English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ Y ] / You made a choice

You made a choice Çeviri Türkçe

290 parallel translation
- Have you made a choice?
- Reserve yaptınız mı?
You made a choice just then, Jerry Lee.
O zaman bir seçim yaptın, Jerry Lee.
You made a choice once.
Bir kez bir seçim yaptın.
You made a choice in the village, and we lost Troy.
Köyde bir seçim yaptın ve Troy'u kaybettik.
Come on, you made a choice.
Haydi ama, bir seçim yaptın.
Mark, you made a choice to murder your family, and as a result, you don't have a choice about staying alive.
Mark, aileni öldürerek bir seçim yaptın, ve bunun sonucu olarak, yaşamak gibi bir seçeneğin yok.
Like you made a choice to be a bitch.
Senin yaptığın bir seçim gibi, bir fahişe olmak.
You made a choice when you stood by me at the coronation.
Taç giydirme törenişnde yanımda olarak bir seçim yaptın.
When you gave me up, you made a choice that gave me the most amazing gift.
Bir seçim yaptı bana verdi, bana en şaşırtıcı hediye verdi.
Tsk, tsk, tsk. You made the right choice, all right - in a way.
Bir bakıma iyi bir seçim yaptığını söyleyebilirim.
'You have made a wise choice.
Akıllıca bir seçim yaptın.
You've made a wise choice.
Doğru bir karar verdin.
You couldn't have made a better choice.
- Daha iyi bir seçim yapamazdın.
You made a bad choice of professions.
Yanlış meslek seçmişsiniz.
I, uh, I'm afraid you could hardly have made a worse choice of hostage.
Ben, ee... Korkarım bir rehine alarak başını daha büyük bir belaya sokuyorsun.
You couldn't have made a better choice.
En iyi yeri seçmişsin.
"I just heard..." "you've chosen a mate for life" "Now that you've made your choice..."
Duydum ki, hayat arkadaşını seçmişsin.
"you've chosen a mate for life" "Well, now that you've made your choice..."
Duydum ki hayat arkadaşını seçmişsin.
You can extend an escape. You made a bad choice.
Yanlış seçim yaptın.
Believe me, J.C., you made the right choice. You're gonna be a partner, for Christ's sake. Uh-huh.
İnan ki doğru kararı verdin J.C. Şirkete ortak olacaksın.
You've made a choice.
Seçimini yaptın.
You've made a wise choice, Mr. And Mrs. Whiteman.
İyi bir seçim yaptınız, Bay ve Bayan Whiteman.
You'd have made a fine choice.
Çok iyi bir seçim olurdun.
You couldn't have made a better choice, my dear.
Daha iyi bir seçim yapamazdın hayatım.
You made a choice.
Bir seçim yaptın.
- You've made a wise choice, my dear.
- Zekice bir seçim yaptın tatlım.
Jay, you made a good choice.
Jay, iyi seçim yaptın.
You made a very wise choice.
- 55. Çok akılcı bir seçim yaptın.
You couldn't have made a worse choice.
Daha kötü bir seçim yapamazdınız.
You were so afraid of being wrong, you never made a choice.
Yanlış yapıyor olmaktan o kadar korkuyorsun ki, hiçbir zaman seçim yapmadın.
You've made a very nice choice.
Gerçekten güzel bir seçim yaptın.
I just want to know whether you've made a right choice.
Manyak herif!
You know, I was just considering whether I should go shave or slit my wrists. Thank you, dad. You made my choice a little easier.
Ben de tam tıraş olmakla bileklerimi kesmek arasında gidip geliyordum şimdi seçimimi kolaylaştırdın.
So now I'm left with the same choice you made - whether to commit murder to save a life, or to allow my own crewman to die, while you breathe air through his lungs.
Buna göre bende size aynı seçeneği bırakmış oldum - ya benim adamımın ölmesine karar vereceksiniz yada bu akciğerlerle sizin adamınız nefes alıp verecek ve benim adamım ölecek.
Look, you made a moral choice, not a medical one. I guess I'm just....
Sen tıbbi değil ahlaki bir seçim yaptın. Sanırım ben biraz...
you have made a simple choice.
Bunu söyle. Basit bir seçim yapmışsın.
You've got Rivera, Oprah, maybe even Charlie Rose explaining how you made this heart-warming choice.
Rivera, Oprah ve belki de Charlie Rose'a bu kalp yumuşatan seçimi nasıl yaptığını anlatacaksın.
You made a good choice with the sled.
Kızak almak iyi bir seçimdi.
You've made a good choice.
Çok iyi bir seçim yaptınız.
Good. Because if it comes to a choice between you and Elliot, I've made my bed.
İyi, çünkü sen ya da Elliot'dan birinizi tercih edeceksem, yatağım belli.
I just want you to know I think you've made a really great choice,
* Gururum olmadan *
I just want you to know I think you've made a really great choice, and I can't wait to hear what happens, and I can't wait to hear what happens,
- Bence çok iyi bir karar verdiğini... * İçeriden uzanıyorum * -... düşündüğümü bilmeni istiyorum. Nasıl gelişeceğini çok merak ediyorum.
I think you made a wonderful gift choice.
Bence harika bir hediye seçimi. Çok hoş bir aileniz var.
You made a good choice.
Çok iyi bir seçim.
- My brother has made a bad choice So what do you propose to do?
- Abim kötü bir seçim yaptı
- That was a choice you made?
- Bu sizin yaptığınız bir seçim miydi?
You mean, like, even the setting and--and the names of the characters is a deliberate choice he made?
Mekân ve karakter isimleri bile bilinçli seçimlerdir mi diyorsun yani?
Aw, you've made a wise choice, my friend.
Bilgece bir karar, arkadaşım.
You know, I made a choice.
Bir seçim yaptım.
You made a poor choice.
Kötü bir seçim yaptın kızım.
I told you, she made a choice.
Sana söyledim, o seçimi yaptı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]