I need you there Çeviri Türkçe
3,513 parallel translation
Like, I need you there as, like, a leveler, you know what I mean?
Diğer çocuklar onun üstüne atladığında deliriyorum. Sanki kurtarıcı olarak seni arıyorum demek istediğimi anlıyor musun?
I need you to go out there and nail this.
Sahaya çıkıp bu işi halletmeni istiyorum.
I need to cut you off right there, chief.
- Burada sözünü kesmek zorundayım, şef.
But there's one thing I need from you :
Ancak sizden istediğim bir tek şey var ;...
- Good, because there's something I need you to do, and it's incredibly important.
Ben sadece- - - iyi, çünkü yapman için sana ihtiyaç duyduğum bir şey var, ve bu inanılmaz derecede önemli.
Right there... That's all I need- - You two. And that's what I'm gonna get.
İşte tam bu... benim ihtiyacım olan- - Siz ikiniz, sizden isteyeceğim tam olarak bu.
There's something I need from you first...
Senden önce bir şey istiyorum...
There's something I need to tell you.
Sana anlatmak isteğim bir şeyler var.
I want you to know, wherever I am, whatever I'm doing, if you are in need, I will be there.
Bilmeni istiyorum ki, ben ne durumda olursam olayım, her ne yapıyorsam yapayım, bana ihtiyacın olduğunda yanında olacağım.
Well, you're gonna be looking up there for a while'cause I need like another hour.
Bir süre daha oraya bakacaksın çünkü 1 saate daha ihtiyacım var.
I'm sorry pal, but unless you need catering there's nothing I can do for you.
Üzgünüm, dostum ama eğer catering işine girmeyeceksen sana yardım edemem.
And when we are, I need you to be there.
Ve kavuştuğumuzda senin de orada olamanı istiyorum.
Before I get into how I know your victim didn't have sex, there's something I need to tell you.
Nasıl olduğunu bilmiyorum ama kurbanınız sex yapmamış.
Bo, there's something I need to talk to you about...
Bo, seninle konuşmam gereken bir şey var...
Uh, listen, um, there's something that I need to tell you.
Dinleyin.. Size söylemem gereken birşey var.
Because there's something I need you to do and I'm not sure you're going to like it.
Çünkü yapmanı istediğim bir şey var ve seveceğini sanmıyorum.
Okay, I think there's something you need to see.
Tamam, görmeni istediğim bir şey var.
Even though I was late for the dinner ls there any need for you to show such temper?
Senin yüzünden akşam yemeğini kaçırdım. Bu şekilde öfkelenmeye gerek var mıydı?
When I lost you there, I was saying... we need to beef your profile up, make it, you know, not blank.
Konuşmamız yarıda kalmıştı. Profilini renklendirmemiz lazım, böyle boş bırakamazsın.
But there's something I need to tell you before that.
Ancak öncesinde sana bir şey söylemeliyim.
I hear you, but we need to be out there full throttle.
Seni anlıyorum ama tam gaz dışarıda olmamız gerekiyor.
That I will be there when you need me.
Bana ihtiyacın olduğunda orda olacağım.
I said to myself, "There's a girl that I need to know." And look at you now... even more amazing.
"Bu kızı daha yakından tanımalıyım." Bir de şimdiki haline bak. Daha da güzelsin.
Hey, pretty girl, there's someone I need you to meet.
Bak şimdi kimle tanışacaksın güzel kızım.
It's good! Ladies, I need you to keep it down in there. We do have other customers.
Bayanlar biraz sessiz olmanız gerek başka müşterilerimiz de var.
I need you guys to go in there shake'm up a little bit.
Nasıl olduysa farkedilmemiş... sadece küçük bir direniş olduğunu sanıyoruz ama beklenenden farklı olabilir.
So if there's any way I can help once you've been through it all, anything you need, don't hesitate to call.
Peki, size yardım edebileceğim herhangi bir konu olursa... aramak için tereddüt etmeyin.
All I need you to do is go over there, find out where Runflat is.
