Ilk gün Çeviri İngilizce
2,506 parallel translation
Bir aydan beri, McKinley Lisesi'nde kimsenin sarhoş davranışlar sergilemediği ilk gün bugün.
Today is the first day in a month... without a single act of public drunkenness at McKinley High!
Buraya geldiğin ilk gün objektifimden gördüğüm kendine güven ve hırs dolu o pembe fırtınaya ne oldu?
What happened to that hot pink whirlwind of confidence and ambition I saw through my lens that first day you got here?
10 : 00 Ann'in ilk gün waffle bombardımanı.
10 : 00 A.M., Ann's first day waffle explosion.
Bugün Şikago'nun daha iyi olduğu ilk gün.
Today is the first day of a better Chicago.
ilk gün nasıl geçiyor?
how's the first day going?
Savo'daki ilk gün diğer yabani yetimler, Kilaguni ve arkadaşlarına liderlik yaptılar yaşam alanlarında bulunan olukta özgürlüğün tadını çıkardılar.
On his first day in Tsavo former orphans, now wild, lead to Kilaguni and friends a trough where they enjoy Of freedom of a life in their habitat.
İşlerin bu kadar karışacağını bilseydin ilk gün benimle barda yine de konuşur muydun?
If you knew that it would be this complicated, would you have even talked to me that first day in the bar?
Mike'ı koruduğun ilk gün o bir saniyeliğine ortadan kayboluyor ve neler neler oluyor.
Your first day out guarding Mike. He steps out for one second, and what happens?
Evet, sanırım ilk gün için bir kilometre yeterli.
Yeah, I guess a miles good for the first day.
Catherine'in yemesi gerekenleri sana ilk gün verdim
I gave you Catherine's diet on the first day.
Tanıştığımız ilk gün, aramızdaki yaş farkı sorun olmazmış gibi davranıyordum.
From the first day we met, I have been pretending that our age difference doesn't mean anything.
"Julian'ı tanıdığım ilk gün onun tavırlarından gerçekten etkilenmiştim"
"When I first made Julian's acquaintance, I was genuinely impressed with his demeanor."
Dave'in babamla tanıştığı ilk gün geldi aklıma.
I was just remembering the first time Dave ever met my pop.
Hank, buraya geldiğimiz ilk gün Melanie'nin yattığı tesisatçı.
- No, Hank's the plumber Melanie slept with The first day we were here.
Eğer kendimizi doğduğu ilk gün koşmayı becerebilen bir tay ile kıyaslarsak ne kadar az gelişmiş olarak doğduğumuzu anlayabiliriz.
Now, if you compare us to a horse which can run on the first day of life we see that we are very undeveloped.
Onu ilk gün aldı, neredeyse varır varmaz.
"It got him on his first day, almost as soon as we arrived."
Daha ilk gün senin için yeterli olduğumu kanıtlamaya çalıştım.
From the first day I was trying to prove myself to you!
Herşey planlandığı gibi gelişirse, .. Şili'ye varacak ilk adamlarımız.. .. benim varışımdan dört gün önce Şubat'ın dördünde orada olacaklar.
If everything develops as planned., the first men shall arrive to Chile on February 8, four days prior my arrival.
Gün... ve İsviçre'deki DSÖ San Fransisko'dan Doktor lan Sussman'ın MEV-1 virüsünü laboratuarda çoğalttığını doğruladı. HKM yetkilileri, bu gelişmenin aşı geliştirmenin ilk aşaması olduğunu söylediler. Aşının insan deneyleri aylar sonra başlayabilir.
Officials at the CDC cautioned that the breakthrough is only the first step toward developing a vaccine which is likely still months away from human trials.
İlk gün Shinko otobüsü vakasını izledin.
Now, you saw that Shinko bus thing day one.
İlk gün iki kişi hastadır. Sonra da dört oldu.
On day 1, there were two people with it and then there were four.
Gıda ve İlaç Dairesi, ABD ve Avrupa'da beş gizli yerde üretimi devam eden MEV-1 aşısının onay işlemini hızlandırdı ve ilk dozların 90 gün içinde insan kullanımı için hazır olacağını açıkladı.
The Food and Drug Administration is accelerating approval of the MEV-1 vaccine currently in production at five secret locations in the U.S. And Europe saying the first doses could be available for human use within 90 days.
- İlk gün annemin yanına gideceğim.
- I'm going to Mom's for the first day.
Hani şu İlk Gün'deki adamın oynadığı mı?
- with that dude from training day?
Bazen aklıma birlikte ilk yarıştığımız gün geliyor.
I sometimes think of when we first ran together
İlk olarak, geçen gün, Sam'in poposunu dikizlediğini farkettim.
First of all, I saw you checking out Sam's ass the other day.
Avukatların gelip bana sizin vasiniz olacağımı söylediği gün ilk düşüncem ne oldu biliyor musun?
The day that the lawyers called to tell me that I was going to become your guardian, you know what my first thought was?
Helga'nın Luka'yı ilk gördüğü gün 10 Ağustos Pazardı.
The first time Helga saw Luka was on Sunday, August 10.
Dinleyin. Geçen gün son derece özel olduğunu düşündüğüm biriyle tanıştım. Müsaade ederseniz ilk şarkıyı birlikte söylemek için sahneye davet etmek istiyorum.
