English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ K ] / Kïr

Kïr Çeviri İngilizce

656 parallel translation
Don, oksijensizlikten kafayï kïr, çarp, boynunu kïr.
Freeze, get nutty from no oxygen, crash, break your neck.
Bu kir yığınları bizim kökenlerimizin sırlarını tutuyor.
In these piles of dirt lie the secrets to our origins.
Kir içinde, biliyor musun?
She's a real dirt person, you know that?
Maalesef Lizzy şu an kir içindesin ama bu kiri atmak için temizlenmen gerekiyor.
Unfortunately, you're chest-deep in filth. You're gonna have to wade through it to get to the other side.
Bu kir pas içindeki çapa zinciri kimin ola?
Whose anchor chain is that a-rattling like it's full of rust and roaches?
O kir gezintisini hiç unutamadi.
She never forgot that hayride.
Kir içindeyim, değil mi?
I am dirty, aren't I?
Bu kir. Kulaklarımın arkasını yıkamam, bırakın gideyim!
You can still see the black paint behind his ears.
Yüzünde kir var, tam şurada.
You've got some dirt right on your face, up right...
Halbuki kir de günah, felaket fırtına, kasırga, sel ve hortum kadar doğal bir şey.
Why, dirt's as natural in this world as sin, disease... storms, twisters, floods and cyclones.
Yerlerde tükürük ve kir olmayacak.
No spit or dirt on the floor.
- Beda, bandajın kir içinde.
- Beda, your bandage is all filthy.
- O kir değil, sadece biraz karışmış.
- It isn't filthy, it's just a little tangled.
Her yanı kir ve toz içindeydi, yüzü bile.
Dirt and dust all over, even on his face.
Burada durmuş iki aptalla tartışıyorum. Pumblechook Amca onu bekliyor ama bu çocuk... tepeden tırnağa kir pasak içinde.
Here I stand talking to mere mooncalves, Uncle Pumblechook waiting, and that boy grimed with dirt from his head to his feet.
Zavallı, kir içindeki bir adamın omuzlarına vurup, onu konuşturmadım.
I didn't go tap some poor, grimy guy on the shoulder and make him talk. I got myself a job.
Buhar pompası kir pas doldu.
- Feed pump's full of scum and rust.
Üstleri başları kir içinde olurdu.
And so dirty!
Baldızınız, giysilerinizde kir izleri olduğunu söylüyor.
Your sister-in-law says that you had dirt stains on your clothes.
- Ama kir izleri vardı.
But there were dirt stains.
Ve bir hayat kir gibidir.
And a life is like dirt.
Dediklerine göre kir onları sıcak tutuyormuş.
It keeps them warm, they tell me.
Sana göre aşkımız yıkayıp atabileceğim, bir kat kir mi?
You think our love is just like a layer of dirt, that I can wash it off?
Annen seni böyle kir pas içinde nasıl sokağa salıyor?
Your mother lets you run around like this, all dirty?
Bahçede çalıştığın zaman nasıl da kir doluyor içleri.
They get this black from your gardening.
Sarımsaklar ve biberler konusunda seninle hemfıkir değilim.
I knew the garlic in the peppers wouldn't agree with you.
Sadece elle yapılan, kir kazıma.
Only manual labor, digging dirt.
Aşağıda kir küreği olacak.
Come up, you'll be shoveling the dirt down.
Kir bizim işimiz.
Dirt is our business
Para kirdir ve kir de para.
Money is dirt and dirt is money
"Para kirdir ve kir de para."
"Money is dirt and dirt is money"
Hepimiz tamir yapmaktan yağ ve kir içinde kalmışız.
All of us get covered with grease and dirt doing repairs
kabalık, şiddet, kir...
Coarseness, violence, filth...
Kuru temizleme işleri, herşey kir pas içinde.
Dry cleaning-wise, things are all fouled up.
Her yer kir, pasak içerisinde.
- What has gone wrong?
Tırnaklarımda kir birikti. Buranın kokusu saçlarıma sindi.
And dirt under my nails, and the smell of this place in my hair.
Üçüncüye gelecek olursak beyefendi bu sabah manikürcüye gitti ve ellerine kir bulaşmasını istemiyor. Madem öyle hemen halledelim.
As for the third one Mister was in the manicurist this morning, and do not want to soil the hands accordingly, but quickly.
Polonyalı çocuklara bile böyle kir yedirilmemeli.
Not even Polish children should be given such muck.
Saçını biraz dağıt, yüzüne de biraz kir bulaştır.
Muss your hair up, smear some dirt on your face.
Üstün başın kir içinde, şu hâline bak!
You're filthy! Look at you!
Kir içinde.
They're filthy.
Kir içindeyiz.
We're all like this now.
Üzerinde en az bir kilo kir olmalı.
You know, you must have had a pound of dirt on you.
Kir!
Dirt!
Kir değil.
Not dirt.
Kir kötü birşey değildir.
See, dirt isn't bad. It's filth!
Kir ve pasın seni aldatmasına izin verme.
Don't let the dirt and the rust hang you up.
Burundaki Kir, hediye ettigim at haIa duruyor mu?
The Pawnee stole him when we camped at the Old Woman Butte five snows ago. Dirt On The Nose, do you still have the pony I gave you?
Ve Beyaz Geyik Kadn, Burundaki Kir ve Yüksekteki Kurt da.
And White Elk Woman, too, and Dirt On The Nose, and High Wolf.
Biraz kir suyu ister misin?
Would you like some more mud? Isn't it...
Evsiz Flother Pecos beri bu kadar kir görmemiştim.
I have seen so much dirt from when Pecci flew by.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]