English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ D ] / Daha da önemlisi

Daha da önemlisi Çeviri İngilizce

1,161 parallel translation
Sadece okulda karşılaştığımız sorunlara karşı değil okuldan sonra karşılaşacağımız ve daha da önemlisi bizden sonraki kuşakların karşılaşacağı sorunlara karşı da uyanık olmalıyız.
Problems that not only face us here at school but will face us when we leave school, and more importantly, will face the next generation that follows us.
Daha da önemlisi, hangi pub'a gidiyoruz?
More importantly, what pub we going to?
Daha da önemlisi, onun da yakın olmak istediği biri.
MORE IMPORTANT, SOMEONE THAT HE WOULD LIKE TO BE CLOSE TO.
Daha da önemlisi, Einstein yaptığı hesaplamalarda yerçekiminde oluşan bu dalgalanmaların tam olarak ışık hızında olduğunu bulmuştur.
Like the surface of a trampoline, this unified fabric | is warped and stretched by heavy objects like planets and stars.
Ve daha da önemlisi, o da biliyor.
And more importantly, so does he.
Ancak daha da önemlisi, taht için güçlü bir varis yetiştirebilecek bir kız seçilmeli.
But above all else, a girl who can raise a strong heir to the throne must be selected
Beni evim ve dostluğum için kullanıyordun. Daha da önemlisi, daha az zavallı görünmek için kullanıyordun!
And you've been using me for my house and my friendship, but mostly to make yourself seem just a little less pathetic!
Ve daha da önemlisi ona babasının yerini söyledim.
And most importantly, I told him where his father was.
Daha da önemlisi her şey neredeyse aynı.
And things that are important... They stay pretty much the same.
Daha da önemlisi sen ona böyle hissettirebiliyor musun?
Or more to the point, do you give her it?
Daha da önemlisi... kızın öldürüldüğü gece... yaşlı kadın, Kwang-ho'nun kızı takip ettiğini görmüş.
Even more important, the night she was killed... that old woman saw Kwang-ho following her.
Ama daha da önemlisi, Jaller görevine saygılıydı.
Above all, Jaller respected his duty.
Halk, ve daha da önemlisi diğer terörist grupları, onun terörist isteklerine teslim olmaya karşı... olduğumuzu ancak, onun hapishaneden kaçtığını düşünecekler.
The public, and other terrorist groups, would view this as a prison break as opposed to a capitulation to terrorist demands.
Daha da önemlisi, ona izin veririm.
More importantly, I'll let him.
Daha da önemlisi, neden yolumuza çıkmak isteyesin ki?
More importantly, why would you want to get in its way?
Daha da önemlisi, bana vurdun.
More importantly, you just hit me.
- Daha da önemlisi, niye olmuş?
More importantly, why did this happen?
Ve, daha da önemlisi, neden başka ben telefona cevap için bir olurdu?
And, more importantly, why else would I have been the one to answer the phone?
Daha da önemlisi, ben ciddi.
More importantly, I'm serious.
Ben hazırım önce Daha da önemlisi, kız onu bulamıyorum.
More importantly, the sisters can't find him before I'm ready.
Ve daha da önemlisi, Piper yetkileri.
And more importantly, Piper's powers.
Onun başka bir işi var. Ve okula gitmesi gerek. Daha da önemlisi onun bir erkek arkadaşı var, Rich.
She's got another job, and she's in school and most importantly, she's unavailable, Rich.
Ama önce Monica, seni çok yetenekli ve daha da önemlisi... ... harika bir dostum ve meslektasımla tanıştırmak istiyorum, Gavin Mitchell.
But first, Monica, I would like to introduce you to my very talented colleague and more importantly my wonderful friend, Gavin Mitchell.
Ve daha da önemlisi, yapmam.
And more importantly, I won't.
Ve daha da önemlisi McManus, düzgün maaş ödeyeceğim, asgari ücret.
And more importantly, McManus, I will pay the decent wage, minimum wage.
Daha da önemlisi yardımımızı istemiyor.
And what's more, he doesn't want our help.
Çok açım, susadım. Daha da önemlisi sizin konuğunuzum.
