English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ B ] / But she's okay

But she's okay Çeviri Türkçe

543 parallel translation
She acted like she was okay, but I guess she's worried about the time I'm going to be gone.
İyi gibi davranıyor ama gideceğim zaman için endişeleniyor.
She says she's okay now... but she wouldn't look at me straight in the eyes.
Daha iyi olmuş ama gözü beni görmüyor.
Well, we hadn't figured on having a professor in the family, but if that's what she wants, it's okay by us.
Ailede bir profesör olacağını düşünmemiştik ama istediği buysa, bizim için sorun yok.
The trouble with her is she's okay giving out with the wise cracks and twists, but when it comes to leveling off, she gets chicken.
Honey'nin sorunu şu : numaralar ve oyunlar yapmada üstüne yoktur ama iş, durumu düzeltmeye gelince korkudan kaçar.
She say okay, but not to think that she's his property.
Kız tamam dedi, ama onun malı olduğunu düşünmemesini istedi.
She's okay, but I need air.
O iyi ama benim hava almam lazım.
Okay, okay, but what if she's a spy?
Pekala, tamam, ama ya eğer bir casussa?
But if it's okay with my dad, she's going home with me.
- Hayır. Babamla geldim, Kız benimle eve geliyor.
She's okay, but she had to transfer.
Durumu iyi, ama transfer oldu.
Isn't that cute? Okay, so she's beautiful and gorgeous and all that, but, Al, so is Marcie, and what's more, Marcie has inner beauty.
Tamam, çok güzel ve harikulade fakat Marcie de öyle.
She's okay, but it's pretty serious.
Şu an iyi, ama durumu ciddi.
But she's okay now, and I- - and so I'll take care of it.
Ama şimdi iyi. Ben onunla ilgileniyorum.
Okay, but she's changed.
Tamam, ama değişti.
- Your words? Okay, she's weaker, but it doesn't matter.
Tamam, ekibin geri kalanından daha zayıf olduğu doğru ama bunun bir önemi yok.
We can hire somebody else, but if she's okay to open in New York, she opens.
Başka birini bulabiliriz, ama eğer New York'taki açılışa katılabilecek durumdaysa, katılacaktır.
But she wants to eat him, and everybody's okay with this?
Sen onu tanıyorsun, o da seni. Fakat o onu yemek istiyor ve herkes buna razı mı?
She's wounded, but okay.
Yaralı ama iyi.
She's okay one-on-one, but a horrible lecturer.
Birebirde iyi ama berbat bir lektör.
Julia tried to kill herself, but good news is, she's okay.
Julia intihara kalkışmış. Ama iyi haber, kurtuldu.
She's okay, but she's in a very serious situation which prevents her from being here.
O iyi, ama onun buraya gelmesine engel olan çok ciddi bir sorun var.
What the... She's all right, but there's three people up in Brainerd who aren't so okay, I'll tell you that.
Gayet iyi, ama Brainerd'da hiç iyi olmayan üç kişi var.
Little did she know God thought, "Okay, but that's it."
Acaba Tanrı'nın düşündüğü şey aklından geçiyor muydu : ... "Tamam ama buraya kadar."
"but try not to say" shit "around her, okay..." "She is from Philly," but I don't think she does that anymore
Biliyorsun Philadelphia'lı ve onlar sıradan insanlar değildir.
But she's okay.
O zaman artık iyi.
Yeah, but she's okay now.
... evet ama şimdi düzeldi.
You'll tell her you thought she was prostituting herself for therapy, but now you've decided that's okay?
"Terapi için kendini sattın sandım. Ama artık önemi yok" mu diyeceksin?
- cute shoes - thanks okay, I'm going out on a limb here, but I'm guessing you haven't told April she's not the pitcher
- Ayakkabıların güzelmiş! - Teşekkürler! Pekâlâ, burada cidden zor durumdayız ama sanırım Sharon'a atıcı olmadığını söylemedin.
Okay. Of course she is, but they just wanna know... if the unique young woman is gonna leave the gas on... or if she's gonna leave the door unlocked.
