Kaçacak yer yok Çeviri İngilizce
153 parallel translation
Ne tarafa döneceğinizi bilmiyorsunuz. Saklanacak yer yok, kaçacak yer yok. Ben hariç.
You don't know which way to turn, there's no place to hide, nowhere to run... except to me.
Komsomol'un kapılarında kaçacak yer yok!
That temple gate has no second floor!
Kaçacak yer yok!
There's no way out
Kaçacak yer yok.
There's no place to run to.
Kaçacak yer yok
We have no place to go
- Kaçacak yer yok!
- No way to escape!
Ama tren gelirse kaçacak yer yok.
But if a train comes, there's nowhere to go.
Kaçacak yer yok.
Nowhere to run, nowhere to hide.
Sana söylüyorum, kaçacak yer yok.
I'm tellin'you, there's no way out.
Kaçacak yer yok.
There is nowhere to go.
Japonya o kadar küçük ki, kaçacak yer yok!
Japan is so small there's no escape.
Kaçacak yer yok!
There's nowhere to run.
Kaçacak yer yok.
And there's nowhere to run.
Kaçacak yer yok!
No way out!
- Kaçacak yer yok diyorum sana.
No way out, I tell you!
Kaçacak yer yok.
Nowhere to run to.
Kaçacak yer yok, Herkül!
There's nowhere to run, Hercules.
Kaçacak yer yok.
There's no place to hide.
Kaçacak yer yok artık!
No more room to run, punk!
Kaçacak yer yok Bayan Vladchick.
There's nowhere to go, mrs.
Kaçacak yer yok.
Look, there's nowhere to run.
Yenlo'dan kaçacak yer yok.
No place is safe from Yenlo.
Kaçacak yer yok, beyler.
Nowhere to run now, guys.
Şimdi kaçacak yer yok.
Nowhere to run to now.
Kaçacak yer yok.
There's nowhere left to run.
Kaçacak yer yok!
There's nowhere to run!
Arka tarafta kaçacak yer yok.
There's no way out back there.
Kaçacak yer yok şimdi seni küçük şom ağızlı.
No where to run now, you little smart mouth!
Orada kaçacak yer yok.
There's nowhere to go there.
Kaçacak yer yok bebek, saklanacak yer de yok.
Nowhere to run to, baby, nowhere to hide.
- Ama kaçacak başka yer yok.
- But there's no place else to run.
Evet, kaçacak hiçbir yer yok.
Yes, there's nowhere to run.
Kaçacak bir yer yok.
There's no place to run to.
bu gün intikam günü kaçacak bir yer yok sana sebep olan kadında bundan nasibini alacaktır.
Today, I've settled my scores with you. Let me deal with that lady due to whom, my eyes...
Kaçacak, saklanacak hiçbir yer yok.
There's nowhere to run, nowhere to hide.
Bu lanet olası vadide kaçacak yer yok!
There is no where.
"Kaçacak hiç bir yer yok"
"You've got nowhere to run"
Kaçacak bir yer yok.
there's nowhere to run.
Kaçacak Hiçbir Yer Yok, Martha and The Vandellas.
"Nowhere to Run To" by Martha and the Vandellas.
- Kaçacak hiç bir yer yok.
- There's nowhere to run.
Kaçacak yer yok!
There is nowhere to go.
Kaçacak hiçbir yer yok.
There's nowhere else to go.
Kaçacak hiçbir yer yok.
There's no place to run.
Kaçacak hiçbir yer yok
Ain't nowhere to run ( come everybody let's )
Orada kaçacak bir yer yok, küçük hanım.
Nowhere to run there, young lady.
Bence sen öleceksin - burada kaçacak başka yer yok
I am ready. There is no edeler goal.
Kaçacak hiçbir yer yok
There's nowhere to run.
Buradan öte kaçacak, saklanacak yer yok.
There's no retreat from here, nowhere else to hide.
Kaçacak başka yer yok, Roy.
You got nowhere else to go, Roy!
- Korkarım kaçacak bir yer yok, oğlum.
Afraid there's nowhere to run, son.
Bilmeni istedim, kaçacak bir yer yok.
I just wanted you to know there's nowhere to run.
yer yok 43
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yoktu 131
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73