I'm starving, I'm thirsty and, more importantly, I am your guest.
Daha da önemlisi, büyük bir toplum hizmeti yapıyor olacağım.
The important thing is, is that I'll be performing... a very valuable community service.
Bayanlar ve baylar, sizi Heaven imparatorluğunun yeni sahibi ile tanıştırmama izin verin, ve daha da önemlisi, yeğenim, Chris Hughes Mack.
Ladies and Gentlemen, let me present to you the new king of the Heaven empire, and more importantly, my nephew, Chris Hughes Mack.
Ve daha da önemlisi sana kart vereceğim.
And more importantly, I'll get you a card.
Ama daha da önemlisi dünyayı güzelleştirebilmek için ne yapabilirdim?
But more importantly, "what could I do to make the world more beautiful?"
Daha da önemlisi, onların yaşı kaç?
- Or more importantly, how old are they? - Oh, they're all legal.
- Ama daha da önemlisi.
But even more important you, Wendy.
Burayı özleyecek misin, ve daha da önemlisi en az neyi özleyeceksin?
Samantha, will you miss D.C? And better yet, what will you miss least?
Daha da önemlisi mutfağımdan çekil.
And most importantly, stay out of my kitchen!
Daha da önemlisi Ben bir Madrasiydim, o da bir Punjubi.
On top of that, I was from Madras and he, from Punjab,
Daha da önemlisi, damızlık hizmeti için para verdiler.
And on top of that, I've sold a stud service.
Daha da önemlisi ve bunu düşünmediğinizden eminim. Albay 6.45'de vurulmuş olsa, niçin yazdığı notu 6.20'de yarım bıraksın?
And more important, and something that you didn't think of, if the colonel was shot at a quarter to seven, why did he stop the note like that at 6 : 20?
Daha da önemlisi gel-dit de her zaman değişebilir. Su çekildiğinde sahilde mahsur kaldığımızı düşünün.
Forward speed is most important when you're simply transporting goods or people from one place to another.
Ve daha da önemlisi, çok şans azar azar dağıtmak için uzakta benim güç alınır.
And more importantly, it's taken away my power to dole out luck too.
Ama daha da önemlisi, kira kontrolü yüzünden inanılmaz ucuzdu.
But more important, because of rent control, it was a frigging steal.
Daha da önemlisi, tehlikedeyim...
Never mind that, this is bad!
Yüzyıllar süren kölelikten, on yıllarca haklar için yürüdükten sonra daha da önemlisi keşiş gibi yaşayıp 4,0 not ortalaması tutturduktan sonra sabıkan olduğu için işe alınsaydın neler hissederdin?
After centuries of slavery, decades of civil rights marches... and, more significantly, living like a monk, never getting less than a 4.0 G.P.A., you don't think it's kind of disgusting I get one of the top jobs in the country because I'm a delinquent?
Ama daha da önemlisi, o iki salak yıllar sonra birbirine iyi davrandı.
But more important, those two idiots actually treated each other decently for a few days.
Daha da önemlisi, benim kazancım ne olacak?
More important, what's in it for me?
Bunlar arasında bir de termit bulundu. Daha önemlisi, bir termit kolonisinin kraliçesi. O da şu anda yaşayan akrabalarıyla neredeyse tamamen aynı.
From them have come a termite - more importantly, the queen of a termite colony - and it's the same in every important respect as its living relatives... and this is the key.
Daha da önemlisi, Gandhi'yle.
More important to him, he met Gandhi.
Uçağı gönderdik, çünkü Montecito'da kalabilecek, daha önemlisi, oynayabilecektiniz.
We sent that plane so that you would stay and, more importantly, play at Montecito.
Daha önemlisi babamın yaptığı da bu.
But more importantly, uh, it's what my dad did.
Daha da önemlisi, birbirleri ile mali açıdan hiçbir bağlantı olmadığı için bağlantıları hiçbir zaman kayıtlara geçmemiş! Ancak hepsi bir noktada birleşiyor.
he reached out his hand and shed tears.
Daha da önemlisi, neden yolumuza çıkmak isteyesin ki?
I can lay my body down

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]