English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ B ] / Ben orada olacağım

Ben orada olacağım Çeviri İngilizce

502 parallel translation
Çünkü nerede olursan ol, ben orada olacağım, son saatine kadar, mezartaşının önünde, mezarının üstünde oturacağım! "
So that wherever you are, I will be too and on your final hour, in front of your tombstone, I will seat on your grave
Çünkü nerede olursan ol, ben orada olacağım, son saatine kadar, mezartaşının önünde, mezarının üstünde oturacağım! "
So that wherever you are, I will be too and on your final hour, in front of your tombstone, I will seat on your grave.
- Ben orada olacağım, siz de orada olsanız iyi olur.
- I'll be there, and you'd better be there too.
Sadece şunu bil ki, kısa bir sürede bir gün kapıyı açacaksın ve ben orada olacağım.
Just know that someday soon, you'll answer the door and I'll be there.
Ben orada olacağım.
I'll be at the lion.
Ben orada olacağım.
I'll be there.
Ve sen her ne zaman gelsen ben orada olacağım.
And whenever you look up, there I shall be.
Asılırken ben orada olacağım.
That's one hanging I will attend.
Ben orada olacağım.
I will be there.
Bulacağız onları. Bu sefer hâlletmek için ben orada olacağım.
We'll get them, and I'm gonna be there to handle it.
Ne diyeyim, ben orada olacağım.
Well, I'll tell ya, I'll be there.
Ne zaman şişman bir kadın, zavallı bir adamın önünde kokan ayağını gösterse ben orada olacağım.
Wherever a fat woman shoves a smelly foot in front of some poor guy's face... I'll be there.
Ne zaman biri, mağazaya gelip üç aydır giydiği ayakkabılarını değiştirmeye çalışsa ben orada olacağım.
Whenever someone comes into the store and tries to exchange a pair of shoes he's been wearing for three months, I'll be there.
Çünkü nereye gidersen ben de orada olacağım... "
So that wherever you are, I will be too.
Ben de orada olacağım.
I'LL BE THERE.
İşte ben de orada olacağım dostum, o en küçük adada.
That's where I'm going to be, fella, on that smallest island.
Yepyeni hesaplarla birlikte ben de orada olacağım, Leo.
I'll be there, Leo, With a new set of books for you.
Ben birazdan orada olacağım.
I'll be back.
- Ben de orada olacağım ekselansları.
- I shall be there myself.
Eğer becerebilirsen, onları Baynard Şatosu'na getir. * Ben orada, yanımda muhterem pederler ve derin vukuflu piskoposlarla bekliyor olacağım.
If you thrive well, bring them to Baynard's Castle... where you shall find me well accompanied... with reverend fathers and well-learned bishops.
Altıya kadar saydığında ben de orada olacağım.
You count six and it'll be there.
Ben yine de orada olacağım.
But I'll be there to back you.
Ben... orada olacağım.
I will be over there...
Ben üç gün sonra Llano'da olacağım, seninle orada görüşürüz.
I'll be in Llano with the patrol three days from now, and I'll see you there.
Orada beyaz giyen tek ben olacağım...
I will be the only one there in a white- -
Ve ben de orada seni izliyor olacağım.
And I shall be there watching you.
- Ben de orada olacağım, küçük ama önemli bir görev.
Well, I will be there, not the greatest, but there.
Ben de orada olacağım.
And I'll be there too.
Böyle konuşamayız çünkü ben de orada olacağım.
That's no way to talk. Because I'm gonna be there too, as a witness.
nerede benim adıma birkaçınız toplanırsanız ben de orada olacağım.
Where several gather together in my name there will I be.
Benim adıma birkaçınız bir araya geldiğinizde ben de orada olacağım.
Where several are gathered together in my name there will I be.
- Ve ben de orada olacağım.
- And I'll be there.
Dinle, Çavuş, ben hemen orada olacağım.
Listen, Sergeant, I'll be right there.
Ben parayla orada olacağım.
You be there with those goddamn guns... because if you ain't... I'll be there with the money.
Ve ben sürekli orada olacağım.
And I'm going to be there all the time.
Birileri kıçını ateşe verecek, ben de bunu izlemek için orada olacağım.
Somebody's gonna set your ass on fire, and I'm gonna be there to watch.
Ben de orada olacağım, Jerome.
- I'll be with you on the perimeter, Jerome.
Sen ve ben, orada olacağımızı bilen tek kişilerken o orada olacağımızı nasıl bildi?
Well, how in the hell could he have known we were going to be there when you and I are the only two people in the world who knew that?
- Şimdi çıksınlar. Çünkü ben ya da o ne zaman orada olacağız bilmiyorum.
They should leave right now,'cause I don't know when I'm gonna get there and I don't know when he's gonna get there.
Orada buluşun bakalım, ama sizden önce Sunny ve ben orada olacağız.
"Meeting will be there, but before that come with sunny and me."
Ve işte o gün ben de orada olacağım.
And on that day I'm gonna be in that place.
Yalanacak çizmeler yağ çekilecek popolar ve öpülecek ayaklar olduğu sürece ben de orada olacağım!
- Norm... - So if there are boots to be licked, apples to be polished and fannies to be kissed, I'll be there.
Ben de orada olacağım.
I'll be there.
Ve ben de orada olacağım.
And I'll be there.
Ben orada sizinle birlikte olacağım, " beyaz sandalyemde. daima.
I'll be there, near you, in my white chair.
Evet ve Roger gelişmeleri size an ve an iletecek. Bu arada ben de bitiş çizgisine ulaşan ilk şanslı yarışçıya büyük bir zafer öpücüğü vermek üzere orada bekliyor olacağım.
Yes, and Roger will be giving you a blow-by-blow while I race myself over to the finish line to give the lucky first-placer a great big victory kiss.
- Ben de orada olacağım.
I'm going to be there.
Pamela Wells orada olacak, ben de orada olacağım.
- Pamela is gonna be there and so am I.
Ben şimdi yerime geçip oturacağım ve beni arasan orada olacağım tamam mı?
I'M GOING TO GO BACK OVER THERE AND SIT DOWN. THAT'S WHERE I'LL BE, RIGHT OVER THERE. OKAY?
... ve ben de orada olacağım.
I WILL BE THERE.
" Ben de orada olacağım.
" I'm gonna be down there.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]