Birinci gün Çeviri İngilizce
165 parallel translation
Birinci gün, ikinci gün,... üçüncü gün.
Of the first day, the second day, the third day.
Akşam oldu, sabah oldu ; birinci gün oluştu.
And the evening and the morning were the first day.
Birinci gün, birinci ayak... Londra'dan Dover'e
First day, first leg - London to Dover.
Ve akşam oldu ve sabah oldu ; birinci gün.
And the evening and the morning were the first day.
Birinci gün Tanrı patatesi yarattı.
On the first day, God created potatoes.
Birinci gün için sınıf ödevleri... Langdell'deki ve Austin binasındaki... ilan tahtalarına asılır... bunu bilmeniz gerekirdi.
Class assignments for the first day... are posted on the bulletin boards... in Langdell and Austin Halls.
Birinci gün, mobilyayı maviye boyadım.
The first day I painted the furniture blue.
Gettysburg Savaşı, birinci gün.
Gettysburg, day one.
Birinci gün ;
Day one :
Tamam, birinci gün.
Okay, day one.
Tanrı, birinci gün güneşi yarattı.
The first day, he made the sun.
Birinci gün, diş ipi.
Day two, here's your diploma.
Birinci gün... herşey normal gözüküyordu... şey, Joxer'ın öldürülmesi hariç.
The first day everything seems normal Well, excepting that Joxer gets killed.
- Birinci Gün " dört bilgisayarın kontrolünde.
OK, all flight controllers, we're at T-minus 30 seconds and counting. Hefter :
Birinci gün ; onu soyutla, dikkatini çek.
'Day one - lsolate her. Get her attention.
Eğer birinci gün fazla yol katedebilirsem, iki gün içinde eve geri dönebilirim.
If I cover more distance on the first day, I can be back within two days.
Birinci gün. Güneşin zaferi. Doğanın cömertliği.
The first day, the glory of the sun, the bounty of Nature.
Birinci gün, sahne bir.
Day one. Scene one :
Birinci günden. 90 gün daha toplantılara katılacaksın.
Another 90 days, another 90 meetings.
Benim ve senin için, bu birinci gün.
So for me and you, kiddo, this is day one.
Birinci gün.
Day One
Ama bir gün senden sonra birinci sınıf bir komedyen olacağım.
But someday I'll be the first comic, after you.
Önceki gün annen sınıfında birinci olduğunu söyledi.
Oh, your mother told me the other day that you were at the head of your class.
Bir gün, birinci teğmen olacağım.
There will come a time, sir, when I'll be first lieutenant.
Birinci gün. Askerler!
The neutron is an ideal bullet.
Ve her gün spor yarasın, birinci sınıf cinayet detektifisin.
And you do exercises every morning, and you're a detective first class in Homicide.
Yok canım. Geçen gün birinci sınıf kaliteliydi.
The other night was first-class quality.
Sonra gün içinde birinci sınıf bir kartoloz çıktı karşıma.
In the P.M., that society broad
Bir gün buradan birinci derece yanıklarla çıkacaksın.
One day, you'll come out from under there with first-degree burns.
Birinci kısmı başka bir gün göstereceğim.
Tell you what. I'll show part one another time.
Sadece tek bir tıbbi kayıt... o da birinci süvarinin beş gün önce Thelusian gribi olduğu.
A single medical entry noting that the first officer had Thelusian flu five days ago.
Bayanlar ve baylar dördüncü gün bitti ve Birinci Şube takım kupası yarışında liderliğini sürdürüyor liderleri Reid Janssen de bireysel mücadelede ilk sırada bulunuyor.
Well, ladies and gentlemen, day four is over, and it's First Section continuing to lead the team cup race behind its leader, Reid Janssen, who remains in first place in the individual competition.
Belki bir gün, biraz şans ve birinci sınıf tıbbi bakımla, Leo'yu geri getiririz.
Maybe someday, with a little luck and some topfIight medical attention, you'II have Leo back.
Ertesi gün Amerika'daki bütün gazetelerin birinci sayfasında bu olay yer aldı.
The press portrayed him as a dull humorless figure. Bernays'solution was to do exactly the same as he had done with products.
Harekat amiri Miles O'Brien dahil birinci subaylar iki gün önce Atılgan ile geldiler.
The first officers, including Chief of Operations, Miles O'Brien, arrived two days ago on the Enterprise.
Birkaç gün sonra ölümünün birinci yılı olacak değil mi?
Couple of more days will be his decease's one year anniversary, isn't it? Right.
Birinci gün.
Day one.
Kocam Larry'yle bizim için özel bir gün. Bugün birinci yıl dönümümüz.
Um, a special greeting to my husband, Larry, on this, our first anniversary.
Birinci sınıfta gördüğümüz botanik dersinin, bir gün işe yarayacağını asla düşünmezdim.
I never thought that botanical science class would come in so handy.
Birinci turun son turnuvası yarın değil öbür gün.
Last Division One Tournament... is the day aftertomorrow.
O gün birinci geldi, tabii ki.
He came in first that day, of course,
İlk gün ve birinci tur bittiğinde, gerçek bir heyecan vardı.
As the day and the second round came to an end, there was genuine excitement.
Onları birinci sınıftan beri her gün tartışırken görüyordum.
Which is something I've seen them do every day since the first grade.
Doug New Mexico Üniversitesinde birinci sınıf öğrencisi... Antik diller eğitimi görüyor ve bir gün arkeolog olmayı umut ediyor.
Doug's a freshman at the University of New Mexico... who studies ancient languages and hopes one day to be an archaeologist.
Seni ilk gördüğüm gün... ölümünün birinci yıldönümüydü.
The day when I first met you was the day he died a year ago.
Ertesi gün Amerika'daki bütün gazetelerin birinci sayfasında bu olay yer aldı.
The next day every newspaper in the United States had a front page story :
Shin Hyun'un birinci, üçüncü ve beşinci cinayetleri de 28 gün arayla gerçekleşmişti.
Shin Hyun's first, third, and fifth murders also took place every 28 days.
Birinci, üçüncü ve beşinci cinayetler tam olarak 28 gün arayla işlenmiş.
As you said, the odd-numbered cases occurred every 28 days.
Birinci grup her gün antremin yaptı.
The first group practiced every day in the gym.
Birinci Helion yakınındaki tüm gezegenlerle gün ışığını paylaşır.
Helion Prime shares its sunlight with all worlds nearby.
Lionel Fortay'ın, Vikinglerden atılmasından sadece bir gün önce kendisi ve oda arkadaşı tarafından verilen partide birinci sınıf öğrencisi bir kız, ektasi komasına girdi.
The night before Lionel Fortay was booted off the Vikings... a freshman girl OD'd on ecstasy at a party... - thrown by him and his roommate. - How's the girl?
gunther 50
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
günaydın tatlım 25
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
günaydın tatlım 25
gündüz 49
günahkar 29
günah 39
günaydın hayatım 17
günler 45
günaydın hanımefendi 52
günaydın çocuklar 50
güneş ışığı 22
güneşte 16
günaydın efendim 192
günahkar 29
günah 39
günaydın hayatım 17
günler 45
günaydın hanımefendi 52
günaydın çocuklar 50
güneş ışığı 22
güneşte 16
günaydın efendim 192