Oraya gidip Runflat'in nerede olduğunu öğrenmeni istiyorum.
Batman, there's something I need to say to you.
Batman, sana söylemem gereken bir şey var.
There is something I need to tell you.
Sana söylemem gereken bir şey var.
Now your ministry reaches more people than the "Evening News" and I need you to get up there on national television and announce that you fully support this bill.
Akşam haberlerinden daha çok kişiye ulaşıyorsun. Ulusal televizyona çıkıp, bu yasayı tamamen desteklediğini söylemeni istiyorum.
There's something I need to tell you.
Szie söylemem gereken bir şey var.
But food is very scarce there so I need you to eat for the both of us.
Ama gideceğim yerde yiyecek çok az o yüzden ikimiz için de yemelisin.
There's something I need to tell you.
Sana söylemem gereken bir şey var.
If you're in there, hey, man, I need to talk to you for just a second.
İçerideysen bir konuşalım mı?
Guys, there's something I need to show you.
Size göstermem gereken bir şey var.
- And now that the janitor quit, I'm gonna need you to pick up some slack there too, okay buddy?
- Hademe işi bıraktığına göre oradaki boşluğu doldurmada da sana ihtiyacım olacak, tamam mı dostum?
Feel free to like, you know, get in there a little bit, - and when, and when y'all drop down around her... - Here, I need you to
Zevk almaktan kaçınmayın, biraz daha dibine girin, ve onun etrafında sardığınızda...
I have not been out since Jimmy and I got divorced and I really need you there.
Jimmy'den boşandığımdan beri dışarı çıkmamıştım. Ve orada size gerçekten ihtiyacım var.
There you go. - I need a drink.
- Bi içkiye ihtiyacım var.
I need you right there.
Tam şurada sana ihtiyacım olacak.
I, uh, plugged my number in there in case you need me late at night.
Kendi numaramı yazdım da. Gece geç vakitte bana ihtiyacın olursa diye.
But I need you to just kind of be there for me through this experience.
Ama senden sadece bu tecrübe boyunca yanımda olmanı istiyorum
I need you to just really tighten that right there.
Şurayı biraz daha sıkman gerekiyor.
Look, all I'm saying is that there's a lot of stuff that I don't know about you and there's a lot that we need to talk about.
Bak, söylemek istediğim daha senin hakkında bilmediğim ve konuşmamız gereken bir sürü şey olduğu.
Wait until my mother hears I've slain the giant. Jack, there's something you need to know.
- Anneme devi öldürdüğümü söyleyince kadar bekle.
When I give you that signal, when you hear anything going down, I need you to be there.
Sana sinyal verdiğimde, aşağıdan herhangi bir ses gelirse, sana orda ihtiyacım var demektir.
I need you up there, get your damn head in the game!
Öne geçmen lazım, kafanı toparla hemen!
I need 2 seconds with you in a place that isn't out there.
Seninle dışarıda değil, burada iki saniyeye ihtiyacım var.
There's something that I need to show you.
Sana göstermek istediğim bir şey var.
I mean, why settle for head of house... when there's a need for me as president, you know?
Yani başkan olarak bana ihtiyaç varken neden Yurt Başkanı değiştirildi?
i need coffee 49
i need money 156
i need a vacation 23
i need your help 2061
i need to pee 72
i need more 115
i need help 596
i need a miracle 23
i need to tell you something 251
i need you 1542
i need money 156
i need a vacation 23
i need your help 2061
i need to pee 72
i need more 115
i need help 596
i need a miracle 23
i need to tell you something 251
i need you 1542
i need some help 151
i need a favor 367
i need to go 254
i need to sleep 40
i need it 308
i need to see you 181
i need to talk to you 1227
i need to be alone 56
i need you to help me 86
i need to talk to someone 20
i need a favor 367
i need to go 254
i need to sleep 40
i need it 308
i need to see you 181
i need to talk to you 1227
i need to be alone 56
i need you to help me 86
i need to talk to someone 20