Onu bırakamam Çeviri İngilizce
570 parallel translation
- Onu bırakamam.
- I can't leave him.
Onu bırakamam.
I can't leave him.
- Onu bırakamam.
- I can't leave Bengt yet.
Onu bırakamam.
I couldn't leave him.
Onu bırakamam.
I can't leave her.
Bu yüzden onu bırakamam.
That's why I couldn't leave him.
Jim, onu bırakamam.
Jim, I just can't leave him.
Onu bırakamam.
I can't let her go.
Onu bırakamam.
What are you doing here?
Oh, onu bırakamam.
Oh, I wouldn't be leaving her.
- Onu bırakamam!
- I'm not gonna leave him!
- Onu bırakamam.
- I can't leave her.
- Onu bırakamam.
- Luciani?
Onu bırakamam. Onu seviyorum.
I can't leave her. I love her.
Onu bırakamam!
I can't just let her go!
Onu bırakamam!
I won't leave her!
Kendisi yaşayıp öğrenecek. Ama onu yüz üstü bırakamam.
M. We've got to forget hi but don't you see, i can't, gordon.
Onu serbest bırakamam!
I cannot release him!
Onu yalnız bırakamam.
I can't leave her alone
Onu simdi bırakamam.
I just can't leave her now.
Onu geri almak için her şeyi yaparım. Onu orada bırakamam, öyle değil mi?
I'd do anything to get her back. I couldn't leave her where she was, could I?
Onu burada böyle bırakamam.
- I can't just leave him.
Onu rahat bırakamam.
I can't let her be.
Sadece onu orada öyle bırakamam.
I just can't let him lay there.
Onu görmeyi bırakamam.
I can't stop seeing her right away.
- Onu bu halde dışarıda bırakamam.
- I can't move him in the condition he's in.
Onu orada bırakamam, efendim.
I can't leave him there, sir.
İşi şansa bırakamam. Onu kovuyorum.
Well, I ain't taking'any chances.
Onu burada bırakamam.
Can't leave her here
Onu orada bırakamam.
- I can't leave her there!
Onu öylece, benim pijamalarımın içerisinde aşağıdaki kamarada bırakamam.
I just can't leave her... downstairs in that cabin with my pyjamas.
Düşmana karşı onu yalnız bırakamam
I can't let him fight the enemy alone
Üstad eğitimimi yarıda bırakmamı istemiyor ayrıca, o hasta onu böyle bırakamam!
Teacher doesn't want me to quit half way Besides, he is sick so how can I leave?
Onu orada bırakamam.
I can't just let him stay there.
Eşime bakın! Onu böyle bırakamam.
Look at my wife I can't leave her like that
Onu yalnız bırakamam.
I can't leave him alone.
Ama onu böyle bırakamam.
But I can't leave him like this.
Bir dakika, onu öylece bırakamam.
Wait a minute. I can't let her go.
Onu asla bırakamam.
I could never leave him.
Bütün gün onu evde yalnız bırakamam.
I can't leave her home alone all day Sunday.
Onu bırakamam
I won't leave him
Bırakamam onu.
I can't let him go.
- Onu yalnız bırakamam.
- I can't leave her alone.
Onu yalnız bırakamam.
I can't leave her alone.
Onu orada bırakamam.
I can't leave him down there.
Onu görmeye gitmeliyim diye düşünüyorum... ama partiyi öyle bırakamam.
I feel I should go see him... but I can't just leave the party.
Onu orada aşağıda bırakamam.
i can't just leave him down there.
Onu tek başına bırakamam.
I need you! I can't leave him alone.
- Onu öylece bırakamam.
I just can't leave him.
Onu orada asılı bırakamam.
I can't leave her hanging there.
Onu öylece bırakamam.
I just can't give her up.
bırakamam 31
onu bul 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu buldum 214
onu biliyorum 95
onu bilmiyorum 36
onu bul 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu buldum 214
onu biliyorum 95
onu bilmiyorum 36
onu buldun mu 57
onu ben yaptım 23
onu bana geri ver 25
onu bana verin 33
onu ben hallederim 27
onu buldunuz mu 44
onu buldun 29
onu buraya getirin 62
onu boşver 33
onu bulduk 84
onu ben yaptım 23
onu bana geri ver 25
onu bana verin 33
onu ben hallederim 27
onu buldunuz mu 44
onu buldun 29
onu buraya getirin 62
onu boşver 33
onu bulduk 84