English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You fell asleep

You fell asleep Çeviri Türkçe

481 parallel translation
You fell asleep on the train!
Trende uyuyakaldın!
You were so excited, but after sundown you fell asleep.
Çok heyecanlıydın ama güneş batıncıya kadar uyuya kalmıştın bile.
- Last night, after you fell asleep.
- Dün gece, sen uyuduktan sonra.
Not until you fell asleep.
Uykuya dalana kadar değişmedi.
On the way home, you fell asleep and Father had to carry you
Eve dönerken, uykuya daldın ve babamın seni taşıması gerekti.
I thought maybe you fell asleep.
Birden uykuya daldığını sandım.
When you fell asleep, he went off through the tunnel.
Sen uykuya daldığında, şu tünelden geçip gitti.
You fell asleep, darling.
Uyuya kalmışsın, sevgilim.
Then you fell asleep, so everyone left, but I came back to look for my handbag.
- Ya sonra? Siz uyuyakaldınız ve herkes ayrıldı ama ben el çantamı almak için geri döndüm.
You fell asleep on the job.
Görev başında uyumuşsun.
You fell asleep because of the pills.
Sakinleştiricilerin etkisiyle uyuya kalmışsın.
You fell asleep the moment you came in.
Gelir gelmez uykuya daldın.
You fell asleep, Martha.
Uyuya kalmışsın Martha.
- You fell asleep?
- Uyuya mı kaldın?
You fell asleep, and it's not your fault?
Uyuya kaldın ve senin hatan değil öyle mi?
You fell asleep?
Uyuya mı kaldın?
- Wrong. You fell asleep last night, and you blew it.
Dün gece uyuyakaldın ve fırsatı kaçırdın.
Then we'll tell everybody you fell asleep under the sun lamp on your right side.
Güneş lambası altında uyuyakaldığını söyleriz.
You fell asleep?
Uyudun mu?
- You fell asleep.
- Uyuyakaldın.
You fell asleep.
Uyuya kaldın.
Sorry to wake you, honey, but you fell asleep with the door open.
Affedersin seni uyandırdım ama uyurken kapıyı açık bırakmışsın.
Nothing was settled - - You fell asleep.
Hiç bir şey hallolmadı - - Çünkü sen uykuya daldın.
You fell asleep.
Uyuyakaldınız.
- You fell asleep.
- Uyuyakalmışsın.
Maybe you fell asleep, thoughts triggered by submerged guilt.
Belki uyuyakaldın, gizli suçluluk duygusu bunu tetikledi.
Because you fell asleep, that's why.
Çünkü uyuyakaldın, sebebi bu.
Why, tonight I fell asleep wishing... everything could go on and on... just as it has ever since I came to you.
Bu gece uykuya dalarken, herşeyin senle buraya geldiğimden beri ne kadar da güzel olduğunu düşlüyordum.
She wanted so badly to say good night to you, but she fell asleep.
Sana iyi geceler dilemeyi o kadar istedi ki, ama uyuyakaldı..
So, you're saying... you were tired, so you dozed off and fell asleep.
Yani, söylediğiniz..... yorulduğunuz için uyuya kaldınız.
At times, when I fell asleep, you were so near that I could reach out and touch you.
Bazen, geceleri uyurken, o kadar yakındasın ki sana dokunabileceğimi hissediyorum.
Do you know there was a cat once who fell asleep in the sun and dreamt that he was a man who fell asleep and dreamt he was a cat.
Bir keresinde güneşin altında uyuyakalan bir kedi varmış ve uykusunda kedi olduğunu gören bir insan olduğunu görmüş rüyasında.
I waited for you all day until I fell asleep in the car.
Arabada uyuyakalana kadar bütün gün seni bekledim.
I fell asleep waiting for you.
- Sizi beklerken uyuyakalmışım.
You know... once I slept-walked four blocks... and I fell asleep in the back of this guy's car.
Bir seferinde uykumda dört blok yürümüşüm. Adamın birinin arabasının arkasında uyuyakalmışım.
You instantly fell asleep.
Hemen daldın.
So you just fell asleep?
Tam öyIe dedim, değiI mi?
And then, as I told you, he fell asleep.
Ve sonra, sana söylediğim gibi. uyuyakaldı.
Waiting for you, I fell asleep.
Seni beklerken uyuyakalmışım.
Where's my son, you half-wit? - I fell asleep.
Oğlum nerede, gerizekâlı?
- You fell asleep!
- Uyuyakalmışım.
You know, I fell asleep out there?
Orada uyuya kalmışım biliyor musun?
Fell asleep and lost track of time. You know....
Saymasını beklerken uyuya kalmışım.
Then you took my Daradil and fell asleep.
Sonra da benim Daradil'imi içip uyuya kaldın.
You danced for 3 hours until I fell asleep, but you were fantastic.
Ve sen ben uyuyana kadar yaklaşık 3 saat dansettin, ama harikaydın.
That zonehead fell asleep and you were still jacking up the price.
Çöl adamı tek kelime bile etmedi sense fiyatı gereksizce yükselttin.
My colleague is sick, I'm driving alone, fell asleep, you know...
İş arkadaşım hasta, yalnız sürüyorum kamyonu. Uykuya dalmışım...
I fell asleep at the wheel, fell asleep, you see? And the battery is dead.
Uykuya dalmışım sonra da akü bitmiş.
My windshield busted, my shiftman got sick, I'm alone at the wheel 24 hours, fell asleep at the wheel, and now you in addition!
Kamyonun ön camı kırıldı amirim hastalandı. Bir gündür tek başıma direksiyondayım sonra uykuya dalmışım ve şimdi de sen çıktın başıma!
You got thin blood, son? - I fell asleep in Holling's freezer.
- Holling'in dondurucusunda uyuya kalmışım.
Excuse me... Can I help you? - I fell asleep...
Affedersiniz yardımcı olabilir miyim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]