Your books Çeviri Türkçe
1,904 parallel translation
I think you're like protector guy, you know, like a hero from one of your books, and I...
Sanırım, sen bir koruma gibiydin, Bilirsin, kitaplarındaki kahramanlar gibi, ve ben...
- I've read all your books.
Ne yazık ki çok meşgulüm. Çok iyi, Les! İster misin?
You hole up in the country but want your books to sell.
Kırsal kesimde gizlenip kitaplarının satmasını bekliyorsun.
I'll just check through your books, make sure everything's in place, just in case anything should happen to me.
Hesapları incelemek, her şey düzgün mü görmek istiyorum. Belki başıma bir şey gelebilir diye.
- He'll put your books in order.
Hesaplarınızı düzenleyecek.
Read your books.
Kitaplarınızı okuyun.
For those of you in the second-grade primer, please open your books to page 13.
İkinci sınıfa giden öğrenciler, lütfen kitaplarınızdan sayfa 13'ü açın.
Just remember, at the end of your books, Kathy Reichs always gets the murderer.
Unutma, kitaplarının sonunda Kathy Reichs her zaman katili yakalar.
Can I carry your books?
Kitaplarını taşıyabilir miyim?
Now if you'll open your books, I'd like somebody to read.
Şimdi kitaplarınızı açarsanız biri okusun isterim.
So, I downloaded your reading lists, and I went to the bookstore and hid copies of all your books, so you wouldn't get stuck buying used ones with some idiot's comments in the margins.
Kitapçıya gidip, bütün kitaplarının birer kopyasını sakladım ki salağın birinin kenarına yazılar yazığı ikinci el kitaplara kalmayasın. Ve al.
Hi, my name is Carrie and I read one of your books.
Adım Carrie. Yazdığınız kitaplardan birini okudum ve beğendim.
I paid for your braces, for your books and for your mother's fancy clothes and I never got a moment's thanks from either one of you.
Sana diş teli aldım, kitaplarının parasını verdim. Annene şık kıyafetler aldım. İkinizden de bir teşekkür duyamadım.
The rest of you, look at your books.
Geri kalanlarınız, gözlerini kitaplarından ayırmasın.
Look at your books.
Kitaplarınıza bakın.
Open your books.
Açın kitaplarınızı.
You showed me your books on the cosmos.
Uzay hakkındaki kitaplarını göstermiştin.
Oh. I love your books.
Kitaplarına bayılıyorum.
I am afraid, Thomas, that I come here most unwillingly for I am ordered to deprive you of all your books and papers... and suchlike.
Korkarım ki Thomas, buraya istemeden de olsa, kitaplarını ve çalışmalarına el koymam emredildiği için geldim.
Carry your books.
Kitaplarını taşırım.
If you want to put the child asleep, read him one of your books.
Eğer çocuğu uyutmak istiyorsan, ona kitaplarından birini oku..
And take your books with you.
Kitaplarınızı da yanınıza alın.
- Your books are shite.
- Kitaplarınız çok dandikti.
Well, it says so in all of your books.
Sendeki tüm kitaplarda bu yazıyor.
- He wants all your books for £ 450.
- Tüm kitaplarını £ 450'e istiyor.
Well, I happen to know that the Prince Regent loves your books.
Şey, tesadüfen vekil prensin kitaplarınızı sevdiğini öğrendim.
Your books reflect the highest honour on your genius and your principles.
Kitaplarınız en şerefli bir şekilde dehanızı ve ilkelerinizi aksettiriyor.
I thought if I read your favorite books that you would read mine.
Eğer senin sevdiğin kitapları okursam sen de benim sevdiklerimi okursun sandım.
Well, it's like the guy in the comic books, the more you lose your sight, the sharper your other senses get.
Şey, çizgi roman kitaplarındaki adam gibi, görme yeteneğini ne denli kaybedersen, diğer duyuların o denli hassaslaşır.
I got your mail, some books, too.
Mektuplarını aldım, bazı kitaplarını da.
