Kendimi tutamıyorum Çeviri İngilizce
150 parallel translation
Fakat yine, kendimi tutamıyorum....
But still, I can't help myself...
Kendimi tutamıyorum.
I just can't hold me back.
Yılda bir kez kendimi tutamıyorum.
Once every year I get carried away.
- Şişeler ses çıkardığınde kendimi tutamıyorum.
I can't help it if the bottles make noise.
Kendimi tutamıyorum.
I can't help it.
Her sabah uyanıp yeni bir günle karşılaştığımda kendimi tutamıyorum.
Every morning when I wake up and see a whole new other day, I just go absolutely ape.
- Kendimi tutamıyorum.
It's a compulsion!
Yaz sonuna değin onu tekrar söylemeyeceğine söz vermiştin, onu ben enine boyuna düşününceye kadar değil. Demek ben bir yalancıyım. Kendimi tutamıyorum.
And we're back for another hour of National Focus, your obedient servant, Fielding Chase, ready to chat with the brightest of you.
Kendimi tutamıyorum.
I can't help myself.
Yakalanırsak bunun yasalara aykırı olduğunu biliyorum ama kendimi tutamıyorum.
I know if they catch us, it's against the rules, but I can't help it.
Kendimi tutamıyorum.
I can't hold it back.
Oh, düğünlerde kendimi tutamıyorum.
Oh, I always cry at weddings.
- Kendimi tutamıyorum Harry, çok komik.
- I can't help it, Harry. It's funny.
- Çünkü kendimi tutamıyorum.
- Because I can't help it.
Kendimi tutamıyorum Willard!
I can't help myself, Willard.
Onları parçalıyorum ve kendimi tutamıyorum.
I tear them apart and I can't stop.
Kendimi tutamıyorum. Bence bir erkeğin bunca yıldan sonra ilk aşkını arayıp bulması müthiş bir şey.
I just think it's amazing that a man would look up his first love after all these years.
Kendimi tutamıyorum, çok fazla konuşuyorum.
I don't know why I can't stop myself. I talk too much. - Oh!
Kendimi tutamıyorum.
I can't help myself any more.
Öngörülebilecek bir şey, biliyorum, ama bunu insanlara göstermek çok kabaca, muhteşem bir araç, kendimi tutamıyorum.
Very predictable, I know, and it's very vulgar showing it to people, but... it's a magnificent car, I just can't help it.
Ama kendimi tutamıyorum.
But I couldn't help myself
Üzgünüm, bazen kendimi tutamıyorum.
I'm sorry. Sometimes I can't help myself.
- Kendimi tutamıyorum, öğretmenim.
- I can't help myself, sir.
Normalde 28 dakika bir bebek hakkında konuşulmaz ama doğruyu söylemek gerekirse, kendimi tutamıyorum.
Though it was unusual to spend 28 minutes reporting on a doll... this reporter found it impossible to stop talking.
Artık kendimi tutamıyorum!
I can't take it anymore!
- Kendimi tutamıyorum!
- Oh, I can't help it!
- Kendimi tutamıyorum.
- l can't help it.
Ben kendimi tutamıyorum, elimde değil.
- l just can't help it when they're so cute- - - Jesus Christ. No, no, Jack.
Olly, bunu anlatmama çok kızacak ama kendimi tutamıyorum.
Olly would hate me for telling you this but I can't resist.
C. Kendimi tutamıyorum.
C. Or simply because you can't help it.
Kendimi tutamıyorum. "
Because you can't help it. "
— Skyler, burada olmaz. — Kendimi tutamıyorum.
Styler, not here! I can't help it!
Oynadım ve bitti, ama senin hayalini kuruyorum Kayıtsızlığımı koruyacağım, ama kendimi tutamıyorum
♪ I play it off, but I'm dreaming of you ♪ I'll keep my cool, but I'm fiendin
Bazen kendimi tutamıyorum.
I can't help myself sometimes.
Spike, kendimi tutamıyorum.
Spike, I can't help myself.
- Kendimi tutamıyorum.
- I can't hold it.
Ah, Chris. Kendimi tutamıyorum bu bir parça da benim hatam.
Oh, Chris. I can't help but feel that this is partly my fault.
Biliyorum, sözlerim Rory'nin durumu için zamansız ama artık kendimi tutamıyorum.
I know it ain't very helpful... what with Rory and that. I couldn't hold it in.
Herman : Sadece kendimi tutamıyorum.
I just couldn't help it.
"Kontrolümü kaybettim, kendimi tutamıyorum..."
"l'm breaking free, I'm breaking loose..."
"Kontrolümü kaybettim, kendimi tutamıyorum..."
"l'm breaking loose, I'm breaking free..."
Kendimi tutamıyorum..
I can't help myself.
Carrie, kendimi tutamıyorum.
Carrie, I can't help it.
- Kendimi tutamıyorum.
Robert. I can't help it!
Kendimi tutamıyorum. Alıyorum.
I can't stop myself... from buying them
Korkarım kendimi tutamıyorum.
I'm afraid I can't hold myself.
Bir şey söylemeyeceğime söz verdim. Ama kendimi tutamıyorum. Bu harika.
I promised I wouldn't say anything, but I can't help it!
Kendimi tutamıyorum.
Oh, I can't help myself!
Kendimi tutamıyorum.
- Any time.
Tutamıyorum kendimi
~ I just lose control ~
Burada kendimi pek tutamıyorum.
I just can't seem to help myself around here.
tutamıyorum 41
kendine iyi bak 816
kendi 44
kendine dikkat et 335
kendine 60
kendimi 187
kendine gel 419
kendisi 191
kendini 76
kendinize iyi bakın 182
kendine iyi bak 816
kendi 44
kendine dikkat et 335
kendine 60
kendimi 187
kendine gel 419
kendisi 191
kendini 76
kendinize iyi bakın 182
kendini yorma 31
kendim 56
kendinize dikkat edin 70
kendi kendime 91
kendini bırak 36
kendime 92
kendimi iyi hissetmiyorum 163
kendisini 27
kendisine 42
kendine bak 91
kendim 56
kendinize dikkat edin 70
kendi kendime 91
kendini bırak 36
kendime 92
kendimi iyi hissetmiyorum 163
kendisini 27
kendisine 42
kendine bak 91