You said something Çeviri Türkçe
3,279 parallel translation
And you said something terrible had happened.
Ve korkunç bir şey oldu demişsiniz.
You said something about living in a house with people.
İnsanlarla birlikte yaşamakla ilgili bir şey dedin.
You said something moving, why shouldn't I cry?
Etkileyici bir şey söyledin, neden ağlamayayım?
You said something about therapy.
Terapiyle ilgili bir şeyler söylüyordunuz.
You don't know me, but I saw you on TV, and you said something important.
Sen beni tanımıyorsun ama ben seni televizyonda gördüm. Ve çok önemli şeyler söylediniz.
- Just then, you said something.
- Az önce bir şey söylediniz.
Sorry, you said something about a flag.
Sistem uyarısı mı, ne demiştin?
You said something idenficalonceu. ... that you wanted to change the world.
Bir defasında aynı cümleyi sen de kurmuştun dünyayı değiştirmek istediğini söylemiştin.
When I stopped the exorcism, you said something.
Şeytan çıkarmayı durdurduğumda, birşey söyledin.
You said something to us during my intern year that I have never forgotten.
Stajyerlik dönemimde, bize asla unutmadığım bir şey söylemiştiniz.
You could have said something, I'm an asshole.
- Bir şey diyebilirdin. Ne salağım!
Notes in my locker that said, "I'll give you something to choke on, bitch."
Dolabımdaki kağıdın birinde "Vereceğim şey boğazına duracak, kaltak." yazıyordu.
Something in the way you said the word "interrogate".
"Sorguya çekmek" kelimesini kullanınca bir şeyler değişti.
Somebody said they saw you in a music video, or, like, on a sex tape or something.
Biri seni bir klipte gördüğünü söylemişti. Veya seks kaseti gibi bir şey de olabilir.
You should have said something!
Sen bir şey deseydin ya!
You said you had something important to tell us?
Bize söyleyecek önemli bir şeyin mi var?
Don't say something and then pretend you never said nothing.
- Bir şey söyledikten sonra "yok bir şey" triplerine girme.
Yeah, funny you should say that, because when I was checking in, the desk clerk said something kind of weird to me.
Evet, bunu demen tuhaf, çünkü kayıt yaptırırken, görevli bana garip bir şey anlattı.
You should have said something...
Bir şey deseydin ya.
You said you had something?
Bir şey bulduğunu mu söylemiştin?
yöu said something?
Bir şey mi dedin?
You said you remembered something about seeing Danny.
Danny'i görmekle ilgili bir şeyler söylemişsin.
Said something, "we believe in you."
"Sana inanıyoruz" gibi.
He's not gay. " And doctor Hausser said," well, you know, That's something you're gonna have to come to peace with. "
Doktor Hausser "Neyse, bu kabullenmek zorunda kalacağın bir şey" dedi.
And he said, " I have something to tell you - -
Bana "Sana bir şey söyleyeceğim ben eşcinselim" dedi.
You whisper something to them, a comforting phrase, said with authority.
Ona teselli edici birkaç şey fısıldarsınız. ... yetkili bir tarzda...
Now listen, I'm on the phone to you guys at least a hundred times this year... someone should've said something.
tabiki böyle zamanlarda kullanmak için Çok hassas olacak
The message said they needed you to call or get down there as soon as possible. Our mortgage, our interest rate, something like that.
Bi kaç şey varmış arayacakmışız Ben arayacaktım -
You know something about him ; otherwise, you wouldn't have said, "This is an apology".
Onunla ilgili bir şey biliyorsun yoksa'bu özür mahiyetinde'demezdin.
Mr. Sharma, you always said Let's do something big, and then retire.
Bay Sharma, sen hep büyük bir iş yapalım sonra emekli olayım derdin.
- Excuse me, you just said something.
- Pardon, şimdi bir şey söylediniz.
Hartigan said to tell you something if we ran into you.
Eğer karşılaşırsak Hartigan sana bir şey söylememizi istedi.
