It could happen Çeviri Türkçe
1,003 parallel translation
Don't you wish it could happen to you!
Sanki kendine de aynısı olsun istemiyorsun!
It could happen to anybody.
Herkesin başına gelebilirdi.
I never thought it could happen.
Bunun olabileceğini hiç sanmazdım.
It could happen to anybody.
Herkesin başına gelebilir.
I never figured it could happen to him.
Onun başına geleceği aklıma gelmezdi.
It could happen.
Mümkün olabilir.
Well, it could happen to me, too, just like having that other baby.
Bu benimde başıma gelebilir. Bir bebek sahibi daha olabileceğim gibi.
It could happen to any man with a woman like you.
Senin gibi bir kadınla beraber olan her adamın başına gelebilirdi.
But we can't watch them every minute and it could happen any time.
Ama onları her dakika izleyemeyiz ve Bu tehlike her an gerçekleşebilir.
- I didn't know it could happen.
- Bunun olabileceğini bilmiyordum.
You read about things like this happening to other families... but never dream it could happen to yours.
Böyle şeylerin başka ailelerin başına geldiğini gazetelerde okursunuz ama... size de olacağını aklınızın ucundan geçirmezsiniz.
If it could happen last night, it could happen tonight, tomorrow night.
Bu eğer dün gece olduysa, bu gece de yarın gece de olabilir.
It could happen to anybody.
Bu herkesin başına gelebilirdi.
You set this whole thing up so it could happen.
Böyle olması için her şeyi planladı.
IT COULD HAPPEN BY ACCIDENT.
Olmayacak şey değil. Kim?
It could happen, you know.
Bu olabilir, biliyorsun.
Alex, carrying this foolishness one step farther... there is one way it could happen, you know.
Alex bu saçmalığı bir adım daha ileriye taşırsak bunun hemen şimdi olması için bir yol var.
It could happen to you, could happen to me.
Bu sana da olabilir, bana da olabilir.
- It could happen to anyone.
- Herkesin başına gelebilir.
- It could happen to anyone.
- Gelebilir.
It could happen to anyone.
Bu herkesin başına gelebilirdi.
It could happen to anybody, miss.
Herkesin başına gelebilir, bayan.
It's all right, it could happen to anybody.
Önemli değil, herkesin başına gelebilir.
It could happen to anyone, quite frequently does.
Herkesin başına gelebilir... Sık sık geliyor da...
- It could happen to anybody.
- Herkese bu olabilirdi.
It could happen either way.
İki türlü de olabilir.
I don't know how it could happen.
Bana ne oldu hala anlamıyorum.
It could happen to you too.
Sizinde başınıza gelecek.
It could happen at any time.
Herhangi bir zamanda olabilirdi.
Besides, it could happen.
- Hayır, biri seni görebilir.
It could happen.
Gelebilir.
- I think it could happen here.
- Ben buranın zayıf olduğunu düşünüyorum.
I wish it could happen what you say.
İnşallah söylediklerin olur.
Seventy thousand men. How could it happen?
Yetmiş bin adam Bu nasıl oldu ki?
I think it's one of the worst things that could happen to this patient.
Bence bu hastanın başına gelebilecek en kötü şey.
I could swear it was the same guy that killed poor Mr. Webb. You remember the coffee shop of where I saw it happen, me and Angela?
Angela'yla beraber gördüğümüz olayı hatırladın mı?
What do you think could happen to it?
Yok olacağını mı sanıyordun?
Well, it's just about what could happen.
Ne olacağına bağlı.
If you'd have been willing to happen it on purpose you could've been walking out with a bushel basket.
Eğer bilerek yapmak isteseydin bunu buradan para dolu bir sepetle gidiyor olabilirdin.
But it could never happen again.
Ama bir daha olmayacağından eminim.
When they said he was dead... I thought it was the worst thing that could happen to me.
Öldüğünü söylediklerinde başıma gelen en kötü şey olduğunu düşünmüştüm.
IT COULD NEVER HAPPEN AGAIN, THAT WE'D ACHIEVED SOME PEACE AND PERMANENCE.
Artık huzura kavuşuruz diye düşünmüştüm.
It could never happen again, I assure you.
- Bir daha böyle olmayacağını garanti ederim.
How could it happen?
Nasıl olabilir?
How could it happen?
Nasıl oldu?
Could you at least tell me when it's going to happen?
En azından ne zaman olacağını bana söyleyebiliri misin?
And then I realized that, that it was one of the nicest things that could happen to me.
Ve sonra fark ettim ki bu şimdiye kadar başıma gelen en güzel şeydi.
It seems that if we don't sell this boat, terrible things could happen to us.
- Eğer gemiyi satmazsak başımıza kötü şeyler gelebilirmiş.
HOW COULD YOU LET IT HAPPEN TO HER?
Bunun onun başına gelmesine nasıl izin verdin?
- How could it happen?
- Nasıl olabilir?
From a factual point of view though, the meeting between the protagonist and a prince of the church could not happen during a mud treatment as you describe it.
Benzerlikleri göz önüne alırsak... başrol oyuncusuyla Kardinal arasındaki buluşma, çamur banyosu sırasında gerçekleşemez, sizin anlattığınız gibi.
it could happen to anyone 28
it could kill you 25
it couldn't be helped 24
it could be worse 106
it could work 74
it couldn't be 61
it could have been worse 50
it couldn't 27
it could go either way 16
it could be you 17
it could kill you 25
it couldn't be helped 24
it could be worse 106
it could work 74
it couldn't be 61
it could have been worse 50
it couldn't 27
it could go either way 16
it could be you 17
it could be 318
it couldn't hurt 20
it could kill him 17
it could be fun 40
it could've been worse 30
it could be anybody 30
it could be anything 89
it could be nothing 33
it could be anywhere 59
it could be important 23
it couldn't hurt 20
it could kill him 17
it could be fun 40
it could've been worse 30
it could be anybody 30
it could be anything 89
it could be nothing 33
it could be anywhere 59
it could be important 23