Doğruymuş Çeviri İngilizce
1,265 parallel translation
Doğruymuş.
It's clean.
Demek doğruymuş.
So it's true.
Anlaşılan söylentiler doğruymuş.
Right. Well, it seems the rumours are true.
Doğruymuş demek. Charlie bir şizofren.
Charlie is a schizo.
Demek doğruymuş.
So it was true.
Hakkınızdaki söylentiler doğruymuş anlaşılan.
Apparently the buzz on you's correct.
Onun hakkında söylediklerin doğruymuş.
You were right about him. This is one exceedingly sweet man.
Demek ki doğruymuş.
It's true then?
Doğruymuş.
It's true.
- Doğruymuş.
- lt's true!
Doğruymuş Jack!
It's true, Jack!
Çevir suyumu şaraba... Tek yapman gereken bu, hepsi doğruymuş derim ben de...
( sing ) That's all You need do and I'll know it's all true ( sing )
Bunu söylediğim için üzgünüm ama süphelerim doğruymuş.
Confirming, I'm sorry to say, my grim suspicions.
Dedikodular doğruymuş.
So the rumours are true.
Doğruymuş gibi gelmiyor.
It doesn't feel right.
Kendine koyduğun teşhis doğruymuş.
Your self-diagnosis was right on!
Yaşlı ve akıllı klişesi doğruymuş. Yapamayanlar öğretir.
The old and wise adage is true - those who can't do, teach.
Teşhisi doğruymuş.
- Fortunately, it was the right call.
- Bu doğruymuş gibi gelmiyor.
- This doesn't feel right.
Demek doğruymuş!
So it's true!
Falım doğruymuş.
My horoscope was right!
Boş kübik efsaneleri doğruymuş!
The legends of the empty cubicle are true!
Demek Doğruymuş!
So it is true.
Efendim, kehanet doğruymuş.
Sir, the prophecy is true.
- Demek doğruymuş.
- Then it is true.
Çok şey gördüm, Amerika hakkında söylenenler doğruymuş.
I've seen it, and so much is true about America.
Demek hepsi doğruymuş!
So it's true!
Trende anlatılanlar demek gerçekten doğruymuş.
It's true then, what they're saying on the train.
Adam. Bu başkan yardımcılığı konusunu düşünüyordum da. Bana doğruymuş gibi gelmiyor.
I've been thinking about this vice-presidency and it... it doesn't feel right.
Doğruymuş.
It's the real deal.
Doğruymuş. Neden?
It's true.
Anlaşılan doğruymuş.
It would appear so.
Tony hakkındaki dedikodular doğruymuş demek?
So the rumours about old Tony boy are true?
Bayan Jasper'ın olay ânında başka yerde olduğu doğruymuş.
Well, Mrs Jasper's alibi checks out.
Vay, demek doğruymuş.
See? Wow. Then it's true.
Aman Tanrım, doğruymuş!
Oh, my God, it's true!
- Siktir! Doğruymuş.
- Fuck, it's true.
Arkandan söylediğim her şey doğruymuş.
Everything I say about you behind your back is true
- Demek doğruymuş!
- So it's true!
Kadim efsaneler doğruymuş!
The ancient myths are true!
Efsane doğruymuş.
The legend was right.
Doğruymuş. Ona bakıyorsun.
That's right.
Ama her seferinde doğruymuş gibi söylüyorsun.
But you make it sound so real everytime.
Yani bütün anlattıkların doğruymuş.
So it was all true.
Söylediğin her şey doğruymuş.
Everything you said was right.
Komşunun anlattıkları doğruymuş.
Talked with O'Riley. The neighbor's alibi does check out.
Anlaşılan, hislerim doğruymuş.
Seems my intuition was accurate, as it turns out.
Tanrım, doğruymuş!
Mom, don't make such a big deal outta this!
Rhea'nın dediği doğruymuş. - Ne?
Rhea was right.
Demek doğruymuş.
So it's true?
" Pekâla, Demek ki doğruymuş.
I stand corrected.
doğru 10892
dogru 95
doğrudur 303
doğru söylüyorsun 77
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrulandı 46
doğrusu 383
doğru bildin 42
doğru söylüyor 187
dogru 95
doğrudur 303
doğru söylüyorsun 77
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrulandı 46
doğrusu 383
doğru bildin 42
doğru söylüyor 187