Polis geldi Çeviri İngilizce
803 parallel translation
Polis geldi, madam.
The police are here.
Polis geldi ve onu alıp götürdü.
The policeman came and took him away.
Efendim, bir polis geldi.
Sir, a policeman is here.
Polis geldi.
I must The police have been here
Buraya hiç polis geldi mi?
Any cops been around here?
Polis geldi mi?
Are the police here?
" Yine polis geldi.
" There's the police again.
Bu sabah bize bir polis geldi.
A policeman came to my house this morning.
Şey evet, evime iki polis geldi ama.
Well, yes, there were two officers who came to the house.
Polis geldi!
The police are here!
Sanırım polis geldi.
I think it's the police.
Bir polis geldi çünkü yanlış yere park etmişim.
A cop came up because I was illegally parked.
Polis geldi bile!
Without doubt, the police!
Polis geldi.
The police came.
- Polis geldi mi?
- Did the police come?
Meydanda yürüyordum, polis geldi tutukladı bizi.
I was walking down the piazza and a policeman arrested us.
Mike, polis geldi.
Mike, it's the police.
Polis geldi.
This must be the police.
Polis geldi.
The police are here.
Polis geldi George.
The policeman's here, George!
- Kaptan, polis geldi! Kaptan!
Captain, Captain, the police!
Bir keresinde polis geldi ve kadını ülkesine geri göndermek istediler.
The police were called in. They wanted to deport her.
Polis geldi mi?
Did the police come by?
- Polis geldi.
The police have arrived.
Polis geldi hanımefendi.
Police, Madam.
Polis geldi.
Police.
Polis geldi, efendim!
The police are here, sir.
- Polis geldi!
- The police are here.
Perigueux'ten bir polis geldi.
A policeman from Périgueux.
Dün bir polis geldi buraya
There was someone from the police here yesterday, too.
- Polis geldi.
It's the police.
İsabel'e veriyorum, polis geldi.
I'll pass you to Isabelle. The police are here.
Polis geldi.
Ma'am, the police are here.
İşte polis de geldi.
Here come the police.
Polis bugün geldi.
The police did come today.
Sonuç olarak da bir sürü polis memuru evime geldi.
As a result, a whole hoard of officers came to my house.
Sonra tüm o polis memurları geldi ve olan oldu işte.
Then all those policemen came, and that's all.
- Polis buraya mı geldi?
- The police been here?
Halkın, katilin yakalanması için aşırı hevesi polis için neredeyse büyük bir sorun olduğu giderek daha belirgin hale geldi.
And it became increasingly apparent that almost as great a problem... for the police as the capture of the murderer... was to be the overzealousness of the public.
Polis neden geldi?
What brings the police here?
Polis, sigortacılar, hepsi üst üste geldi.
The police, the insurance people have been all over the place.
Bir polis memuru geldi efendim.
It's a policeman, sir.
Dakikalar sonra, Müfettiş Daniel Clay ve polis, Olay yerine geldi.
Minutes later, the police, lead by Inspector Daniel Clay,... arrived at the scene.
Üstünde lambası olan bir polis arabası geldi!
It's a police car with a bubble on top!
Ama şehirde, devriyedeki her polis o işareti fark edebilirdi. Şeytandan bahsederken,... İşte geldi.
Then the yankees came... like blue locusts they had to eat away at the trees... the land and everything on it.
Polis Yardım Derneği'nin gömlekleri geldi.
Police Aid Society's shirts came.
Bu sabah polis o yüzden geldi.
That's why the police came this morning.
Polis arkadan geldi ve onu yere savurdu ve neredeyse atıyla üzerinden geçecekti.
The police came from behind and threw him to the ground and almost trampled him with their horses.
Sonra yolun karşısından o kadın geldi, bize daha yavaş olmamızı, yoksa polis çağıracağını söyledi.
and, er, she tells us to... to make less noise, or she'd fetch t'police.
Polis buraya birkaç kez geldi.
The police have been here a couple of times.
- Efendim, bir SS ( polis gücü ) subayı geldi.
- Sir, an SS officer just arrived.
geldin 84
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldiğinde 28
geldik 352
geldiniz 33
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldiğinde 28
geldik 352
geldiniz 33
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70