One thing Çeviri Türkçe
38,149 parallel translation
But I know one thing.
Fakat tek bir şeyi biliyorum.
Look, it's one thing for me to take a risk, but I can't put you at risk.
Bak, benim risk almam bir şey değil ama seni riske atamam.
Zombies love one thing. Brains.
Zombiler sadece bir şeyi sever, beyin.
One thing I thought you knew about me by now, Your Majesty... I play a very long game.
Bu zamana kadar hakkımda öğrenmiş olduğunu düşündüğüm tek bir şey vardı Majesteleri ben çok uzun bir oyun oynuyorum.
So you brought home the one thing that incriminates us.
Yani bizi suçlayacak tek şeyi eve getirdin.
We're just... one thing.
Biz tek bir... şeyiz.
Mm, one thing. I... can't get within 300 feet of her.
Ama sorun şu ki ona 300 metreden fazla yaklaşamam.
One thing's for sure... count on a lot of selfies.
Kesin olan bir şey var, tonla selfie çekilecek.
However, in addition to funding and technology from Mr. Elia to help move up our launch, we require one thing.
Bununla birlikte fırlatmamızı öne çekmek için Bay Elia'nın finansmanı ve teknolojisinin yanında... -... bir isteğimiz daha olacak.
Yeah, but he was wrong about one thing.
Evet ama bir şey hakkında yanılmıştı.
So I ask for your prayers... because... this group is the one thing I can depend on.
bu yüzden dua etmenizi rica ediyorum... Çünkü... bu grup bir şey, ona bağlı.
The one thing I cannot live without... is you.
Bir şey ben sadece sensiz... yaşayamam.
Well, there's only one thing left.
Yapacak tek bir şey kaldı o halde.
- It's your one thing.
- Bu senin düşüncen.
There's still one thing you can do to reinstate those dropped classes.
Silinen derslerini kaydetmek için hala yapabileceğin bir şey var.
If you could say one thing to Casey right now... For God's sake, leave her alone.
- Tanrı aşkına, onu rahat bırakın.
See, the thing is... there are so many gaps, but one thing I could always hang onto... was you and the girls.
O kadar çok boşluk var ki. Her zaman bel bağlayabileceğim tek şey kızlarla sendiniz.
Well, for one thing, Bennett didn't fly this plane himself.
Bir kere, Bennett bu düzlemi kendisi uçurmadı.
Okay, so not one thing you said all week about this game has been the truth?
Peki, yani bu hafta boyunca bu maçla ilgili söylediğin doğru bir şey var mı?
Hey, I do remember one thing about our first date.
İlk buluşmamızda olanlardan bir şey daha hatırlıyorum.
And the one thing that I do know about chess is that there is nothing more dangerous than a pawn that thinks it's a queen.
Ayrıca satrançla ilgili bir bildiğim var ama. Kendini vezir sanan bir piyondan daha tehlikeli bir şey yoktur.
One thing at a time, Seth.
- Her şey sırayla.
One thing at a time? Since when?
Ne zamandan beri?
You're all forgetting one thing.
Hepiniz bir şeyi unutuyorsunuz.
There's one thing here everyone can see.
Burada herkesin görebildiği bir şey var.
One thing that concerns me is that you chose to adapt an existing test, rather than creating a new one as I had requested.
Dikkatimi çeken bir şey, istediğim gibi yeni bir test yaratmak yerine var olanı uyarlamayı seçmendi.
You're right about one thing.
Bir konuda haklısınız.
It's one thing to agree to take down your family.
Ailenin indirilmesine tamam demek ayrı.
What's the one thing they both like?
İkisinin de sevdiği ortak şey nedir?
There's only one thing left to do : panic.
Yapacak tek şey kaldı : Panik.
Well, you're talking about one thing.
Sadece bir ilişkiden bahsediyorsun.
It's not just one thing.
Sadece bir ilişki değil.
Actually, um... there is just one more thing.
Aslında bir şey daha vardı.
There's just one... more... thing...
Sadece bir tane şey daha var.
Can I ask you just one more thing?
Bir şey daha sorabilir miyim?
Funny that the Dark One should ask such a thing.
Karanlık Olan'ın böyle bir şey sorması da çok komik.
There's, uh... there's one more thing.
Bir şey daha var.
Oh, one more thing, though, before you go.
Çıkmadan son bir şey daha.
Now, no one knows this, not even your Aunt Kate, but... when I get a script, the first thing I do is just sort of paint the way it makes me feel.
Bunu kimse bilmez hatta Kate Halanız bile bilmez, ama... ilk senaryoyu aldığımda, yaptığım ilk şey bana hissettirdiği şeyleri çizmeye çalışmak olur.
Feel like I'm gonna be the one person on the planet who doesn't like this damn thing.
Sanki, bu dünyada bir tek ben bu lanet şeyden hoşlanmıyorum sanırım.
One more thing. We have a problem.
Bunların dışında bir problemimiz var.
I truly hope that this, your final birthday, before asteroid 2000 WX 354 collides with Earth and wipes out every last living thing on it, was the best one ever.
Asteroit 2000 WX 354 dünyaya çarpıp üzerindeki tüm canlıları yok etmeden önce bu son doğum günününün en iyisi olmasını diliyorum.
And one more thing.
Bir şey daha var.
Sir, one more thing.
Seni seviyorum.
I want one person to tell me that I'm doing the right thing.
Bir kişinin doğru şeyi yaptığımı söylemesini istiyorum.
Every beautiful thing has one flaw.
Her güzel şeyin bir kusur vardır zaten.
Mm, you know, one good thing about being saddled with the worst dorm on campus...
Kampüsteki en kötü yurt odasında olmanın tek iyi yanı ne biliyor musun?
Look, i-if I was the one that messed with Bennett's chute, why would I film the whole thing?
Bakın, Bennett'in kanalına karışan ben olsaydım, Neden her şeyi filme alayım ki?
But there is one tiny thing I haven't mentioned.
Ama sana bahsetmediğim minicik bir şey var.
All I need in return is one teeny, tiny, little thing... my freedom.
Karşılığında tek istediğim küçücük minnacık bir şey özgürlüğüm.
The good thing about our society, the beauty of it... is that each one of us made it through the Process.
Toplumumuzun iyi yanı, güzelliği, hepimizin Süreç'ten geçmiş olması.
one thing at a time 106
one thing led to another 80
one thing leads to another 21
one thing i do know 17
one thing is for sure 16
one thing is certain 34
one thing's for certain 21
one thing's for sure 81
things 422
thing 1205
one thing led to another 80
one thing leads to another 21
one thing i do know 17
one thing is for sure 16
one thing is certain 34
one thing's for certain 21
one thing's for sure 81
things 422
thing 1205
thingy 49
things happen 87
things will get better 22
things change 215
things fall apart 17
things like 24
things will change 18
things have changed 201
things to do 42
things could be worse 16
things happen 87
things will get better 22
things change 215
things fall apart 17
things like 24
things will change 18
things have changed 201
things to do 42
things could be worse 16