ALL YOUR WILD TIMES IN NEW YORK AND BOOKS AND MOVIES,
New York'ta kitap ve filmlerle uğraşarak geçirdiğin bütün zamanlar,
Once again, I will try to do the right thing by your children and I will subsidise you as you write sub-standard books, which no-one ever wants to publish, and I will make the difficult decisions for our family.
Bir kez daha çocukların hakkında doğru olanı yapmaya çalışacağım. Sen, kimsenin yayınlamak istemediği düşük standartlı kitaplarını yazarken sana mali destekte bulunacağım ve ailemiz adına zor kararları ben vereceğim.
You see, the thing is I don't want to be in your funny books.
Görüyorsunuz, şey kalmamasıdır komik kitaplar olmak istiyorum.
Did you know your father actually goes to the grocery store to buy books?
Babanın kitap almak için markete gittiğini biliyor musun?
But we don't need books for your sort of thing, do ya?
Ama senin olayın için kitaba falan ihtiyacımız yok, değil mi?
I remember when you were younger, you'd go visit your grandfather's house, and you were fascinated with his papers and his law books.
Daha çocukken, dedenin evine ziyarete gittiğini hatırlıyorum ve onun kağıtları ile yasa kitaplarından büyülenirdin.
I mean, you gave me your father's law books. I made a mistake.
- Babanın hukuk kitaplarını bana verdin.
You got that thing's name from your daughter's books right?
Onun ismini kızının kitabında buldun, değil mi?
Just play with your coloring books.
Boyama kitabınla oyna.
- You're clearly smart. I mean, your house is full of great books, you know?
Yani evin kalın kitaplarla dolu.
Enjoy your funny books.
Çizgi romanlarla iyi eğlenceler.
Teacher, I respect your experience... ... but in this matter, all the books I have read and my knowledge is useless.
Öğretmenim, tecrübenize saygım sonsuz fakat tüm okudum kitaplar ve bilgim bu mesele karsısında yararsız kalıyor.
Books which detail the abuses of power, privileges, the greed of the clergy in your majesty's realm.
Gücün istismar edildiği, ayrıcalıklar ve ruhban sınıfının ülkenizdeki aç gözlülüklerini anlatan kitaplar.
All the books say that you should do a dry run from home and from your place of work.
Tüm kitaplarda evden ve iş yerinden hastaneye böyle bir deneme sürüşü yapman gerektiği yazıyor.
And Marita bought your two books.
Ayrıca Marita kitaplarını aldı.
Darnell, are you showing Earl your poetry books?
Darnell, Earl'e şiir kitaplarını mı gösteriyorsun?
With all the books you know, your country is finished.
Ülkeniz bildiğiniz kitaplar yüzünden bitti.
You can be an academic and come to this realization by reading books, or you can discover this new rebel intelligence by waking up in your own vomit.
Bir akademisyen olup bu gerçeği kitaplardan anlayabilirsin veya bu yeni iğrenç bilgiyi kendi kusarak uyanırken de öğrenebilirsin.
You have to learn to keep track of your school books.
Okul kitaplarını kaybetmemeyi öğrenmelisin.
Take out your exercise books.
Alıştırma defterlerinizi çıkarın.
Take your school books upstairs.
- Ders kitaplarını yukarı götür.
books 390
your phone 169
your honor 7894
your own 34
your hat 64
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your name 485
your phone 169
your honor 7894
your own 34
your hat 64
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your name 485
your tea 43
your sister 409
your mum 57
your majesty 3240
your mother 885
your old man 28
your mom 327
your dad 423
your point being 45
your highness 1544
your sister 409
your mum 57
your majesty 3240
your mother 885
your old man 28
your mom 327
your dad 423
your point being 45
your highness 1544
your brother 593
your mind 60
your mother is dead 28
your face 246
your heart 112
your call 269
your father called 16
your friend 527
your voice 78
your lunch 18
your mind 60
your mother is dead 28
your face 246
your heart 112
your call 269
your father called 16
your friend 527
your voice 78
your lunch 18