Onunla konuştum Çeviri İngilizce
1,435 parallel translation
Onunla konuştum.
I engaged him.
Onunla konuştum.
Spoke to him.
Bugün onunla konuştum.
I talked to him today.
Onunla konuştum.
I talked to him.
- Onunla konuştum.
- I talked to him.
Bizim gitmemize izin vermesi için onunla konuştum.
I talked her into letting us go.
Umarım bozulmazsınız ama dün gece yatmadan önce onunla konuştum.
I hope you don't mind, but I talked to him before he went to sleep last night.
- Onunla konuştum.
- I spoke with her.
Onunla konuştum.
I spoke to him.
Onunla konuştum zaten.
I've already spoken to him.
Onunla konuştum.
I talked back!
Dün gece onunla konuştum. Grendel ile.
I spoke with him last night.
Onunla konuştum.
I spoke with her.
Şimdi onunla konuştum.
I just talked to her.
Bu adam beni tanıdığını iddia etmektedir. Ama ben bu adamı daha önce ne gördüm ne de onunla konuştum.
The man in question claims I know him, but I hereby state I have never seen or spoken with this man.
- Onunla konuştum...
- Yeah, I spoke...
Onunla konuştum, 2 gün içinde seni eve götürüyorum, söz.
I've spoken to him, I'll have you home in a couple of days, I promise.
Doktor, italyanca bilmiyor. Ben onunla konuştum.
The doctor doesn't speak Italian, I've spoken to him.
Ve evet, onunla konuştum.
And yes, I did talk to him.
Onunla konuştum ama duvarla konuşmaktan farksız.
I've spoken to him about it, but it's like talking to a brick wall.
Onunla konuştum.
I talked with her.
- Evet, onunla konuştum.
- Yeah, I talked to her.
Herkes annenin öldüğünü düşünüyor, ama ben mutfakta onunla konuştum.
Yeah, everyone seems to think your mother's dead... but I'm standing in a kitchen talking to her.
Evet, daha bu sabah onunla konuştum.
I spoke to him this morning.
Evet, bunun hakkında onunla konuştum. Ama onu suçlayamam da.
I talked to her about it, but I can't really blame her.
İlişki sırasında ona yardımcı olmak istedim hatta onunla konuştum bile.
And i even tried to talk her all the way through it. I tried to help her.
Soruşturmanın bir parçası olarak onunla konuştum.
I spoke to him as part of this investigation.
Sabah onunla konuştum.
I spoke with him this morning.
Onunla sadece bir kaç kere konuştum.
I only talked to him a couple times.
Onunla ben de konuştum.
I talked to her too.
Onunla tekrar konuştum.
I spoke to him again.
Onunla bu sabah konuştum, ve ona ailenin seni nasıl terk ettiğini ve bizim sana sahip çıktığımızı anlattım ve senin için sesli söylemek zor olsa da, hayatını kurtardığım için beni sevdiğini
Now I spoke to him this morning, and I told him how your parents abandoned you, and we took you in, and it's hard for you to say it out loud, but that you love me because I saved your life.
Onunla konuştum.
I talked to her.
Rikichi-san, onunla ben de konuştum.
Rikichi-san, I've talked it over with her, and if you like,
Evet, herkes onun öldüğünü düşünüyor gibi ama ben onunla mutfakta konuştum.
Yeah, everyone seems to think your mother's dead... but I'm standing in a kitchen talking to her.
Evet, onunla yarım saat önce konuştum.
Yeah. I talked to her about an hour ago
Evet Jack, onunla konuştum
- Yes, I have him.
Yemin ederim onunla kendim konuştum.
I swear that I am with him personally I talk.
Biraz önce konuştum onunla.
I just spoke to him.
- Evet, konuştum onunla.
Yeah, I spoke to him.
Onunla dün gece konuştum.
I talked to him last night.
Onunla cep telefonunda konuştum.
Well, I just spoke to him on his mobile.
Evet, konuştum onunla.
Yeah, I talked to her.
Ama uygar davrandım ve konuştum onunla.
But I was civil to him. I entered into conversation with him.
Onunla çok zararsızca konuştum ama o bana bir kahpe gibi cevap verdi.
I made a harmless comment to her. She responded like a fucking bitch!
Ama onunla golf kulübünde konuştum.
Well, I spoke to him at the golf club.
Ben onunla adamı defetmesi için konuştum ama adam aramaya devam etti.
I tried to talk her out of it, but Vincent just kept on calling.
Ölmeden birkaç gün önce onunla bu konu hakkında konuştum.
A few days before he died, I talked to him about it.
Onunla konuştum.
I know where she is, she's underneath this building.
- Onunla bizzat konuştum.
Look, I talked to him myself.
Onunla cok az konustum.
I barely talk to him.
konuştum 61
onunla 141
onunla konuşmak istemiyorum 23
onunla git 84
onunla yattın mı 71
onunla konuştun mu 89
onunla tanışmak ister misin 19
onunla evlenecek misin 25
onunla kal 64
onunla evlenmek istiyorum 29
onunla 141
onunla konuşmak istemiyorum 23
onunla git 84
onunla yattın mı 71
onunla konuştun mu 89
onunla tanışmak ister misin 19
onunla evlenecek misin 25
onunla kal 64
onunla evlenmek istiyorum 29
onunla evleneceğim 45
onunla ilgilen 44
onunla konuşacağım 108
onunla tanışmak istiyorum 24
onunla konuştunuz mu 17
onunla konuş 63
onunla ben ilgilenirim 36
onunla konuşurum 71
onunla konuşmak istiyorum 119
onunla konuşmam gerek 31
onunla ilgilen 44
onunla konuşacağım 108
onunla tanışmak istiyorum 24
onunla konuştunuz mu 17
onunla konuş 63
onunla ben ilgilenirim 36
onunla konuşurum 71
onunla konuşmak istiyorum 119
onunla konuşmam gerek 31