Haberiniz yok mu Çeviri İngilizce
103 parallel translation
Haberiniz yok mu?
Don't you know?
- Neler olduğundan haberiniz yok mu?
- Don't you know what's happened?
Bana üç defa mektup yazdığından haberiniz yok mu?
Don't you know that she wrote to me three times?
Yakında araba ile bir sürü insanın buraya geleceğinden haberiniz yok mu?
Don't you realize there's a whole stagecoach full of people coming through here soon?
Haberiniz yok mu?
Have you not heard?
- Bundan haberiniz yok mu?
- Is it news to you?
- Haberiniz yok mu?
Haven't you heard?
Haberiniz yok mu?
You don't know?
Oyunun kurallarından haberiniz yok mu?
Don't you know the rules of the game?
- Olanlardan haberiniz yok mu?
- You don't know about that?
- Kapı çalmaktan haberiniz yok mu?
- Don't you know what doors are for?
Haberiniz yok mu?
Didn't you know about it?
- Haberiniz yok mu? - Ne? - Théophile.
Caroline, is anyone missing in your family?
Simone'nin, yasak bir ilişkiden olan meyvesi olduğundan haberiniz yok mu yoksa?
Didn't you know Simone is the fruit of her secret love affair?
Haberiniz yok mu, fısıldaşmak ayıptır. Sadece kilisede ya da mahkemede fısıldaşılır.
Don't you know that whispering ain't polite... except in church, or a courtroom?
- Zaten hapisten çıktı. Haberiniz yok mu?
- You knew he was in once?
Henüz dün gece birini daha öldürmüş, bundan haberiniz yok mu?
Were you aware that it killed another person just last night?
Haberiniz yok mu?
Didn't you hear?
Bugün ne olacak haberiniz yok mu?
Don't you know what's going on today?
- Haberiniz yok mu?
- You don't know?
Dört kişinin baygınlık geçirdiğinden haberiniz yok mu?
Don't you know four people lost conscience?
Haberiniz yok mu?
- You don't know?
Akşam 8'den sonra ormana sivillerin girmesi yasaktır. Sokağa çıkma yasağından haberiniz yok mu?
No civilians in the woods after 8 : 00 p.m. Don't you know there's a curfew?
Başına gelen felaketten haberiniz yok mu?
You haven't heard about the tragedy?
Haberiniz yok mu?
Haven't you heard?
Postaci'dan haberiniz yok mu?
Ain't you heard of The Postman?
Haberiniz yok mu?
Haven't you heard, man?
Geçtiğimiz AraIıktaki çifte cinayetten haberiniz yok mu?
Then you wouldn't know about the double homicide took place there last December?
Carol dan haberiniz yok mu?
You didn't hear about Carol?
Kanalı değiştirdiğimizden haberiniz yok mu?
We've switched channels?
Savaşta olduğumuzdan haberiniz yok mu?
Don't you know we're at war?
Bizim Çinlilerle bin yıldır savaştığımızdan haberiniz yok mu?
Don't you understand that we've been fighting the Chinese for 1000 years?
Neler olduğundan gerçekten haberiniz yok mu yoksa aptal rolü mü yapıyorsunuz?
You know what the situation is. Or are you just acting dumb?
Savaş başladığından haberiniz yok mu?
Don't y'all know there's a fucking war going on, man?
- Haberiniz yok mu?
- Haven't you heard?
Haberiniz yok mu?
Didn't you know that?
Alman Ethel Merman'ım ben Haberiniz yok mu?
I'm the German Ethel Merman Don't you know?
Oğlunuzun sokaklarda kendini sattığından haberiniz yok mu?
Are you aware that your son's been hustling on the streets working as a prostitute?
Yaralanıp yaralanmadığından bile haberiniz yok mu?
What, you have no idea whether he's injured?
- Evet, haberiniz yok mu? - Hayır.
- Yeah, you've not heard of it?
! - Haberiniz yok mu?
- Didn't you know that?
Sınırların açık olduğundan haberiniz yok mu?
Did you know the borders are open?
Bakın, onun kim olduğundan haberiniz yok mu?
Look. Don't you know who he thinks he is?
Tasma takmanız gerektiğinden haberiniz yok mu lan?
Man, don't you know there's a fucking leash law?
Sizin hiç şu duş denen kahrolası şeyden haberiniz yok mu?
You ever heard of a fucking shower?
A... k... duğumun 1999 yılının sıınıfı... 99, 93'ten haberiniz yok mu?
Class of 199-fucking-9. Man this is lame,'99,'93.
- Şehirdeki çatışmalardan haberiniz yok mu?
- Haven't you been aware of the shootings in the city?
Bugün, haberiniz var mı yok mu bilemem ama... Beyzbol Liginin açılışı var.
Today, as you may or may not know - it doesn't matter - is the opening of the World Series.
Haberiniz yok mu? " dediler.
Don't you know that?
Haberiniz yok mu?
Weren't you notified?
Haberiniz yok mu?
- Haven't you been told?