Bu gerekli değil Çeviri İngilizce
346 parallel translation
Bu gerekli değil.
- It is not necessary.
Bu gerekli değil.
That's not necessary.
Hayır, Anita, bence bu gerekli değil.
Oh, no, Anita, I don't think that's necessary.
Bu gerekli değil, ama eğer güzel bir kız olursa.. .. durdur ve onunla konuş. Görev gereği..
It is not necessary, but if find a pretty girl, the stop and talk to her.
- Bu Gerekli değil.
- Not necessarily.
Bu gerekli değil, Bay Bonney.
I knew you weren't dead.
Bu gerekli değil, öyleki uzun zamandır Bay Duggan kendisini temsil ediyor.
That won't be necessary, so long as Mr Duggan is here to represent him.
Bu gerekli değil.
It's not worth it.
- Bu gerekli değil.
- That isn't necessary.
Bu gerekli değil.
That won't be necessary.
Teşekkür ederim ama bu gerekli değil.
Thanks, but that won ´ t be necessary.
- Onları öldürmeliyiz. Bu gerekli değil.
- I still say we should've killed them.
- Bu gerekli değil.
Oh, that's not necessary.
Bu gerekli değil, efendim.
That won't be necessary, sir.
Bu gerekli değil, Lon.
That's not necessary, Lon.
Onu zincirleyelim evet bu gerekli değil kaçabilir
Lock him up in chains. That's right. It's not necessary.
Bu gerekli değil.
Not relevant.
Hey, bu gerekli değil.
Hey, that's not necessary.
Bu gerekli değil Bay Başkan, diplomatik bir çözüm bulduk.
Mr. President, we have a diplomatic solution.
- Bu gerekli değil.
- That's not necessary.
Bu gerekli değil.
That is not necessary.
Bu gerekli değil. Bu insanlar belki haddinden fazla dürüstler.
These people are honest, almost to a fault.
Bu gerekli değil, Joe. Drew gidiyor zaten..
It's not necessary, Joe.
Bu gerekli değil. Devam edin.
That's not necessary.
Bu gerekli değil Çok gülünç!
It's not necessary! This is ridiculous!
Bu gerekli değil.
That isn't necessary.
Bence bu gerekli değil.
I don't think that's necessary.
Hainleler anlaşmak için kendi yöntemlerim var. Bu gerekli değil.
It is not necessary.
Dinle, ben... Bence bu gerekli değil.
Look, I don't- - No, I don't think that's necessary.
Bu gerekli değil Bay Worf.
That's alright.
Bu yüzden üzerinize isnat edilmeyen şeylere karşı suçsuzluğunuzu iddia etmeniz gerekli değil.
It is quite unnecessary for him to make protestations of innocence concerning actions with which he has not been charged.
Bu gerçekten hiç gerekli değil!
That's really not necessary!
- Bu gerçekten gerekli değil.
Really, this isn't necessary.
O kadar da değil, çünkü ben bu görüşmeyi gerekli bulduysam...
Hardly, if I felt it necessary
Sadece bir Rahip, diğer bir Rahibe bu sırrı aktarabilir, size tüm söyleyebileceğim şu kadar ki... içinde ökseotu ve istakoz var, istakoz gerekli değil... ama iyi lezzet veriyor.
A Druid can only repeat the secret to another druid, all that I can tell you... is that it contains mistletoe and lobster, the lobster is not necessary... but it tastes good.
Bu kesinlikle gerekli değil.
Captain, it's entirely unnecessary.
Bu, Fransız vatandaşlarına göre sadece arzulanan bir şey değil aynı zamanda gerekli bir şey gibi görünüyordu.
This seemed not only desirable, but necessary, to many Frenchmen.
Teğmen Lawson'un bu operasyondaki rolü aslında çok gerekli değil.
Lt. Lawson's part in this operation is not, in fact, essential.
Bu o kadar gerekli değil.
- That isn't necessary.
Bana kalırsa bu prosedür için mutlaka gerekli değil.
seems to Me that not necessarily the hands have to be used for it.
Bu gerçekten gerekli değil. Böylece 15 $ oldu.ve şimdi Toni Holt,. Bay Jaffe, bir teleskopun veya dürbünün... yardımı olabilir mi?
a telescope or a few binoculars would help him... in any moment?
Bu aslında çok gerekli değil ama daha güvenli.
It isn't really necessary, but it's safer.
Bence bu da gerekli değil.
Oh, I don't think that's necessary either.
Bana göre bu söylediklerim ayrıntı değil çok önemli... - Adını biliyordum. - Ayrıca benzetmeleriniz üzerinde de biraz daha çalışmanız gerekli.
- And your similes need a little work.
Bu gerekli değil.
It's not necessary.
- Bu gerçekten de gerekli değil.
- That's really not necessary.
Bu önemli ya da gerekli değil.
Neither important nor necessary.
Bu hiç de gerekli değil.
This is very unnecessary.
Bu gerekli değil.
That's not really necessary.
Bu hiç gerekli değil.
That's not necessary.
Valilik tarafından bu iş gerekli tüm izinleriniz var değil mi Bay Puluk?
You are fully bonded and licensed by the city, aren't you, Mr. Plow?
bu gerekli 16
bu gerekli mi 33
bu gerekli olmayacak 20
gerekli değil 44
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
bu gerekli mi 33
bu gerekli olmayacak 20
gerekli değil 44
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154