Give it a chance Çeviri Türkçe
979 parallel translation
Give it a chance, and get this thing set up.
Şu işi bir ayarlayalım.
Well, I think I ought to give it a chance.
- Ona bir şans tanımalıyım.
Give it a chance.
Ona bir fırsat ver
- I mean, give it a chance.
- Yani, bir şans verebilirsin.
Maybe so, but let's give it a chance.
Belki ama ona bir şans tanıyalım.
Chatter, chatter, chatter.... give'em a chance to talk about other people's business, and they'll take it.
Gevezelik, gevezelik, gevezelik insanların işlerine devam etmesi için bir şans tanıtacağım, ve alacaklar.
Will you cut it out and give me a chance to do my number?
Gösteriyi kesip kendi şovuma devam etmem için izin ver.
Listen, I've been waiting years for a chance like this and if I give it up to someone else, believe me, she's gotta be good.
Bakın, yıllardır böyle bir şans için bekliyordum... ... ve eğer bir başkasına vereceksem, o kişi iyi olmalı.
Let's give her a chance to snap out of it.
Başına üşüşmeyelim, kadıncağız ayılsın.
At least then you'll give yourself a chance to prove that you didn't do it.
En azından suçsuzluğunuzu kanıtlayacak süre kazanırsınız.
I'll be down tomorrow morning and give you a chance to change it.
Yarın sabah uğrar, sana değiştirme fırsatı veririm.
I'll give you a chance to prove it.
Göster bakalım.
Murder. This man hasn't got a chance, and you know it, but you never give anybody a chance.
Bu adamın hiçbir şansı yok, sen de bunu biliyorsun ve ona bir şans vermiyorsun.
It's more of a chance than he'd give me.
Bu sabaha dek siyasetten 1-2 sene çekilecek kalacak kadar hastalandığını bildirmezse...
That'll give us a chance to try it in group action.
Bu bize grup icinde deneme sansï verir.
And if I can do enough it'll give Terry a chance to stand them off until Sheridan comes from Bismarck.
Yeterince verebilirsem Sheridan Bismarck'tan gelene kadar Terry dayanabilir.
Inspector Daubert has a plan of his own, and we must give it every chance.
Müfettiş Daubert'ın bir planı var, ve ona bir şans vermeliyiz.
No, I won't give you a chance to say it.
Hayır, bunu söylemen için sana fırsat vermeyeceğim.
Thing is, it'll give you a chance to relax for a few days.
Bu sana, bir kaç günlüğüne, rahatlaman için bir fırsat olacak.
I told her I'd give it one more day but I know there isn't a chance.
Ona bir gün daha dedim ama, bir şans olmadığını biliyorum.
It will give me a chance to decide on whether your story's reliable enough to go to work on.
Böylece hikayen, üzerinde çalışmaya değecek kadar güvenilir mi anlama fırsatı bulmuş olacağım.
It'd give me a chance to really talk things over with her.
Böylece Onunla bu konuları... tartışmak için gerçek bir fırsatım olur.
Also, it will give us a chance to see if Reeves is on the level with us.
Ayrıca Reeves'in dürüst olup olmadığını da anlayabileceğiz.
I've asked you to come here tonight because we're preparing a new ballet, and I've decided to give you a chance and let you dance the principal part in it.
Buraya gelmenizi istedim çünkü yeni bir bale gösterisi hazırlıyoruz ve size bir şans verip baş rolde dans etmenize karar verdim.
Packett wanted us to rush it and give the concessionaires a chance at the crowd.
Packett acele etmemizi istedi ve kalabalıkta bizi izleyen imtiyaz sahibine bir şans verdi.
It'll give her a chance to vacuum the apartment while we're away.
Bunun biz yokken ona daireye süpürge tutma fırsatı vereceğini söylüyor.
Give me a chance, it's still boiling hot
Müsaade edersen içeceğim, hala sıcak.
It'll give me a chance to get Schneider on the stand... and really tear his clothes off.
Bu, bana Schneider'ı mahkemeye çıkarma ve teşhir etme... şansı verir.
