha.
Evet küçük sarı dostum Şefin tekrar düşüneceğini biliyordum..
Sim, meu amigo amarelo, eu sabia que o chefe teria que reconsiderar a decisão.
Eğlendir bizi, küçük uzaylı dostum.
Diverte-nos, amiguinha alienígena.
Gel dostum. Bu kahrolası küçük yer ben el atmadan önce çok kötü haldeydi.
O desgraçado estava num estado miserável antes de eu tratar dele.
Cato, benim küçük sarı dostum. Eve dÖndüm.
Cato, meu pequeno amigo amarelo, estou em casa.
Yanıma gel, küçük yeşil dostum.
Salte para aqui, meu pequeno amigo verde.
Küçük sevimli dostum, tüm televizyon reklamlarımızda sen olacaksın!
Tu meu apetitoso amigo... vais fazer todos os nossos anúncios de TV!
Bombeli dostum, ölümü beklemenin en iyi yolu burada küçük köşemizde kötülüklerden uzak yaşamak.
- Diz-lá Bombé, ainda é aqui no nosso cantinho longe da maldade,... onde estamos bem, à espera da morte.
Hayal kırıklığına uğramasak iyi olur çünkü dostum B.A.'in tekrar gülümsediğini görmek istediği küçük bir kız var.
E é melhor que não nos desapontes, porque há uma menina que o meu amigo BA quer ver sorrir outra vez.
Sopalarını sallarken sen küçük gözlerini kaparsın B.A ve sonra sopayı tüm güçleriyle senin küçük yüzüne indirirler, seni dirsekten fırlatırlar dostum.
Tu fechas os olhinhos enquanto eles levantam o taco, BA, e eles baloiçam aquilo com toda a força que têm, acertam-te na cara e tiram-te do suporte.
Gizli telefon çağrıları ve bazı lvy Ligleri dostum... Düğmesi aşağıya doğru basılı Küçük bir görüşme ve sonra aniden... iki Güney Dade Polisinin ördeği haline gelmen...
Um telefonema discreto para um colega da Ivy League, uma conversa formal e, de repente, dois polícias de South Dade transformam-se em alvos, numa banca de tiro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]