Tabii ki de öyle ama, Bu eşsiz genç bayanın gazı açık bırakıp evden çıktığını ya da kapısını açık bırakıp bırakmayacağını merak ediyorlar.
- She's not home, but we'll try her again. - Okay, bye.
Huh?
I think Erin misses us, but she's okay.
Erin bizi çok özlüyor ama idare ediyor.
But it's okay, Ray, she'll sit in the back.
- Tabii. Ama sorun yok Ray, o arkada oturacak.
We're waiting, but I think she's gonna be okay.
Beklemedeyiz, ama sanırım iyi olacak.
She's got a bad bump and some cuts, but she's gonna be okay.
Kafasında kötü bir şiş ve birkaç kesik var, ama iyileşecek.
It's gonna be okay. I know that I'm the last person you expected and the last person that you wanted to see but Jane run away tonight and she came to my house.
hersey iyi olacak... suan gormek isteyeceginiz son kisi oldugumu biliyorum ama Jane bu gece evime geldi.
- Yeah, but she's okay.
- Evet ama idare ediyor.
It's a long story, but she's okay.
Uzun hikaye, ama o iyi.
Okay, but she is trying to look out for us.
Tamam, ama bizim için dikkat etmeye çalışıyor.
He seemed okay... but she's gonna be laid up for a while, I'm afraid.
Adam fenâ değildi... fakat kadın bir süre yatalak kalacak, korkarım öyle.
She seems to like us okay, but the King... I don't know. I think he's hiding something.
Kızı bizden hoşlanmış gibi ama sanırım kral bir şey saklıyor.
She's okay, but she doesn't remember what happened.
İyi, ama ne olduğunu hatırlamıyor.
I mean, okay... so she's 50,000 times hotter than most girls... but come on, it's just sex.
Yani, kabul... çoğu kızdan 50 bin kere daha fıstık... ama sonunda olup olacağı sadece seks.
She's still bleeding but it's slowed to the point that her pressure's okay.
Hâlâ kanaması var. Ama yavaşladı ve kan basıncı iyi.
She's a little freaked out, but she's okay.
Biraz korktu ama şimdi iyi.
Okay, so Suk Mee's a little old... but she is just so damn good.
Tamam, Suk Mee biraz yaşlıdır fakat işini çok iyi bilir.
I know she's your- - Jimmy, I'm sorry, but look, we've got to get off, okay?
Üzgünüm ama gitmeliyiz.
Okay, so, we're on the savanna and we're hovering about three feet over it and there's this herd, see, of elephants and they can run very fast, not as fast as rhinos, but they can run very, very... what was she wearing?
- Üzerinde ne vardı? - Üzerinde ne mi vardı? Evet.
But if she's okay can't she tell you who he is?
Ama durumu iyiyse olduğunu kızdan öğrenemez misiniz?
Okay, Leo, I don't know if it's because she's afraid of the demons or she has guilt over Phoebe, but she's not doing so well.
Leo nedeni iblislerden korktuğu için mi ya da Phobe için suçluluk duygusu hissediyor bilemiyorum ama durumu iyi değil.
Okay, not to sound too simplistic, but if she's a whitelighter-to-be, doesn't that mean that we're after a darklighter?
Tamam, kulağa çok basit gelmiyor ama eğer o bir beyaz ışıklı olacaksa, bu bizim bir kara ışıklının peşinde olduğumuz anlamına gelmiyor mu?
Okay, she's dead, but the thing is, you've probably noticed I'm having a bit of trouble letting go.
Ama belki sen de fark etmişsindir ben sevdiklerimi terk edemiyorum.
Now, if there was some youthful indiscretion, and she got this tattoo... which I still can't even hardly believe my ears when you even tell me this... but okay, say she does have this tattoo over there.
Bazı gençlik budalalarına imza atıp dövme yaptırmış olabilir, ki hâlâ bu söylediklerinize inanmakta zorluk çekiyorum ama tamam, orada dövmesi olduğunu varsayalım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]