You'll see, we'll make a go of it if we give ourselves the chance.
Kendimize bir fırsat verirsek, bir daha deneriz.
See, I figured if I stayed around for a while, it would give us a chance to get better acquainted.
Burada bir süre kalırsam... birbirimizi daha iyi tanıma şansımız olur dedim.
Give him a chance and he'll make it up.
Bir şans verin, telafi edecektir.
It'll give you a chance to get at him.
Bu bize onu yakalamak için bir şans tanıyacak.
I just thought it would give us a chance to...
Şey diye düşündüm...
Give me a chance, and I'll show you it can be done.
Bana bir şans ver, sana yapılabileceğini göstereyim.
Now I'm going to give you a chance to use it.
Şimdi sana bir şans vereceğim.
It never can. Well, give it a chance.
Bir şans ver.
Give us a chance to count it at least.
En azından sayacak kadar zaman ver.
Besides, it'll give me a chance to see you again.
Bunun yanında, seni tekrar görmek için bir bahane olur.
It'll give us both a chance to think things over.
İkimiz de her şeyi baştan düşünmeye fırsat buluruz.
If it was summer I'd give you a chance up there, some kind of a chance.
Eğer mevsim yaz olsaydı belki bir şansın olurdu.
Give them a chance to forget about it.
Unutmaları için onlara bir şans tanı.
She doesn't give him a chance to know it.
Bunu anlaması için O'na şans vermiyor.
Give me a chance to try and work it out without bloodshed.
- Bu işi konuşarak halletmemiz için bana bir şans verin.
I think you're fools to try it but I'll supply sufficient water and food to give you a good fighting chance.
Bence bunu deneyen aptaldır, ama size mücadele şansı vermek için yeterli su ve yiyecek sağlayacağım.
Mr. Kawahara's condition got worse. I didn't have a chance to give it to him.
Bay Kawahara'nın durumu gittikçe kötüleşiyordu, ona vermeye fırsat bulamadım.
If you'll give me your number that would give me a chance to think it over.
Bana numaranızı verirseniz... konuyu bir daha düşünebilirim.
He never got a chance to give it to her.
Onu kadına vermek fırsatını bulamadı.
I can't be certain, but it does give us a chance.
Emin değilim ama yine de bir şansımız var.
I will give you a chance to prove it.
Bunu kanıtlaman için sana bir şans vereceğim.
I want to give her a chance to like it, you know?
Ondan hoşlanması için zaman tanıyorum, anlıyor musun?
Well, we're going to give you a chance to think about it.
Bu konuyu düşünmen için sana bir fırsat vereceğiz.
give it a go 47
give it up 548
give it a rest 256
give it a try 140
give it to me 2083
give it here 315
give it a shot 99
give it time 124
give it 437
give it to her 65
give it up 548
give it a rest 256
give it a try 140
give it to me 2083
give it here 315
give it a shot 99
give it time 124
give it 437
give it to her 65
give it back 737
give it your best shot 38
give it to me now 42
give it to him 192
give it to me straight 42
give it a break 17
give it a whirl 16
give it some time 30
give it back to me 74
give it to them 34
give it your best shot 38
give it to me now 42
give it to him 192
give it to me straight 42
give it a break 17
give it a whirl 16
give it some time 30
give it back to me 74
give it to them 34
give it to us 27
give it a second 28
give it some gas 17
give it a minute 32
a chance 49
give me strength 86
give me a hug 258
give me a kiss 294
give me some sugar 34
give me a sign 41
give it a second 28
give it some gas 17
give it a minute 32
a chance 49
give me strength 86
give me a hug 258
give me a kiss 294
give me some sugar 34
give me a sign 41
give up 237
give me 926
give me your hand 884
give me a break 856
give me that 1626
give me the money 165
give me a fucking break 45
give me your phone 245
give me a second 352
give me a minute 453
give me 926
give me your hand 884
give me a break 856
give me that 1626
give me the money 165
give me a fucking break 45
give me your phone 245
give me a second 352
give me a minute 453