But so do i Çeviri Türkçe
2,664 parallel translation
Um, I know you don't want me in your life right now, but I don't know how to do that, so...
Aa, şu an beni hayatında istemediğini biliyorum, fakat bilmiyorum nasıl yapılacağını...
This is awkward and believe me, I wouldn't be coming to you, but I do not know who else I can ask so...
Bu çok tuhaf ve inan bana, sana gelmek istemezdim ama başka kime soracağımı bilemedim, o yüzden...
Kathy, I know this is a lot to take in but, your father made a promise to my friend, so, what can we do to get that check right now?
Kathy, bunu anlaman zor geliyor ama baban arkadaşıma bir söz vermiş, yani..... o çeki hemen almak için ne yapabiliriz?
Even if I didn't want to, I'd have to, but I want to, and when I do, Coastal Motors is gonna cut you loose exactly the same way you did to me, so either you make it right on your own, or I will.
Bunu istemesem bile ki mecbur kaldığımda yaparım bunu yaptığımda Coastal Motors seni bana yaptığınız gibi kovacaktır. Ya bunu kendin düzelt ya da ben yaparım.
Do not use your dime-store psycho- - that's exactly what I'm doing, but I have to,'cause if Grant is so perfect, that means that I'm not good enough for him.
Ucuzcu dükkanı psikopatına bağlama... Tam da bunu yapıyorum. Ama mecburum.
I am on the two kid sleep schedule, so I'm up and at'em at 4 : 15, but no kids, so I honestly didn't know what to do with myself, and then I thought of something.
Ben iki çocuklu uyku düzenindeyim. Yani saat 4 : 15'de ayaktayım. Ama şimdi çocuklar yok.
Not just succeed in it, but to dominate, and looking around this room, I'm not so sure that we do, but we can get there, and I can lead us there, and that is all that matters.
İçinde başarılı olmak değil, domine etmek. Bu odaya bakınca pek emin olamıyorum ama başarabiliriz. Ben, bizi oraya taşıyabilirim.
I thought Amanda had something to do with Tyler's murder, but now all signs point to Daniel, so where the hell did she go?
Tyler'ın ölümüyle Amanda'nın bir alakası olduğunu sanıyordum ama şimdi ise her şey Daniel'in suçlu olduğunu gösteriyor o zaman nereye gitti bu kız?
Nate, you're the only one who can get to Anson before he escapes, so I want you to get eyes on him, but do not approach him.
Nate, Anson'a kaçışından önce ulaşabilecek tek kişi sensin, gözünü üstünden ayırma ve ona yaklaşma.
Um, I have Secretary Barrish on your phone, so it's probably a prank, but then maybe it's not, so I don't really know what to do.
Bakan Barrish telefonda. Muhtemelen biri şaka yapıyordur ama belki de değildir.
But, hey, I do know this. He loves you so much.
Bildiğim bir şey varsa o da seni çok sevdiği.
I was gonna, but when you saw Andrew do it, you were so disgusted, I thought it would be a deal breaker.
Söyleyecektim ama Andrew'u görünce çok tiksindin... ben de aramız bozulur sandım.
So, look, I don't know what happened to Chris Sublette, but neither Zac or Dennis had anything to do with it.
- Yani, bak, Chris Sublette'e ne oldu bilmiyorum, ama Zac veya Dennis ona hiç bir şey yapmadı.
Well, I don't know why I care so much about what you think but somehow I do, so I'm sorry.
Ne düşündüğünüzü, neden bu kadar umursadığımı bilmiyorum ama umursuyorum işte. Çok üzgünüm.
Killing you will be easy, but I have another kill I have to do that's not so easy.
Seni öldürmek kolay olacak ama öldürmem gereken diğer kişi pek kolay olmayacak.
But I like it, so let's do it.
Ama sevdim, yapalım o zaman.
What do you got? Yesterday at the planetarium, I didn't think it was possible so I didn't want to say anything, but then last night when I was looking at the stars, I did some calculations, some research on...
Dün gökevindeyken, imkansızdır diye düşündüm o yüzden söylemek istemedim ama dün gece yıldızlara bakarken bazı araştırma ve hesaplamalar yaptım.
