Ben öyle demedim Çeviri İngilizce
685 parallel translation
Ben öyle demedim.
I didn't say that.
Ethan, ben öyle demedim ki!
Ethan, I didn't say that!
- Ben öyle demedim.
- I didn't say that.
- Ben öyle demedim, peder.
- I've not said that, Father. All right, you've not said anything.
Ben öyle demedim.
I wouldn't say that.
Öyle demedim. Ben öyle demedim.
It's appreciated.
Ben öyle demedim.
That is not what I meant.
- Ben öyle demedim.
- That is not what I said.
- Ben öyle demedim.
- I never said that.
Ben öyle demedim.
That's not what I said.
"Ben öyle demedim."
I DIDN'T SAY THAT... "
Ben öyle demedim.
I didn't say that!
- Ben öyle demedim... - Çünkü ellerimi arkamdan kelepçeleyip yüzümü tekmelerken, ona bunu sorup durduğumdan...
- Because I was sure as hell asking him when he was cuffing my hands behind my back,
- Ben öyle demedim!
- that's not what i said!
Ben öyle demedim.
Rubbish. I didn't say it.
Ben öyle demedim.
That's hate. Oh, no, no.
- Ben öyle demedim.
- I did not say that.
Ben öyle demedim.
That's not what I meant.
- Anne, ben öyle demedim!
Ma, that's not what I said!
Bak, Juanita, Ben öyle demedim.
Look, Juanita, I didn't say that.
Ben öyle bir şey demedim.
I didn't say that.
- Ben öyle bir şey demedim.
- I never said that!
Ben hiç öyle bir şey demedim. Asla da demeyeceğim.
I never said that, darling, and I never will.
- Ben öyle bir şey demedim.
- I didn't say that.
Ben öyle bir şey asla demedim.
I never said anything of the sort.
Ben öyle bir şey demedim.
I didn't say you were.
Öyle bir şey demedim ben. Ne çabuk unuttun? Söyledin.
Remember... you asked me something strange before?
- Ben öyle bir şey demedim. - Haydi gençler, gidiyoruz.
- I didn't say that.
Ben öyle bir şey demedim.
Well, I never said that.
- Dediğim gibi. Dalga geçmiyor. - Ben öyle bir şey demedim ki.
- See, he's not making fun of us.
Ben bir şey demedim tabii, öyle bir yerden kim ev almak ister ki?
I didn't say anything, but why would anybody buy a house in a place like that?
Ben öyle bir saat isterdim, demedim...
I didn't say I'd like a watch like that...
- Ben öyle bir şey demedim.
I said no such thing.
Ben öyle bir şey demedim!
I didn't say anything!
Öyle demedim ben!
I never said that!
Ben öyle bir şey demedim...
But I never said that.
- Ben öyle birşey demedim
- I didn't say that.
Ben asla öyle bir şey demedim.
No, I didn't :
- Ben öyle bir şey demedim.
I didn't say that at all.
öyle demedim Ben sadece 15 yıl için görmediğimi söyledim.
I didn't say that. I just said I hadn't seen you for 15 years.
Ben öyle birşey demedim. Özür dilerim.
I didn't say that I'm sorry
Ben öyle bir şey demedim.
I never said they were.
Ben öyle bir şey demedim Bay Holmes.
I didn't say so, Mr. Holmes.
- Ben öyle bir bok demedim!
- I didn't tell you shit like that, man!
Ben öyle bir şey demedim.
I didn't say that. Put your mind at rest!
Ben öyle birşey demedim.
I never said that.
- Ben hiç öyle birşey demedim.
- I never said that.
Ben de öyle demedim mi?
Isn't that what I said?
Ya da benim babam gibi... Ben öyle bir şey demedim.
Or mine.
Ben öyle bir şey demedim.
Now I never said that.
Ben öyle bir şey demedim.
I never said that.
ben öyleyim 27
ben öyle düşünmüyorum 172
ben öyle değilim 30
ben öyle düşünüyorum 22
ben öyle bir şey demedim 33
ben öyle demezdim 26
ben öyle duymadım 16
öyle demedim 136
demedim mi 43
demedim 125
ben öyle düşünmüyorum 172
ben öyle değilim 30
ben öyle düşünüyorum 22
ben öyle bir şey demedim 33
ben öyle demezdim 26
ben öyle duymadım 16
öyle demedim 136
demedim mi 43
demedim 125
ben öldüm 53
ben oldum 16
ben öleceğim 28
ben ölüyorum 52
ben onu seviyorum 16
ben onun 17
ben ona 29
ben olsam 77
ben özür dilerim 55
ben onu 25
ben oldum 16
ben öleceğim 28
ben ölüyorum 52
ben onu seviyorum 16
ben onun 17
ben ona 29
ben olsam 77
ben özür dilerim 55
ben onu 25