English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ B ] / Bilmezsin

Bilmezsin Çeviri İngilizce

1,201 parallel translation
Nasıl olur da Sovyet düzeninde işlerin nasıl yürüdüğünü bilmezsin? İşlerin nasıl yürüdüğünü biliyorum.
How can it be, you don't seem to know how things work in the Soviet system?
- Zaten bilmezsin.
You never know.
Ne bilmezsin?
What don't you know?
Nasıl olur da beyzbol hakkında bir şey bilmezsin?
How could you not know about baseball?
Nasıl bilmezsin? !
How is it that you "don't know"?
Ve sen bilmezsin yetim olmak nasıldır?
And you... you don't really know what it is to be orphaned.
Onlar hakkında çok şey bilmezsin, değil mi?
You never knew much about them, did you?
Tabii bilmezsin.
Of course not.
Sonra 10 veya 15 günlüğüne uzaklaşır ama gittiğini bile bilmezsin.
You never know he's gone. - What?
Bu 6 yaşındakileri bilmezsin.
You don't know these six-year-olds.
Onların bir çeşit dinleme cihazı olmadığını nasıl bilmezsin?
Don't you know they got a parabolic mike today?
Bilmezsin diye söylüyorum, burası belalı bir kasabadır.
It's a rough town if you don't know it. Even if you do!
Dünyanın en büyük organizasyonudur. Katılana kadar varlığını bilmezsin.
World's largest organization, and you don't know it exists until you're in it.
Bilmezsin, sormazsın, umursamazsın.
You don't know, you don't ask, you don't care.
Sen kadınsın, bilmezsin.
You women don't know anything.
Yemek yapmayı bilmezsin.
You don't know how to cook.
Bunun ne demek olduğunu bilmezsin.
But you wouldn't know anything about that.
Bu bana ne kadar fazla şey ediyor bilmezsin.
You don't know how much this means to me.
Bu da bana ne kadar fazla şey etti bilmezsin.
And you don't know how much that meant to me.
Sen bir kadının ne kadar çok acı çektiğini asla bilmezsin.
You never know how much women like that suffer.
Nasıl koştuğunu bilmezsin sen.
You've never seen her run.
Sen sahip olma duygusunu ve kaybetmeyi bilmezsin.
You wouldn't know about pride of ownership or what loss is.
- Yemek yapmayı bilmezsin ki sen.
- You don't know how to cook.
Sen sosyeteyi bilmezsin, Maria.
You don't know about society, Maria.
Elbette bilmezsin.
Of course you don't.
Sen bilmezsin.
You wouldn't know it.
- Kelimenin anlamını bilmezsin.
- You don't know the meaning of the word.
Anne olmak ne demektir, bilmezsin sen.
You don't know what it is to be a mother.
Bir Quintanilla olmak ne demektir bilmezsin.
You don't know what it's like to be a Quintanilla.
Sen Bay Siddarht'ı neden onu iyi aldığını bilmezsin.
You don't know why Mr. Siddarth is taking her.
Sen, benim babamı bilmezsin
You don't Know my father
İnsanın fikrinin önemli olması nasıldır, bilmezsin.
You don't know what it's like to have your opinion matter.
- Hangisi olduğunu nasıl bilmezsin?
- How can you not know which one?
" Bu kediyi sen bilmezsin.
Well, let me tell you something about this cat.
Bu adamların neye benzediklerini bilmezsin.
You don't know what these people are like.
Annemi bilmezsin.
You do not know Mother.
Açlık nedir bilmezsin sen.
You don't know what hunger is.
- Biri işte, sen bilmezsin.
- A guy, you don't know him.
Sanırım koşup top atmayı de bilmezsin?
I don't suppose you've ever been tempted to go round the wicket yourself?
Bir şeyi kaybedene dek değerini bilmezsin derler ya.
You know how some people say... "You don't know what you had until you lose it"?
- Birleşik Devletler'de yaşamın nasıl olduğunu bilmezsin.
You don't know what it's like for us back in the States.
- Evet, evet bilmezsin tabii.
- Yeah, yeah you don't know.
Sen bu şarkının konusunu bile bilmezsin.
- You don't even know what this song's about.
Ver şu lanet şeyi Bunun nasıl bir his olduğunu bilmezsin.
Fucking give it. You know what this is like!
Hayır gelemezsin Sen Japon usulu yemekleri bilmezsin
No you musn'come. y ou can'cook Japanese food!
Nasıl olur da bilmezsin?
How come you don't know?
biri ona iletsin sen kalpkırığı nedir bilmezsin.
Tell her. You're ignorant, heart's do break sometimes, mad man.
Neler olduğunu nasıl bilmezsin?
How can you not know what happened?
Hükümetin ne kadar büyük olduğunu bilmezsin.
You don't know how big this government is.
- İç İşleri'ni bilmezsin.
You don't know Internal Affairs.
Sen sadakat nedir bilmezsin.
You barely arrived here, and you pretend to know more than the locals!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]