English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ B ] / Burada değildim

Burada değildim Çeviri İngilizce

351 parallel translation
Bu sabah burada değildim.
I wasn't here this morning.
Ben burada değildim, o da bütün akşam dışarı çıkmadı.
I haven't been here, and she hasn't been out all evening.
Kaçıramazsın, çünkü burada değildim.
You couldn't have because I wasn't here.
- Uzun bir süredir burada değildim.
- I've been away for seven years.
Burada değildim.
I wasn't here.
- Bildiğiniz gibi Bay Başkan, ben burada değildim.
Dr. Mackey? As you know, Mr. Mayor, I wasn't there.
Unutma ; burada değildim.
Don't forget : I wasn't here.
İhtiyar Chisholm'a yardım için burada değildim ne yazık ki. Ama anlıyorsunuz ya...
Too bad I wasn't around to give old Chisholm a hand... but, you see, I...
Boşanma davasını açtığında ben burada değildim.
I wasn't around when she filed suit.
Burada değildim yoksa davayı alabilirdim.
I was away or I might have taken the case.
Okulum nedeni ile uzun süre burada değildim.
You spent a lot of time back East in school.
Burada değildim ki.
I mean, I wasn't even here.
O sırada burada değildim. Burada kalmalıydım. Çocuk burada olsaydı belki...
He might not have done it if I was because of the kid
Dinle, ben burada değildim.
I never was here. Get yourself the marines.
Oteli terk ettiğinde burada değildim.
I wasn't at the desk at the time she left.
- Ben burada değildim.
- I was not here.
Oh, hayır, burada değildim.
Oh, no, I wasn't here.
Öküz herif, sana söyledim, burada değildim!
You dumb ox, I tried to tell you, I wasn't even here!
Bana ihtiyacınız olduğu zamanlar çoğunlukla burada değildim.
I've been gone a lot of times when you kids really needed me.
Burada değildim, biliyorsun.
I wasn't standing here.
Burada değildim, uyuyordum, görmedim.....
"I wasn't there. If I was, I was sleeping."
Dün burada değildim. Önemi yok.
- I wasn't here yesterday.
Burada değildim.
Missed it.
Geçen ay burada değildim.
I... I wasn't here last month.
Burada değildim.
You weren't here.
Her zaman burada değildim.
I haven't always been here.
Biliyorum. Burada değildim.
I know, I'm sorry I was out
Burada değildim.
I was out
- Burada değildim lanet olası.
- I wasn't fuckin'here.
Üstelik, ben burada değildim.
But then again, I wasn't here.
Ben burada değildim.
I wasn't here.
O- - O buradaydı ve o- - O bir not bırakmış ama ben- - Ben burada değildim, ama ben- - Not hemen burada, yanımda.
She-She was here and she - She left a note but I-I wasn't here, but I - I have the note right here.
Ben, burada değildim.
I wasn't here.
Öncelikle tüm bu olanlar süresince burada değildim.
First off, I wasn't even here during that whole time.
Geçen akşam burada değildim.
I wasn't here last night.
O gece burada değildim, ama ertesi gün görmüştüm.
I wasn't here that night, but I did see her the following day.
Burada değildim.
I wouldn't know.
Her Neyse, burada değildim.
Anyway, I wasn't here.
Burada değildim, Houston'daydım.
I've been away, up in Houston.
Söylediğim gibi, Büyükelçi Kosh öldüğünde burada değildim.
I told you, I wasn't here when Ambassador Kosh died.
Burada değildim, görmedim, sizi durduramazdım.
Wasn't here, didn't see it, couldn't have stopped you.
Raynald'dan pek fazla büyük değildim, Loti burada bana elma kızartırdı.
You know, Loti roasted apples for me when I was no bigger than Raynald here.
Senin hakkında bir sürü hikaye işittim. Altar Keane'nin burada oduğundan emin değildim.
I've heard so many stories about you I wasn't sure there was any Altar Keane.
Fakat üç gündür burada yoktun! Evet, ne yazık ki, kendimde değildim, kendimi bulmam bu kadar zaman aldı.
Why John, what a pleasant surprise.
Bilmiyorum, Ellie. Burada değildim.
I don't know, Ellie.
- Burada olan ben değildim.
- How would I know? I wasn't here.
Hâlâ burada olduğundan bile emin değildim.
I wasn't even sure you were still here.
Burada derste değildim. İyi ki de değilmişim.
I wasn't here in a classroom... hoping I was right, thinking about it.
Ben burada bile degildim.
I wasn't even here.
Bunu hisseden yalnız ben değildim, burada ki herkes hissetmişti.
Wasn't just me who felt that way. Every man in this department.
Burada olacağından bile emin değildim!
I didn't even know If you were going to be here Or maybe out on one of your walks.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]