English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ A ] / And blood

And blood Çeviri Türkçe

14,380 parallel translation
We get patients in the er oozing puss and blood.
Acil servise cerahat ve kan sızdıran hastaları kabul ediyorduk.
Toxicology and blood work have shown normal levels.
Toksin ve kan değerleri normal.
Yeah, and blood.
Evet ve kanı da.
When I come back, I find burned clothes and blood.
Geri geldiğimde yanık kıyafetler ve kanla karşılaşıyorum.
Our children, really, from our own flesh and blood, and we're gonna make more of them.
Bizim çocuklarımız, aslında. Bizim soyumuzdan. Ve daha fazlasını da yapacağız.
You got my blood and my nose.
Kanımı ve burnumu aldın.
The blood of my brothers and sisters and children.
Erkek kardeşlerimin, kız kardeşlerimin ve çocuklarımın kanıyla.
There's blood on my teeth and in my soul, I think.
Dişlerime kan bulaştı artık. Sanırım ruhuma da.
The blood started flowing and screams grew and they swarmed.
The blood started flowing and screams grew and they swarmed.
Fitz and I have been working on the vaccine from Creel's blood.
Fitz ve ben Creel'ın kanından bir aşı üretmeye çalışıyorduk.
My friend Thea calls it a blood lust, and I think that's being too generous, and so is calling me an animal.
Arkadaşım Thea buna kana susamışlık diyor ve bence bu fazla cömert. Bana hayvan demek de öyle.
Go and donate some blood.
Git sen de bağışla.
With all my grappling and jostling... I hope you've made enough money for the blood bank?
Bu kadar hoplayıp zıplamaya kan bankan için yeterince para biriktirdin mi?
And when you are truly yourself, and we are painted with blood, I want to rule the darkness at your side.
Gerçek kişiliğine bürünüp tamamen kana bulandığımızda senin tarafındaki karanlıkta hüküm sürmek istiyorum.
The only cure for Drapetomania is severe whippings and hard labor to send vital blood to the brain.
Drapetomania'nın tek tedavisi kanı beyne göndermek için gereken ağır kırbaçlama ve çok çalıştırmadır.
If we do not instill the fear of God in each and every one, they will slit our throats and bathe this country in blood.
Eğer Tanrı korkusunu kalplerine sokamazsak boğazlarımızı keserler. Bu ülkeyi kan gölüne çevirirler.
And the eating of flesh, and the drinking of blood?
İnsan eti yiyip kan içerek mi?
And seeing as I'm gonna be the one that has to clean up the blood afterwards, I'd like to know what the plan is.
En son pisliği temizlemesi gerekenin ben olduğumu da görüyorum. - Planın ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
and the only thing to come out was blood.
Ama ağzından çıkan tek şey kandı.
And bring me her blood.
Bana onun kanını getir.
After it's all over, I go to the river to try and wash the blood off my hands.
Her şey bittikten sonra, nehre gidip elimdeki kanları temizlemeye çalıştım.
He wants... to feed on my blood, and make me his bride.
Kanımdan beslenip beni gelini yapmak istiyor.
Mmm. They sup on the flesh and the blood, and the blood, and the blood.
Et ve kanla besleniyorlar.
Upon these fields, these hills, these seas, we shall bring a reign of blood and terror until all mortals swear their fealty.
Tüm bu alanların, tepelerin ve denizlerin üzerine ölümlüler sadakat yemini edene kadar kan ve terörü egemen kılacağız.
Contact the blood bank and type and cross match for four units of O neg.
Kan bankasıyla temasa geçin ve dört ünite sıfır negatif kan getirin.
Means, it's a partial print. Basically, it was all we were able to get considering all the fire, blood and carnage.
Tüm o ateş, kan ve katliam yüzünden elde edebildiğimiz tek şey bu oldu.
And we have an hour and a half to try to find someone with blood on their shoes.
Bir buçuk saat içinde ayakkabısında kan olan birini bulmaya çalışacağız.
Wolfsbane and Mountain Ash, forged with our blood under the light of a full moon.
