Ama onlar Çeviri İngilizce
19,146 parallel translation
Ama onları geri gönderebiliriz.
But we can send'em back.
Kimseye anlatmayacağım, seni korumak için değil ama onları korumak için.
And I won't tell anyone else... not to protect you, but to protect them.
Ama onlar yapmış olamaz.
But they couldn't have done it.
Ama onlar Logan'ın tüm parayı aldığını iddia ediyorlar.
But they claim Logan's taking all the money.
Ama onlar sadece hırsız.
But they are just thieves.
Evet ama onları böyle durduramazsın.
Yes, but you can't stop them like that.
- Bana inanman için seni zorlayamam ama onları bulmamıza saatler kaldı. Ve durumun nasıl olacağını biliyorsun.
I can't force you to believe me... but we are hours from finding them.
Bu iki kullanıcı, onlar odadan çıkarlar, ama onlar kapıyı kapa diğer tüm kullanıcılar konuşmaya devam ederler,
These two users, they... they leave, and they don't close the... Okay, so, all these other people here are saying,
En kötü düşmanıyla uğraşacak kadar kendini güçlü hissetmiş olmalı, ama onlar daha da güçlendi.
I guess he thought he was strong enough to fight his worst enemy, and they ended up being much stronger.
♪ Ama onlar yanlış olur dediler ♪
♪ But they say it would be wrong ♪
O adamlar birkaç ayda bir Ilinka'nın ve arkadaşının evlerini değiştiriyormuş ama onlar bir arada kalmayı başarmışlar. Aurelija ile çok iyi arkadaş olmuşlar.
They were shunted from one house to another every few months by these people, these men, but they always managed to stay together, her and Aurelia, and they became very close.
'Ama onların ve diğerlerinin çığlıkları...''... hala kulaklaımda çınlıyordu.'
'But their were others and their screams.' '.. are still echoing in my ears.'
- Ama onlar da şüpheli sayılıyor.
But they're under suspicion themselves.
Galiba onlardan besleniyormuş ama onları boşaltmıyormuş.
Apparently, she'd feed on them, but never went all the way.
Evet, ama onlar dilim dilim doğranmamıştı.
Yeah, but I bet they weren't chopped up into little pieces.
Dudaklarından adeta ilahi kelimeler dökülüyor ama onlar bulana kadar sizin yanınızda kalmak istiyorum.
Oh, well, from your lips to God's ears. But, still, I wanna stay here with you until they do.
Kusura bakma ama onlar geçmişte kaldı bebeğim.
Yeah, sorry, gone the way of the dodo bird, puddin'.
Yanımdaydılar ama onları alevlerle birlikte kaybettim.
They were with me, but I lost them in the fire.
Tamam. Demin Krampus resmini görünce fark ettim. Ama onlar içeri girerken ön kapının yanına bakarsan işte yine orada, gördün mü?
It's just occurred to me now, seeing the Krampus picture,'but if you look by the front door as they all troop in,'there it is again, see?
Ama onları almayacağım.
I chose not to pursue them.
- Evet ama onlar umurumda değil.
Yeah, but I don't care about other girls.
Evet ama onlar dışarıda ve biz buradayız.
I do, but they're out there, and we're in here.
Benim ailem kötüdür, ama onlar bile taşa dönüştürülmeyi hak etmiyorlar.
My parents are bad, but even they don't deserve to be turned to stone.
Ama onları nasıl çözeceğiz? Ben biliyorum.
- But how are we going to unfreeze them?
Ama onlar Tom Connolly'in ölümü konusunda suçlu olduğu ve savunma yapması konusunda ısrarcı.
But they are insisting on a plea of guilty For the killing of tom connolly.
Ama onlar RAW ajanı değil miydi, efendim.
But they were RAW agents, sir.
Güvenliği çağırırdım ama onlar sizi hayatta bırakabilir.
I would call Security, but they might leave you alive.
Şimdi bedenlerinize geri dönebilirsiniz. Ama onlar sizin değil, değil mi?
You can jump back in your skins now, except, of course, they're not your skins, are they?
- Ama bugünden itibaren ne sizin Akademi arazisine girmeye izniniz var ne de onların dışarı çıkmaya.
But, from today, neither are you allowed to enter the NSA premises, nor are they allowed to step out.
Kaybolduklarında antik denizciler yollarını bulabilmek için yıldızları kullandılar ama sizin için onlar bir engel çünkü Koşulları değiştirirler ve böylece büyünüze karşı dururlar.
When they were lost, ancient sailors used the stars to find their way, but, for you, they're an obstacle because they change Circumstances so they can really bone your casting.
Onlar kurbanlarla eşleşen bir kiralık arabanın yerini tespit ettiler, ama araba kullanmak için kullanılan kimlik çalıntı idi.
They located a rental car that we matched to the victims, but the ID used to rent the car was stolen.
Onları bağlamaya çalıştık ama... Biz sevgili ya da ibne değiliz.
We're tied together but... we're not boyfriends or fags.
Ama benim olandan çok onların hakkı vardı.
But it was always more theirs than it was mine.
