Fena değil mi Çeviri İngilizce
829 parallel translation
Fena değil mi?
All right?
Fena değil mi?
Not bad?
- Fena değil mi?
Not bad?
Fena değil, değil mi?
Not bad, eh?
Pekala, şua ana kadar gidişat fena değil, değil mi?
Well, the going's not too bad so far, is it?
Fena gözükmüyor değil mi John?
She don't look so tough to me, John?
Fena değildik, değil mi?
We didn't do so bad.
Evet, pek de fena değil, öyle mi?
Yes, I wasn't so bad then, was I?
- Hiç te fena bir şapka değil, değil mi?
- It's not a bad hat, is it?
İngilizleri fena kandırdınız, değil mi profesör?
You certainly fooled the English, didn't you?
Bir acemi için fena sayılmam değil mi?
Not bad, am I, for a beginner? George Parratt, handicap 18!
Çok fena sayılmaz, değil mi?
Not too bad, is it?
Fena değildim, değil mi?
It wasn't bad, was it?
Fena baraka, değil mi?
Some shack, eh?
- Fena değil, değil mi?
- Not too bad, is it?
- Fena değil mi?
- Not bad!
- Hiç fena değil, değil mi?
- Yes, it isn't half bad, is it?
Pek fena bir ev sayılmaz, değil mi?
It ain't much, but it's home.
- Çok fena, değil mi?
Terrible, isn't it?
Bunu fena yapmıyoruz, değil mi?
I guess we weren't so bad at that, were we?
Fena yakalandın evlat, değil mi?
He'd like to had you that time, didn't he, son?
Anlıyorum, fena halde çekiciye ihtiyaçları var, doğru değil mi?
See, they need a towing job real bad, isn't that right?
Fena parti değil, öyle değil mi?
Not a bad party, huh?
Yine de evleniyor olması çok fena, değil mi?
It's too bad, though, he's getting married, isn't it?
Fena iş çıkarmamışlar değil mi?
They did a pretty good job. Yeah.
Çok fena sıcak, değil mi?
I can't cope in this heat.
Burada fena durmuyor değil mi?
It's not bad here.
Fena bir kız değildi, değil mi?
Wasn't a bad-looking girl, was she?
Haydi, yola koyulsak fena olmaz, değil mi? Önce, Vicky.
- Let's get this show on the road.
- Fena olmadı, değil mi?
- They're not bad, are they?
Çok da fena bir fotoğrafçı değilim, değil mi?
I'm not a bad photographer, am I?
Fena değil, değil mi?
Not bad, right?
Çok fena para kaybettin, değil mi?
You took a bad beating, didn't you?
Fena değil, değil mi?
Yeah, it's not bad, is it?
Buraya geldiğinizde kokuyordu... ama şimdi fena değil, değil mi?
You smelled when you came here, but it's not so bad now.
- Pek fena görünmüyor, değil mi?
- He's not a bad-looking kid, is he?
Fena sayılmaz, değil mi?
Not bad, is she?
Ama sırf hükümetin müşfik bir politika güdüyor diye düşmanlarından daha az fena olamazsın, değil mi?
But you can't be less wicked... than your enemies simply because your government's policy is benevolent. Can you?
Fena değildi, değil mi? Şimdi, ben onu fırlatacağım.
Wasn't so bad, was it?
Hiç fena sayılmaz, değil mi?
Not a bad likeness.
- Fena değil, beğendin mi?
Nice. Do you like it?
Fena değil... Değil mi?
Not bad... all this, eh?
Fena sayılmaz, değil mi?
Not bad is it, eh?
Fena parça değil, değil mi Danny?
Not bad, eh, Danny Boy?
Hey, Mösyö Legrain! Fena değil, değil mi?
Mr Legrain, that's not bad, is it?
Fena sayılmaz, değil mi?
Not bad, eh?
Küçük şeytan fena değil, değil mi?
Not a bad looking little devil.
O topu kendin için Fena halde arzuluyorsun değil mi?
You want that cannon for yourself awful bad, don't you?
- Fena değil, değil mi?
- It's not bad, is it?
Fena sayılmaz, değil mi Frou-Frou?
Not bad, eh, Frou-Frou, old girl?
fena değil, öyle mi, dost?
Not bad, is it, fella?
fena değil 1160
fena değilim 34
fena değilsin 18
fena değilmiş 33
fena değildi 104
fena değil ha 24
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
fena değilim 34
fena değilsin 18
fena değilmiş 33
fena değildi 104
fena değil ha 24
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi hayatım 33
değil mi jack 21
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi hayatım 33
değil mi jack 21