And when we got back, I said, "Joe, " you know, your mama would have recognized you if something happened to you. "
Geri döndüğümüzde ona, "Joe, başına bir iş gelseydi annen seni muhakkak tanırdı" dedim.
Has Mona said anything to you recently, or done something to make...?
Mona son zamanlarda sana bir şey söyledi mi... -... veya bir şeyler yaptı mı? - Hayır.
I just spoke with your mom. She said you wanted to turn something in?
Bir şeyi teslim etmek istediğini söyledi.
Well, you said to call if something came up.
Bir şey olduğu takdirde aramamı söylemiştiniz. - Bir şey oldu.
If you had something to say about how I do my job, you should've said it to me.
İşimi nasıl yaptığıma dair söyleyecek bir şeyin varsa bana söylemeliydin.
She just said something like, "I told you he was a sick puppy."
"Size delinin teki olduğunu söylemiştim" gibi bir şey söyledi.
I don't. Perhaps if you had come here two weeks ago with this court order, you could have said something to her to convince her to go on.
Bu mahkeme emriyle iki hafta önce gelseydiniz onu vazgeçirmek için bir şeyler diyebilirdiniz.
You said there was something else.
Başka bir şey daha var demiştin.
You said that you have something case related.
Davayla ilgili bişeyin olduğunu söyledin.
She said, "Look after your husband as well as you're able, " but if he's not happy for reasons that you can't understand, "there's always something you can do."
Demişti ki : "Kocana elinden geldiğince iyi bak keza anlayamadığın nedenlerden dolayı mutlu değilse her zaman yapabileceğin bir şeyler vardır."
Whatever you said to him last night got him so angry, he had to get away before he did something stupid.
Geçen gece ona söylediğin şeyler onu o kadar kızdırdı ki.. .. aptalca bir şey yapmamak için uzaklaştı biraz.
Something you said, something you told me that the world must never know.
Bana söylediğin, anlattığın dünyanın bilmemesi gereken şeyler.
You said you had something urgent you wanted to discuss.
Acil olduğunu söyleyip görüşmek istemişsin.
You must have said something really dumb on the first tit
Soldakine dokunurken çok aptalca birşey demişsindir.
You know, Sean just said something that is very wise.
Aslında Sean az önce çok akıllıca bir şey söyledi. Emmet benden çok daha ünlü birisi.
You said you got her address off it or something.
Bir yere kaydettiğini söylemiştin.
You said you wanted to talk about something on the phone.
Telefonda bir şey konuşmak istediğini söylemiştin.
You said you were in the middle of something.
Bir şeyle uğraşıyorum dedin.
Something you said you'd never be a part of.
- Hiçbir zaman parçası olmayacağını söylediğin şey. - Jane, Jane.
you said 2178
you said you loved me 36
you said it 496
you said it yourself 408
you said you were 23
you said you would 31
you said yes 49
you said nothing 18
you said that 308
you said that last time 16
you said you loved me 36
you said it 496
you said it yourself 408
you said you were 23
you said you would 31
you said yes 49
you said nothing 18
you said that 308
you said that last time 16
you said you'd help me 25
you said that already 54
you said it was 18
you said you wanted to talk 20
you said so 50
you said it was important 29
you said so yourself 158
you said it was urgent 22
you said what 19
you said that before 32
you said that already 54
you said it was 18
you said you wanted to talk 20
you said so 50
you said it was important 29
you said so yourself 158
you said it was urgent 22
you said what 19
you said that before 32
you said yourself 114
you said you 24
you said no 76
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something like that 1529
something's happening 161
something's not right 271
you said you 24
you said no 76
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something like that 1529
something's happening 161
something's not right 271
something on your mind 83
something bad happens 16
something special 67
something's wrong 881
something wrong 855
something is wrong 141
something's wrong here 34
something bad 90
something's coming 64
something's bothering you 28
something bad happens 16
something special 67
something's wrong 881
something wrong 855
something is wrong 141
something's wrong here 34
something bad 90
something's coming 64
something's bothering you 28