Birkaç kere Çeviri İngilizce
806 parallel translation
Babam haftada birkaç kere sarhoş olur ve bizi döverdi.
My old man used to get drunk a couple of times a week... and kick us around.
- Ona birkaç kere acıdım.
- I took pity on him a few times.
Saçını birkaç kere daha yıkaman gerekiyor.
You'll have to wash your hair again, several times.
David'in bulunabileceği her yeri farklı zamanlarda birkaç kere aramış.
She's called every place he might be, not once, but several times.
Bu sabahtan beri birkaç kere değiştim, anlıyor musunuz?
I hardly know, sir. I've changed so many times, you see.
Bir kere değil, birkaç kere hem de.
Not once, but several times.
Birkaç kere düşünüp vazgeçtikten sonra, ama en sonunda yaptığım gibi... bir şeyler yapılabilirdi. gerçi, maalesef çok geç artık.
It might even move some to stop and think for a moment or two... as finally I did... though, unfortunately, too late.
Birkaç kere vur yeter.
Just hit a couple.
Birkaç kere tuvalete gitti, üç tane masal anlattım ve bir bardak su içti de ancak uyuyabildi.
She had to go to the bathroom a few times, hear three stories... and have a glass of water before she finally went to sleep.
Ahırın etrafında beni birkaç kere dolaştırırsanız, iyi olacak.
If you'll just walk me round the barn a few times, I think it'll be fine.
- Dükkanına birkaç kere mi geldi?
- She's been in your shop more than once?
Sadece birkaç kere okuldan eve beraber yürümemizin hiçbir anlamı yok.
Just'cause I let you walk me home from school couple of times... didn't mean anything.
Ben buraya yalnızca birkaç kere geldim, öyle uğradım o kadar. Ha, anladım.
Well, I've only been around a few times, just wandering about.
birkaç kere rastlaşmıştık.
I had met him a few times.
Birkaç kere lafa daldı, ama genele baktığımızda ne dersiniz?
I know he's made one or two breaks, but on the whole what do you think?
Birkaç kere çok yaklaştım.
Oh, I came very close a couple of times.
Ona yaslanıyordu. Birkaç kere de ona kalçasıyla vurdu.
She'd kind of lean on him and a couple of times she bumped him with her hip.
Yılda birkaç kere giderim.
I get there a few times a year.
Arada birkaç kere Nancy Ashton'ı ziyaret ettiğini söylemiş.
Said he'd seen him visiting Nancy Ashton on a couple of occasions.
Çocukken birkaç kere ölümden döndüm.
When I was a kid, I almost died a few times.
Sadece birkaç kere daha uğra.
Just a couple more visits.
Şimdiden elimizde dünyayı birkaç kere havaya uçuracak gücümüz var.
We now have the capacity to blow up the whole world several times over.
Jiggs, birkaç kere komitemize gelip, bize bazı iyiliklerde aracı oldu.
He has been up before our committee a number of times and he's done some favors for me on occasion.
Hazır bu adamlar gibi değilken, birkaç kere de Kuzeylilerin ve Konfederasyon birliklerinin mevzilerinden geçeceğimizi düşünürsek nereye gittiğimizi söylersin belki diye düşünmüştüm.
But since I'm alive and I've noticed we'll be crossing Yankee and Confederate lines a few times I thought you might tell me where we're going.
Birkaç kere denedi, Ama "Sergei" dediğinde boğulacak gibi oldu, "Kuzmich" dediğinde hıçkırdı, ve "dört bir yandan" derken gözyaşlarına boğuldu.
He would try again several times, but as soon as he said "Sergei", he would choke, at "Kuzmich", he would sob, and "on all sides" would be drowned in tears.
Birkaç kere burada çalıştım.
I worked it a couple times.
Birkaç kere.
A couple of times.
Sizi birkaç kere gördüm.
I've seen you sometimes.
Birkaç kere mi?
Several times?
Karım zaten bildiği her şeyi polislere birkaç kere anlatmıştı.
My wife has already told the police everything she knows several times.
Günde birkaç kere.
A couple of times a day.
Birkaç kere çok zor durumda kaldığımı itiraf etmeliyim.
So I had a real rough time a couple of times.
- Hayır, burada birkaç kere çaldım.
- No, I played here several times.
Birkaç kere kontrol edildi.
It's been checked several times.
Birkaç kere neredeyse takla atacak gibi oldum.
Almost rolled it a couple of times.
Onunla birkaç kere çıkmıştım.
I've been out with her a few times.
- Birkaç kere.
- A few times
Dönüş yolunda birkaç kere daha ateş edildi ancak bu kez isabet almadık.
We were shot at a few times on the way back, but we weren't hit again.
Birkaç kere.
A few.
Birkaç kere Cathy'i almaya geldiğinde görmüştüm.
I saw him a couple of times when he'd come for her.
Birkaç kere öğle yemeğini birlikte yemiştik.
We had lunch together a couple of times.
Onu birkaç kere aradım ama ilk telefondan sonra telefonları açmaz oldu.
I tried several times to call her but after the first call, she wouldn't come to the phone.
Buralardan geçerken birkaç kere uğradım ama evde hiç yoktun.
I stopped by a few times, but you were always out
Ama o işadamı olduğundan senede birkaç kere seyahate çıkmak zorundaymış gene seyahatteyken o, evde yalnız kalan Genç karısı için endişelenmeye başlamış
But as he was a business man He had to travel a few times a year On this particular day he was traveling again
- Onunla beraberken birkaç kere denemiştim.
Thank you.
- Birkaç kere vurdum.
- I got in a couple.
Her zaman aynı şekilde dönmüyor ama iki kere bizim rotamızın önünde... paralel gitti. Birkaç dakikalığına da olsa.
He doesn't always turn the same way, but twice he did, to run parallel with our course for a very few minutes.
Birkaç gündür ofisinizi belki yüz kere aradım.
Well, in the last three days I've called your office at least a hundred times.
Yabancı ona Paul Lazzaro'nun kim olduğunu ve penissiz yaşamın nasıl olacağını düşünmek için birkaç saniye verecek sonra da onu bir kere de kıçından vurup, çekip gidecek.
Strangerwill give him a couple of seconds to think about who Paul Lazzaro is... and what life's gonna be like without a pecker, then he'll shoot him once in the guts and walk away.
Haftada birkaç kere toplanırlar...
Groups of first-year students... get together a couple times a week.
Yüzünü birkaç kere sildi.
e cleaned the face some times, therefore, it had.
kereste 17
birkaç 16
birkaç gün sonra 35
birkaç ay sonra 20
birkaç gün önce 41
birkaç hafta sonra 22
birkaç dakika sonra 23
birkaç saat önce 23
birkaç gün içinde 28
birkaç gün 43
birkaç 16
birkaç gün sonra 35
birkaç ay sonra 20
birkaç gün önce 41
birkaç hafta sonra 22
birkaç dakika sonra 23
birkaç saat önce 23
birkaç gün içinde 28
birkaç gün 43