Kurtboğan, üvez ağacı ve bizim kanımızla birlikte dolunay ışığı altında dövüldü.
Blood pressure is 80 and dropping.
Nabız 80 ve düşüyor.
Innocents died and you walking away with blood on your hands.
Masumlar öldü. Ve senin ellerine kan bulaştı.
Look, you know those crime scene photos that Ollie showed us with paramedics and writing symbols in blood?
Ollie'nin gösterdiği iki sağlık görevlisi ve kanla yapılmış bir sembolün olduğu olay yeri fotoğraflarını fotoğraflar vardı ya?
And he--he tried to use his creepy magic mojo on me, but... After that, my blood lust was better. It was almost completely gone.
Üzerimde şu ürkütücü büyülerinden birini denedi ama ondan sonra kana susamışlığım daha iyi oldu.
Except now Machin's out there and he has a blood lust of his own.
Ama Machin dışarılarda bir yerde ve kendi kana susamışlığı var.
There will be war, and the streets of your home will run red with the blood of our enemies, whomever they may be.
Savaş çıkacak ve yuvanın sokakları düşmanlarımızın kanıyla kızıla boyanacak o düşmanlar kim olursa olsun.
I'm saying that there is a man who killed Darhk in cold blood, and that same man stood on top of a car and gave the city its hope back.
Darhk'ı acımasızca öldüren ve bir arabanın üzerine çıkıp şehre umut kazandıran bir adam var diyorum.
Never to be heard from again! Isn't he in that Showtime thing with the blood and the hats?
Şu Showtime dizisinde kan ve şapkalarla takılan adam değil mi o?
So just take some of Daisy's blood and make more of these.
Daisy'nin kanını alıp onlardan daha fazla yapacaklar yani.
With enough of Daisy's blood, the Terrigen Crystals they have, Hive's own particulate DNA, and a scientist who knows how to stir the cocktail...
Daisy'nin kanından yeterli bir miktar Terrigen Kristali, Hive'ın DNA'sından bir parça ve bunları nasıl karıştıracağını bilen bir bilim adamı...
Prep for immediate blood transfusion and full cranial scan.
Acil kan nakli ve kafa taraması için hazırlanın.
She's resting now, recovering from that and the blood loss, but we do expect a full recovery.
Bunu ve kan kaybını atlamak için dinleniyor şuan. Ama tam bir iyileşme bekliyoruz.
Just add some of his blood and say the words.
Sadece onun kanıdan ekle ve kelimeleri söyle.
Primal nature and a hunger for blood.
Vahşi doğaları onları kana susatır.
You shot that fella in cold blood while your wee mates stood by and watched.
O adamı soğuk kanlılıkla vurdun. O sırada arkadaşların da izledi.
You shot that fellow in cold blood - while your wee mates stood by and watched!
Arkadaşların durup izlerken o adamı soğuk kanlılıkla vurdun.
- he'd been shot and there was blood everywhere.
Vurulmuştu ve her yerde kan vardı.
- No. I should wake up every morning and feel like this, remembering every drop of blood I spilled.
Her sabah uyanıp, döktüğüm her damla kanı hatırlayarak böyle hissetmem gerekir.
And he tells them the time has come to wash the Shieldlands clean with red blood.
Onlara, Shieldlands'i kızıl kanlarıyla yıkamanın zamanının geldiğini söylüyormuş.
I have men dead... and I have shed my own blood in defence of our home... and yours.
Adamlarım öldü ve evimi korumak için kendi kanımı döktüm. Sizin evinizi de.
Why spill Varni blood in a feud that is not of our making and not in our interest?
Neden bizim çıkarmadığımız ya da çıkarımıza olmayan bir kavgada Varni kanı dökelim?
Uh, blood pressure is 126 over 86, and heart rate is 120.
Kan basıncı 126'ya 86, nabız ise 120.
Just as surgeons have no fear of blood, so we priests are no longer afraid of scandal and sin.
Cerrahlar nasıl ki kandan korkmazsa biz rahipler de ayıp veya günahtan korkmayız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]