All right, listen, I met somebody the other day who I think is, um, exceedingly special, and if you'd all indulge me, I'd really like to bring her up onstage to help kick off the first song.
İlk gün için o kadar da kötü değildi.
For your first day it wasn't so bad.
- unut gitsin bak sadece 30 gün dene risk yok bu işi yaptığın için mutlu olcağına garanti veririm sadece deneyerek ilk yılın için üniversite kitaplarını alırım sadece seni tutmak için, soru yok, sana küçük bir hediyem.
- Forget it. Look, just try it out for 30 days, risk-free. I guarantee you will be happy you did.
Her zaman, bir gün uyandığımda ilk iş tekila içebileceğimi ummuştum.
I hoped my first sunrise would have tequila in it.
Penny'nin ilk adımlarını attığı gün mü?
The morning that Penny took her first steps?
Birdenbire o gün hayatımın geri kalanının ilk...
All of a sudden, it was the first day of the rest of my...
O gün, ilk kılım çıkmıştı ve sinekle insan arası bir şey olacağımı düşünmüştüm çünkü çok fazla bilim kurgu izlemiştim.
I got my first pube and I thought I was turning into a fly-human hybrid'cause I watched too much science fiction.
Aslında, baloya gidemedim, çünkü o gün babam ilk kalp krizini geçirmişti.
Well, actually, I didn't make it to prom because that was the first time Dad had a heart attack.
İlk kez Xaw ile karşılaştığında çok korkmuştu. Kaçtı ve birkaç gün köye gelmedi. Geldiğinde ona şöyle söyledim.
The first time he faced Xaw, he was so scared he ran and didn't return to the village for many days.
Katar'daki ilk MotoGP yarışını kazandıktan birkaç gün sonra İtalya'daki bir motokros kazasında omzunu incitti.
He injured his shoulder in a motocross crash in Italy a few days after winning the first MotoGP race in Qatar.
Bu gün ilk defa gerçek olarak nefes aldı.
And today she took her first real breath.
Bir kaç gün içinde, insanoğlu tarihte ilk kez Ay'a ayak basacak.
In just a few days mankind will set foot on the moon for the first time.
Bu gün, bu devirde tüm talimatları dikkate alıp arkada 14C'de oturan ilk defa uçağa binmiş olan Carl'a mı güveneceğiz? Bu şekilde mi güvenli bir şekilde yolculuk edeceğiz?
In this day and age, considering all their restrictions, we're really gonna trust first-time-flyer Carl back in 14C to turn off his cellphone so we can all land safely?
Aşağı yukarı aynı zamanda öldürüldüler. Büyük ihtimalle, birkaç gün önce. İlk öldürülen Lisha'ydı.
They were killed roughly at the same time, most likely a few days apart- - Lisha killed first.
Tarihinde ilk defa insanoğlu bugün yaşamsal sistemin merkezindeki ana kaynağın azalması ile yüz yüze geldi ve bütün bunların can alıcı noktası petrol her gün biraz daha yok olup giderken ekonomik sistemin hala körü körüne bu kanserli büyüme modelini zorlayacak olmasıdır.
For the first time in human history the species is now faced with the depletion of a core resource central to our current system of survival. And the punchline of the whole thing is that even with oil becoming more scarce the economic system will still blindly push its cancerous growth model... so people can go out and buy more oil powered cars to generate GDP and jobs... exasperating the decline.
İlk gün onun fotoğrafını çektik.
We photographed it on the first day.
1980 yılında Shepperton'dayken ilk kez birlikte olduk. Ertesi gün sadece oluverdi bitti diye düşündüm.
The first night that we were actually together in Shepperton in 1980, and then the next day I thought, " Oh, well.
İlk olarak geziyi nitelendirmek için biraz takım çalışması yapacağız ve sonra bütün gün eğleneceğiz.
So, we're going to do a few team building exercises to justify the trip. And then, it's just going to be an entire day of fun.
Geçen gün ilk defa bir toplantıya katıldım. Lobide yürürken ensemdeki tüyler resmen diken diken oldu.
Just the other day I went there for the first time for a meeting... and walked into the lobby, and literally the hairs on my back stood up.
İlk aşamada zaten beni yenmişti... Sonraki Gün... ikinci aşamada yenemezdi.
She'd already beaten me to first base, she wouldn't beat me to second.
Dediler ki, annem beni ilk gördüğünde iki gün boyunca çığlıkları dinmemiş.
They said when my mother first laid eyes on me, she didn't stop screaming for two days.
İlk bir kaç gün her zaman gariptir.
Things are always a little shaky on those first few days.
Tanıştığımız gün, yatağa atladık... İkimizin de ilk sevişmesiydi.
We fell straight into bed... and it was his first time and mine, too.
gunther 50
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın tatlım 25
günahkar 29
günah 39
günler 45
günaydın hayatım 17
günaydın hanımefendi 52
günaydın çocuklar 50
güneş ışığı 22
güneşte 16
günaydın efendim 192
günahkar 29
günah 39
günler 45
günaydın hayatım 17
günaydın hanımefendi 52
günaydın çocuklar 50
güneş ışığı 22
güneşte 16
günaydın efendim 192