Do things Çeviri Türkçe
21,017 parallel translation
"I'm gonna pretend to be you and do things on the Internet that are gonna create a terrible reputation for you."
" Senmişim gibi davranıp internette, seni mahvedecek şeyler yapacağım.
He must be threatening Nolan, forcing him to do things.
Nolan'ı tehdit edip onu bir şeyler yapmaya zorluyor olmalı.
Oh! I dunno how you do things in the Territory, but in WA, us coppers generally like to avoid harbouring fugitives.
İyi akşamlar sayın dedektif, bir de sayın misafiri.
From tomorrow, I promise to do things right.
elimden geleni —
I can do things with other people.
Başka insanlarla şeyler yapıyorum.
But I-it's not that, I can do things I'm scared of.
Ama mesele o değil, korktuğum şeyi de yaparım.
I'm going to do things the way that I want to from now on.
Ama teşekkürler. Bundan sonra bu şeyleri bildiğim gibi yapacağım.
Well, that's not the way we do things in my family.
Bizim ailede işler böyle yürümez ama.
I have to do things my way now.
Artık işleri kendi yöntemimle yapmalıyım.
There's other ways to do things, man.
İşleri daha farklı şekilde de yapabiliriz dostum.
The whole cover story they made up- - shadowing your unit, seeing how you do things, why you've had the success you've had- - it worked, because it's the truth.
Ekibinizi karalamak için işinizi nasıl yaptığınıza dair uydurdukları her şey başarılarınız falan. İşe yaradı çünkü doğrusu bu.
Yeah, well, if fixing big things were easy, everyone would do it.
Aslında, büyük şeyleri düzltmek kolay. herkes yapabilir.
"David, just a few things I need you to do..."
"David, yapmanı istediğim birkaç şey var..."
David : Do you think on some level Jane kind of directed things here because it is a poor area?
Sence Jane, burası fakir bir bölge olduğu için bu işi burada yapıyor olabilir mi?
They're just no good because they do dangerous things with hazardous materials, and they don't care who it affects. They could care less.
Çünkü son derece tehlikeli materyallerde çok tehlikeli silahlar geliştiriyorlar ve kimin zarar gördüğünü umursamıyorlar, daha kötüsü olamaz.
They drive me to do unspeakable things.
Beni ağza alınmayacak şeyler yapmaya zorluyorlar.
We do not speak of such things.
Bu konu hakkında konuşmuyoruz.
Love makes you do crazy things.
Sevgi insana delice şeyler yaptırır.
I always said we'd do great things together, didn't I?
Hep büyük şeyler başaracağız demiştim, değil mi?
It's hard for me, talking, not picking up on the things that other people do.
Benim için zor, konuşmak diğer insanların yaptığı şeyleri çabucak anlamamak.
Mitsuha, there are still things you must do.
Mitsuha. Yapman gereken şeyler var. İyi dinle beni.
I couldn't do the things she does.
İmkânı yok yapamam ben.
But we all have things to do and places to go...
Ama yapacak işlerimiz var ve gitmemiz gereken yerler...
Remember how we laughed away the hours And dreamed of all the great things we would do
Tüm gece gülüşür ve konuşurduk hayal ettiğimiz büyük şeyleri
And dreamed of all the great things we would do
Hayal ettiğimiz büyük şeyleri
Do we not all sometimes do bad things in service of a greater good?
Hepimiz bazen daha iyi hizmet için kötü şeyler yapmaz mıyız?
My downfall would do great things for that family, I...
Benim düşüşüm onun ailesine çok fayda sağlayacak.
We don't, but things are happening very fast and there is something you do need to know.
Bizim yok ama işler çok hızlı gelişiyor ve bilmen gereken bir şeyler var.
I know the things that we do are complicated, but we can fix this.
Yaptığımız işlerin karmaşık olduğunu biliyorum ama bu durumu düzeltebiliriz.
