Bir soru sordum Çeviri İngilizce
859 parallel translation
- Sana bir soru sordum!
- I asked you a question!
- Sana bir soru sordum.
- I asked you a question.
Basit bir soru sordum!
I asked you a simple question!
- Hadi, size bir soru sordum.
- Come. I asked you a question.
- Sadece bir soru sordum.
- I merely asked you a question, sir.
Size bir soru sordum ama onu düşünmek yerine beni korkutmaya çalışıyorsunuz.
I ask you a simple question and instead of any consideration, you try to frighten me.
- Sadece uygarca bir soru sordum.
● Only asking a civil question, I was.
Basit bir soru sordum.
I ask one simple question.
Basit bir soru sordum.
I've asked a simple question.
Sana bir soru sordum!
I asked you a question!
- Evet, Phillip, sana bir soru sordum.
- Yes, Phillip, I asked you a question.
Sadece basit bir soru sordum.
I just asked a simple question.
Size bir soru sordum!
I asked you a question!
Sana bir soru sordum! Nereye gittiniz?
I asked you a question!
Sana bir soru sordum.
I asked you a question!
Basit bir soru sordum.
I asked you a civil question.
- Bir soru sordum bay Burns.
Mr. Burns, I asked you a question.
Çocuğa bir soru sordum.
I was asking the boy a question.
Sana hakkım olan bir soru sordum.
I asked you a question I was entitled to ask.
- Bir soru sordum.
- I asked you.
Sana bir soru sordum ve bir cevap istiyorum.
I asked you a question, I want an answer.
Sana bir soru sordum, bayım.
I asked you a question, mister.
Sana bir soru sordum Bay Starrett.
I asked you a question, Mr Starrett.
Hunkle, sana bir soru sordum.
Hunkle, I asked you a question.
Doktor, size bir soru sordum : Durum ne kadar kötü?
DOCTOR, I ASKED YOU A QUESTION.
Sana bir soru sordum, Ethel.
I ASKED YOU A QUESTION.
Bay Dickinson size bir soru sordum.
Mr Dickinson I asked you a question.
Size bir soru sordum, bu kim?
Okay, mister, who is he?
- Size bir soru sordum!
- I asked you a question, sir!
Ben sadece bir soru sordum, Catherine.
I'm just asking a question, Catherine.
Sana bir soru sordum, Nino.
I asked you a question, Nino.
Bir soru sordum.
I asked you a question.
Size bir soru sordum, Lund.
I asked you a question, Lund.
Sana bir soru sordum ama cevap vermedin, neyi düşünüyorsun?
When I interrogate you and you don't answer me, what are you thinking?
Sana bir soru sordum!
I asked you a question.
Sana bir soru sordum, profesör.
I asked you a question, Professor.
Bir soru sordum, Nazerman.
I asked you a question, Nazerman.
- Sana bir soru sordum ve cevap istiyorum.
- l want an answer.
Sana bir soru sordum Sam.
I asked you a question, Sam.
Sana bir soru sordum.
Let the boy go.
- Galiba aptalca bir soru sordum.
- I guess I asked a fool question.
Sana bir soru sordum evlat.
I asked you a question, kid.
Retorik bir soru sordum.
I'm having a rhetorical conversation!
- Sana bir soru sordum. - Soru mu?
I asked you a question.
Sana bir soru sordum.
I asked you a question.
Sana bir sürü soru sordum mu?
Have I asked you a lot of questions?
- Bir tek soru sordum.
- I just asked one.
Ama sana bir soru sordum dostum.
Now, I've asked you a question.
Gerçeği öğrenmeden önce, bir dünya yolculuk yaptım, yığınla soru sordum.
I did a lot of traveling and asked an awful lot of questions before I learned the truth.
Sadece bir kaç soru sordum.
I was just asking questions.
Yüzbaşıya bir kaç soru sordum ve neredeyse tutuklanıyordum.
I asked a few questions of the captain and almost was arrested.
bir sorun mu var 1028
bir sorum var 102
bir soru sorabilir miyim 94
bir sorun yok 90
bir sorum daha var 29
bir sorunum var 94
bir sorunun mu var 37
bir sorunumuz var 196
bir sorun var 192
bir sorun var mı 26
bir sorum var 102
bir soru sorabilir miyim 94
bir sorun yok 90
bir sorum daha var 29
bir sorunum var 94
bir sorunun mu var 37
bir sorunumuz var 196
bir sorun var 192
bir sorun var mı 26
bir soru 42
bir soru daha 41
bir sorun çıktı 25
sordum 54
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir soru daha 41
bir sorun çıktı 25
sordum 54
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir saat sonra 47
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir saat sonra 47