Bizimle birlikte Çeviri İngilizce
1,797 parallel translation
- Anneciğin, çok yakında bizimle birlikte olacak, tamam mı?
- Mommy's gonna meet us later, okay?
O zaman, kalkanlar düşer ve sen de bizimle birlikte ölürsün.
Then the shields will fail and you will die along with the rest of us.
- Her gün bizimle birlikte.
- Every single day, it's with us.
Ruhu şu an bizimle birlikte
His spirit is here with us right now.
Sen de bizimle birlikte olsaydın...
If you were home once in a while.
Hala bizimle birlikte kaçmaya geleceğini düşündüren nedir?
What makes you think she's gonna come running back now?
Tais'in ruhu şu an burda bizimle birlikte
Tais is here with us right now in spirit.
Annen burada bizimle birlikte.
Your mother's here with us.
Bizimle birlikte olduğu günlerin mutlu hatıralarına kısaca bir göz atalım.
So let us take a brief moment to celebrate his time with us.
Bizimle birlikte yaşayabilirsin.
You could have lived with us.
- Hemen hemen, fakat onu bizimle birlikte götüremeyiz.
It's close enough, but we couldn't bring it with us.
Tam yanıbaşımızda bizimle birlikte durduğunu söyledi.
Yeah. She said he was right there with us.
Darcy ve çocuklara bizimle birlikte kalabileceklerini söyledim.
I told Darcy she and the kids can come stay with us.
Eğer bizimle birlikte uyumaya devam edeceksen, nefes sorununa bir çözüm bulmak zorundayız.
If you're gonna keep sleeping with us, you're gonna have to do something about your breath.
"Bizimle birlikte yürüyor, ama bizden biri değil."
"He walks amongst us, but he is not one of us."
Hâlâ bizimle birlikte burada kapana kısılı durumda.
I wouldn't say that. He's still stuck here just like the rest of us.
Hayır.Bugün orda bizimle birlikte bişey daha vardı garip bişey grant ve ben korkudan altımıza yapıyorduk
No. Today, there was something with us down there, something weird. Scared the crap out of me and Grant.
Çünkü biliyordum, aramızdan biri olduğunu biliyordum ve ondan kurtulmanın tek yolunun bizimle birlikte hapsetmek olduğunu biliyordum.
Because I knew, I knew it was in there with us and the only way to get rid of it was to trap it with us.
Ve eğer işe yarmazsa bizimle birlikte ölecekti.
And if it came to it, let us die with it.
Kimse bizimle birlikte olmanı ve birlikte yemek yemeni umursamıyor, ama ben ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
Everyone else might be alright with you washing your clothes and eating our food. but I want to know whats going on.
Jeffersonian'dan Özel Ajan Booth and Bayan Montenegro bizimle birlikte... ve mezarlığımızda bulunan kurbanın kimliğini tespit için yardımımıza ihtiyaçları var.
We have Special Agent Booth and Miss Montenegro from theJeffersonian with us... and they need our help identifying the victim found in our cemetery.
Kardeşim, bu akşam bizimle birlikte olamadığı için üzgünüm.
[cheering] I'm sorry my brother couldn't be with us tonight.
Bizimle birlikte yemek yer misin?
Morita, will you eat with us?
Kampa gittiği yaz burada bizimle birlikte kalmıştı.
He stayed with us that summer that he went to band camp.
Delinda'nın ve senin bizimle birlikte evlenmenizden onur duyarım.
It'd be an honor to have you and delinda get married with us.
- Bizimle birlikte bir şeyler içmeye gelecek misin?
- Will you come for a drink with us?
Bizimle birlikte içeri geliyor musun?
Are you coming inside with us?
Bay Wyatt'ı Fransa'ya bizimle birlikte gelmesi için davet edeceğim.
I will invite Mr. Wyatt to come to France with us.
Bakıcı Carrie bizimle birlikte yaşamaya başladığında babamın üzüntüsü geçmişti.
Daddy stopped being sad when Nanny Carrie came and lived with us.
Hala bizimle birlikte arabamda oldukları için şanslılar!
They're lucky to be with us, in my car!
Camilla'nın da onun bizimle birlikte gelmesini istediğini biliyorum.