That's why your mother and I do what we do... to keep things like that from happening.
Annenle işimizi bu yüzden yapıyoruz böyle şeylerin olmasına engel olmak için.
It's like she has something... real, like she would want to do the things that I want to do...
Yani onda gerçek bir şeyler var. Sanki benimle aynı şeyleri yapmak istermiş gibi.
- In case things go like they usually do?
- Genelde işler karıştığı için mi?
When you look closely at the seams between order and chaos, do you see the same things I see?
Düzen ve kaos arasındaki... uyuma yakından baktığında... benim gördüklerimi sen de görüyor musun?
In a way, all this hocus-pocus keeps things clean for whatever it is you need to do.
Bir bakıma tüm bu hokus pokus ne yapman gerekiyorsa ortalığı sakin tutuyor.
What, you can't do two things at once?
Ne yani, iki şeyi tek seferde yapamıyor musun?
Do I have to worry about John Rayburn sussing things out?
John Rayburn'ün bizi öğrenmesinden endişe etmeme gerek var mı?
I have things I have to do.
- İşlerim var.
Well, I still like a few things the old-fashioned way, so do you want me to make you a cup of coffee?
Hala bazı şeyleri eski yöntemlerle yapabilirim. Sana bir bardak kahve yapmamı ister misin?
Now do us all a favor and don't mess things up with her again.
Sakın bir daha işleri berbat etme.
People will do crazy things when they're backed into a corner.
İnsanlar köşeye sıkıştıklarında çılgınca şeyler yapacaklardır.
They do bad things, but they also have loyalty.
Kötü işler yapıyorlar ama bağlılıkları var.
From now on, we're gonna do new things all the time.
Şu andan itibaren sürekli yeni şeyler deneyeceğiz.
Oh, it's hard to do two things at once.
Aynı anda iki şey yapmak zordur tabii.
I mean, what do you need those things for, anyway?
Onları ne yapacaksın ki yani?
They do strange things.
Garip şeyler yapıyorlar.
Those things are cockroaches to me... Don't do that.
- O şeyler benim için hamamböceği.
Because I know things, and sometimes you would do yourself some good listening to me.
Çünkü bildiğim bazı şeyler var. Beni dinlersen kendine iyilik edersin.
How can we do those things with a child around?
Yanımızda çocuk varken nasıl yapacağız?
Think about all the fun things you get to do when you have a baby. Yeah!
Çocuğun olunca yapacağın eğlenceli şeyleri düşün.
So you do observe these things.
Demek bunları inceliyorsun.
Captain, there are things, things about this mission that you do not know.
Kaptan bu görevde bilmediğiniz şeyler var.
things 422
things happen 87
things will get better 22
things change 215
things fall apart 17
things will change 18
things have changed 201
things like 24
things could be worse 16
things to do 42
things happen 87
things will get better 22
things change 215
things fall apart 17
things will change 18
things have changed 201
things like 24
things could be worse 16
things to do 42
things are looking up 44
things are going well 18
things are great 27
things are changing 33
things are different 35
things like this 16
things are good 60
things are different now 78
things would be different 16
things got out of hand 38
things are going well 18
things are great 27
things are changing 33
things are different 35
things like this 16
things are good 60
things are different now 78
things would be different 16
things got out of hand 38
things are bad 21
things changed 35
things like that 163
things are fine 21
things are going to change 16
things are 35
things that 17
do that 435
do that for me 24
do that again 97
things changed 35
things like that 163
things are fine 21
things are going to change 16
things are 35
things that 17
do that 435
do that for me 24
do that again 97
do the math 89
do this for me 68
do this 162
do they 819
do the best you can 18
do the right thing 102
do the words 17
do the job 17
do the honors 24
do the thing 16
do this for me 68
do this 162
do they 819
do the best you can 18
do the right thing 102
do the words 17
do the job 17
do the honors 24
do the thing 16