I know... it sounds crazy, but I've had so much bad luck, that, at this point, I'm willing to do whatever it takes.
Biliyorum kulağa delice geliyor, ancak, o kadar çok kötü şans gördümki, bu noktada, her ne gerekiyorsa yapmaya hazırım.
I've lost 12 pounds, so it's a success, but... ow! We'd do it for free.
Biz bedavaya takıyoruz.
Look at me, I'm working for my ex-wife's dad, but I do it so that when I get my kid on the weekends, I have enough money so that I can spoil him.
Bak bana, eski karımın babası için çalışıyorum ama bunu, hafta sonları çocuğumu şımartacak kadar para kazanmak için yapıyorum.
Chuck E. Cheese pizza don't come cheap, but Kyle likes it, and, damn it, so do I.
Chuck E. Cheese pizzası ucuz değil ama Kyle seviyor ve lanet olsun, o zaman ben de seviyorum.
I used to do it by hand, but this gets the job done so much faster.
Eskiden elle yapardım, ama bu işi çok hızlı bitiriyor.
We are, but I'm starting to do really well, so I think we can afford one splurge.
Öyle ama gerçekten iyi para kazanmaya başlıyorum,... bu nedenle bir seferlik savurganlık yapabiliriz.
Blake's, like, my best friend here, but this is a competition, so I'm gonna think, "what would Blake do?"
Blake en yakın arkadaşım, ama bu bir yarışma. Dolayısıyla Blake ne yapabiliyorsa daha iyisini yapmaya çabalayacağım.
But I just want this so bad. That I'm willing to do whatever I have to do. To get the job done.
Bunu o kadar çok istiyorum ki ne yapmam gerekiyorsa onu yaparım.
I had it when I was younger, so I remember but I don't- - Do you have it?
Küçükken de başıma gelmişti, bu yüzden hatırlıyorum... Ama bulamadı... Elinizde var mı?
You know, maybe he's, maybe he's laying low until he can figure out what to do, but I do know he's out there and so's Katie.
Belki ne yapacağına karar verene dek bir yerlerde saklanacak ama şunu biliyorum ki buralarda bir yerlerde ve Katie de yanında.
So do I. But while the country's like this...
Ben de seninle yaşamak istiyorum. Ama ülke bu haldeyken -
I wanted to get out of it, but I didn't know what to do, so I panicked again, and I sent her a text.
Bunun dışında olmak istedim. Ama ne yapacağımı bilemedim... ve yine panik yaptım... ve ona sms gönderdim.
- So we're building a roof garden, and of course I have to do everything, but you know what?
- Çatıya bir bahçe yaptırıyoruz ve tabii ki her şeyi ben yapmak zorunda kalıyorum. Ama apartman yönetimi konusunda,...
Look, I won't t into Brown like you, but I can go somewhere nearby, so we only have to do the long-distance thing freshman year.
Senin gibi Brown'a giremem. Ama yakınlarında bir okula girebilirim. Uzun mesafe ilişkisi yürütme olayını sadece ilk sene yapmak zorunda kalırız.
He's not a page anymore, but he keeps trying to do my job for me. And when I confronted him about it, he was so condescending.
Artık bir rehber değil, ama işime burnunu sokup duruyor ve bununla ilgili onunla yüzleştiğimde, beni çok küçümsedi.
I think it's great, but most people don't even bother, so why do you?
Yanlış anlama, bence harika bir şey. Ama çoğu insan bunarla canını sıkmaz. Neden sen?
I don't know why I care so much, but I do.
Neden bu kadar umursuyorum bilmiyorum, ama umursuyorum.
So I'm not gonna do it, but...
Yapacağım da ama...
So do I, but in a world of things that actually could happen...
Ben de ama öyle şeylerin olduğu bir dünyada yaşasaydık...
Back in the day, when I was with Ben, I had so many opportunities to do things that I really wanted to do, but I didn't do them because he didn't want to.
Zamanında, ben Ben'leyken, gerçekten yapmak istediğim şeyleri yapmak için bir sürü fırsatım oldu, ama onları kullanmadım, çünkü Ben istememişti.
So why do I feel like there's a big "but" coming?