She's coming with us. Camilla agrees!
Ama yine de o bir şekilde bizimle birlikte.
But you know, in a ways, deal with this.
Bu gece bizimle birlikte, ulusal güvenlikten sorumlu kişi, Guillermo Nieto olacak. Kendisiyle şehrimizle ilgili projeler hakkında konuşacağız.
Here with us tonight, the man in charge of public security, Guillermo Nieto, to discuss different aspects of his program for our city.
Bu akşam, Hyde Park, Illinois'den Barrow Okulu Gençlik Orkestrası bizimle birlikte...
With us tonight is the Youth Orchestra Illinois.
Yani onun bizimle birlikte yemek masasına oturup keyifli keyifli yemek yiyecek vakti olmayacaktır, diyorum.
Why not? I mean, there's no way he's gonna have time to just, you know, lounge around eating dinner with us in our dining room, eating.
Tüm bildiğim bizimle birlikte 19 bedene sahip olduğumuz.
All I know is that we have 19 bodies with us.
Bizimle birlikte virüste ölür.
Our death will kill the virus.
Eğer bizimle birlikte gelirsen onun yaşamasına izin verecekler.
If you come with us, they'll let him live.
Bizimle birlikte Baş Şansölye Trymon'u görmeye gideceksin ve herşey yoluna girecek.
Come back with us to see Arch Chancellor Trymon and everything will be alright.
Fakat o aletler olmadan bizimle birlikte burada durabilirsin.
You haven't broken any laws, but I think you should consider waiting with us out of the elements.
Pop Warner, tarihinde oynayan ilk kadın oyun kurucu bu güzel günde şu anda bizimle birlikte.
The first female quarterback to ever play in pop Warner history, she's here with us.
Bu yolla sen de gelir, bizimle birlikte yer ve sonra bana dürüst olup olmadığı konusunda fikrini söylesin.
This way you could come and eat with us and then you could, like, tell me if you think he's telling the truth, you know?
Şeyden beri bizimle birlikte yaşıyor.
He lives with us since...
Ve Priya bugun bizimle birlikte değil
And Priya is not with us this very day.
priya bizimle birlikte olsaydıda Bu noktadan sonrası sadece kısmet şte bu kadar!
Maybe our partnership with Priya was meant to end now. That's it.
Gossip Girl'e ipucu gönderdiğin andan itibaren bizimle birlikte oyuna dâhil oldun.
THE MINUTE THAT YOU START SENDING TIPS TO GOSSIP GIRL, YOU'RE IN THE GAME WITH THE REST OF US.
Ah, evet. Adadan bizimle birlikte ayrılma düşünceni unut.
Yeah, well, uh, forget any thought of leaving with us.
Evet, bizimle birlikte yürü.
Uh, yeah.Walk with us.
Tökezleyip düştüklerinde onlarla birlikte düşeriz. Ama şanslıysak sevgileri de bizimle olur. Yeterli sevgi sınırları ortadan kaldırır.
They can stumble and fall and take us down with them, but if we're lucky, we also get their love - enough love that the limitations don't matter.
Ama şimdi bizimle gelebilirsin... Bombayı durdurmak için, Birlikte.
But you can come with us now, help us stop bomb- - together.
Madem burada bizimle kalmayacaksın öyleyse Mancora'da birlikte vakit geçiririz.
Since you don ´ t want to spend time with us here I ´ ve decided we ´ ll do it in Mancora.
birlikte 205
birlikte gidelim 41
birlikte mi 29
birlikteyiz 34
birlikte olacağız 18
birlikte gideceğiz 22
birlikte büyüdük 17
birlikte kalın 17
birlikte çalışıyoruz 20
bizim 255
birlikte gidelim 41
birlikte mi 29
birlikteyiz 34
birlikte olacağız 18
birlikte gideceğiz 22
birlikte büyüdük 17
birlikte kalın 17
birlikte çalışıyoruz 20
bizim 255
bizim evimiz 18
bizimkiler 34
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizim gibi 50
bizim değil 34
bizim de 22
bizimle misin 23
bizimle mi 20
bizimkiler 34
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizim gibi 50
bizim değil 34
bizim de 22
bizimle misin 23
bizimle mi 20