Şimdi anladım, Zenci çocuk okuldan atılıyor ama Michelle Baten ve Jenny West atılmıyor çünkü onlar lakros takımındaki bir kıza sopalarla saldırmadılar.
Oh, I get it. The black kid gets expelled, but Michelle Batten and Jenny West don't, after they assaulted the girl on the lacrosse team with their sticks.
Ama, evet, birisi bu iki kişiyi kulübün önündeki saldırıyı yapmaları için kiraladı sonra izini kaybettirmek için arabanın kontrolünü eline alarak onları planlanmış bir kazada öldürdü.
But, yeah, I believe someone hired these two to carry out the shooting outside the club, then took control of this vehicle and killed them in a staged accident to cover his or her tracks.
Onların kim olduğunu bulamamıştınız, ama biz bulduk.
You weren't able to identify them, but we were.
Sadece gizlice içlerine girmek için diğer kişiliğini nasıl oluşturduğunu, yükselmek için paralarını arttırmaya nasıl söz verdiğini gizlice onları nasıl altedeceğini anlattın ama, bundan daha fazlası var, mesela insanları nasıl kaçırıyorlar ve yabancı ülkelerdeki çiftliklere nasıl götürüyorlar ya da yayın patentinden nasıl para kazanıyorlar
You told me how you created an alter ego to sneak back in and how you promised them money in order to rise through the levels faster and how you're secretly working from within to take it all down, but there is so much more, like how they kidnap people and send them to farms in foreign countries or how their money comes from owning the patent to podcasting or how they believe that our skin is poisonous.
Bu konuda sıkı durmana sevindim ama seni uyarmalıyım, hiçbir şekilde onları yakalayamadık.
You know, I'm glad you feel strongly, but I should warn you, we've never been able to catch them in anything.
Bak, neyin peşindesin bilmiyorum, ama seninle yakın bir zamanda uzun uzun konuşacağız. Birçok insan seni göz ardı etmemi söyledi ama ben dinlemedim onları.
Hey, look, I don't know what you're up to, but you and I are gonna have to have a very, very long talk very, very soon because too many people have called you to the carpet,
Bakın, evimizde olmayabiliriz ama sizi temin ederim ki onların geleceklerinin cephe hattındayız.
Look, we may not be home, but I assure you, we are on the front lines of their future.
Polisler bu akşam ön cephede olacaklar, ama beklentiler Powers Birimi'nin savunmanın ön cephesini oluşturması yönünde, ve tek yapabileceğimiz kötü güçler Los Angeles'ı ateşe vermeden önce onları durdurabileceklerini ummak.
The entire LAPD will be on the first line tonight, but it'll be Powers Division that is expected to be the first line of defense, and we can only hope that they can contain the nefarious forces before Los Angeles goes up in flames.
Onlar kalıyorlar ama sen gitmelisin.
They're staying, but you should go.
Ama bu tetikçiler sandığım kadar iyilerse kimse onları durduramaz.
But if they're as good as I think they are, no one can stop them.
Ama bu kasabadaki insanlar, onlar hep yalan söyler.
But people in this town, they lie all the time.
Müsamaha gösterdim. Ama ben de onları almadığını reçetelerin gelmeye devam etmesinden anladım.
I gave you your space, but your prescriptions are still coming here, which is how I know you're not taking them.
Adamakıllı lanetlendiler, böylece çeşmeleri kullanamıyorlar ama bu onları başka bir iş bulmaktan alıkoymadı özellikle kötücül bir varlıkla.
They've been thoroughly cursed, so they can't use the fountains, but that hasn't stopped them from finding other employment, some with a particularly nasty entity.
Onları teşvik etmek istemedim ama babam onlara para vermem konusunda ısrar etti.
I didn't want to encourage them but father insisted on giving them money.
Cinayetleri genelde onların soruşturduğunu biliyorum ama elimde olağandışı bir şey var.
I know they usually investigate homicides, but I have an unusual lead.
Ama her şekilde hala sokakta dolaşan haplar olacak ve gerekirse onları alırım çünkü Sands'i de, Piper'ı da bulacağım.
But either way, there are still pills out on the street, and I'll take those if I have to, because I'm gonna find Sands, and I'm gonna find Piper.
Yani kesinlikle buradaki en güzel kızlar, onlar ama... Biri bile... Bilirsin ya...
I mean, definitely prettiest girls in here, but neither of them want... you know, they've just like got no banter, have they?
Ve onlar hizmetli değiller ama buraya gelip bana yardım ettiler.
And they are not "the help," but they did come here to help me.
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlar benim 87
onlardan biri 72
onlara sor 23
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlar benim 87
onlardan biri 72
onlara sor 23
onlar da ne 21
onlara bak 32
onlar da 64
onlar ne 56
onlar nerede 35
onları istemiyorum 21
onları tanımıyorum 26
onları gördüm 114
onlara dokunma 16
onlar nedir 22
onlara bak 32
onlar da 64
onlar ne 56
onlar nerede 35
onları istemiyorum 21
onları tanımıyorum 26
onları gördüm 114
onlara dokunma 16
onlar nedir 22