Neden ben koca bir "ama" gelecek gibi hissediyorum.
Living is so humiliating, but I have things to do.
Yaşamam çok aşağılık bir durum ama yine de yapacak işlerim var.
I do have an early call tomorrow, though, so I got to get going, but let me help...
Yarına erkenden işe gitmem lazım,... yani erkenden kalkmam lazım, ama izin verin bunlara yardım edeyim...
I'm just not comfortable doing that sort of thing, but I want to stay in this competition, and I want to be on glee, so I-I really have a lot of work to do.
Ama yarışmada kalmak istiyorum, ve Glee'de olmak istiyorum, dolayısıyla yapmam gereken çok şey var.
I kind of promised him that he was going to be leader of my house band, but then I nixed the idea because I was worried that he was going to pull too much focus, so I never gave him a heads up, do you?
Hani ilk Ava şovunu yaptığımızda ona şovun grubunun başı olacağını söz verip sonradan çok fazla dikkat çekeceğinden vazgeçip ona haber vermememden değildir, değil mi?
I'll do my best, but I watched, like, thrMythbusters last night, so I'm pretty exhausted, if you know what I mean.
Elimden gelenin en iyisini yapacağım ama dün gece Mythbusters izledim. Yani oldukça yorgunum, ne demek istediğimi biliyorsan.
But I have a job to do, so please get in the car.
Ama yapmam gereken bir iş var, bu yüzden lütfen arabaya bin.
But that is so sweet of you. Oh, it's... the least I can do.
Bu yaptığın şey çok hoş.
But on the upside, we do have a brand-new bus, a nice master suite, and... and decent bunks, so... I guess that's about it.
İyi tarafıysa, yepyeni bir otobüsümüz var çok güzel kral süiti, ve güzel yataklar sanırım bu kadar.
But I knew I had to say something, so I said it was kind of an expression for a good cop who helps people which, in your case, is what you really do.
Ama bir şey söylemem lazımdı. O yüzden insanlara yardım eden iyi polis demek dedim. Ki senin yaptığın da bu zaten.
I wanted it to be perfect but she wanted so many different things, which was I supposed to do?
Mükemmel olmasını istemiştim ama çok fazla farklı şey istiyordu. Hangisini yapmalıydım?
You're asking me to frame somebody, so, no, but what I can do is put together an objective profile.
Sen bana birilerini uydurmam için diretiyorsun, hayır, fakat yapabileceğim şey nesnel bir profili birlikte koymak.
The whole time i knew what was happening to those other children, but I didn't know what to do so.
Bunca zamandır diğer çocukların neler yaşadığını biliyordum.. .. ama ne yapacağımı bilmiyordum.
So if you want to get married, go ahead, but do not say that I didn't warn you.
Evlenmek istiyorsan hala durma, ama sakın seni uyarmadığımı söyleme.
but something went wrong 29
but sometimes 291
but so are you 19
but soon 162
but so far 188
but so am i 35
but so what 89
but something's wrong 18
but some 28
but sooner or later 73
but sometimes 291
but so are you 19
but soon 162
but so far 188
but so am i 35
but so what 89
but something's wrong 18
but some 28
but sooner or later 73
but somehow 146
but someday 43
but something 32
but someone 22
but something happened 23
but soft 18
but sorry 20
but somewhere along the way 18
so do i 1410
so do it 93
but someday 43
but something 32
but someone 22
but something happened 23
but soft 18
but sorry 20
but somewhere along the way 18
so do i 1410
so do it 93
do it 5363
do it anyway 19
do it for me 171
do it right now 27
do it up 17
do it for yourself 17
do it later 23
do it today 16
do it to me 21
do it tomorrow 16
do it anyway 19
do it for me 171
do it right now 27
do it up 17
do it for yourself 17
do it later 23
do it today 16
do it to me 21
do it tomorrow 16
do it again 594
do it now 637
do it right 79
do it fast 39
do it yourself 113
do it quickly 49
do it properly 26
do it quick 22
do it then 24
do it quietly 27
do it now 637
do it right 79
do it fast 39
do it yourself 113
do it quickly 49
do it properly 26
do it quick 22
do it then 24
do it quietly 27