Saat 11 Çeviri İngilizce
2,759 parallel translation
Henüz saat 11.30.
It's 11 : 30 a.m.
Saat 11 : 00 olmuş.
Time's run out.
Saat 11'de İşçi Partisi'nden bir hödükle münazaraya çıkacak.
At 11 she has a debate meeting with some Labor hillbilly.
Saat 11 : 00'den önce içki yok.
No booze before 11 : 00.
Saat 11 ışık kapatma zamanı diye anlaşmıştık sanıyordum.
I thought we'd agreed on lights out at 11.
Saat 11'e kadar video oyunu oynadım. Sonra yattım.
I was playing video games until about 11 : 00, and then I went to bed.
Saat 11 : 30'da.
At 11 : 30.
Katılmak isterdim ama saat 11 : 00 ben de tam- -
I'd love to catch up, but it's 11 : 00, and I was about to go to...
Elektronik fişler, şampanyanın Ellison'a gece saat 11 : 57'de getirildiğini gösteriyor. Yani bu zamandan sonra olmuş olmalı.
Well, the computer receipts say that the champagne was delivered to Ellison at 11 : 57 P.M., so it has to be sometime after that.
Saat 11. 8'e kadar burada olacağını söylemiştin.
11 : 00. You said you'd be back by 8 : 00.
Örnek olarak, şuradaki yupster'ı ele alalım. banktaki, saat 11 yönünde Sence ne yapıyor?
Well, for instance, that yupster over there in the mandals, eleven o'clock, what do you think he's doing?
Akşam saat 11 gibi dönerim. "
I'II be back at 1 1 PM. "
JFK'den saat 11.00'de kalkan ticari bir uçak var.
Got a commercial jet leaving out of jfk at 11 : 00.
Saat 11 : 00 yönünde.
11 : 00.
Central Park'ta saat 11.00'de birisiyle buluşmam gerekiyor.
I have to meet someone in Central Park at 11 : 00.
Saat 11'de pedikür yaptırdın, sonra terziye gittin, öğle yemeğini Marie-France ile yedin, saat 16'da pasta satın aldın, sonra da Colette ve Nicole ile briç oynadın.
At 11AM you had yourfeet done, then to the dressmaker's, lunch with Marie-France, at 4PM to Carette's to buy cakes, then offto play bridge with CoIette and nicole.
- Geciktin. - Ben... - Randevu saat 11'deydi.
You're late. I, uh... The appointment was eleven.
Gece saat 11'de!
Eleven o'clock at night, at that place.
Şimdi işe dönmeliyim, saat 11'de burada buluşalım, lütfen!
I've got to get back to work but we'll meet here at 11 then, please!
Saat 11 : 15
It's 11 : 15
Saat 11, Saat 12...
Eleven o'clock, Twelve o'clock...
Saat 11, Saat 12...
Eleven o'clock, twelve o'clock...
Mesajınız var. Dün saat 11 : 07'de. Mick, benim.
# New message, yesterday, 11 : 07 am. #
Saat 11.
It's 11 o'clock.
Saat 11 yönünde.
Eleven o'clock!
Beyler Victor Operasyonu, bu akşam saat 11'de başlıyor.
- Gentlemen, Operation Victor begins tonight at 11 : 00 PM.
İşciler son vardiyadan saat 11'e kadar gelmez.
They don't come inside till around 11 : 00, after the last shift.
Takas bu gece saat 11'de.
The exchange is tonight, 11 : 00 p.m.
İşin saat 11'de başlıyor.
- You start work at 11 : 00.
Saat neredeyse 11 : 00. - Onu uyarmalıyız.
It's almost 11 : 00.
Bomba, saat 23 : 20'de Wilton Suites Otel'in otoparkında patlamış.
The bomb went off at 11 : 20 P.M. In the parking lot of the Wilton suit hotel.
Kahire ise ayrıca Cakarta'dan iki ay önce patlatılmış saat 23 : 20'de.
And the Cairo bomb, which was detonated two months before Jakarta, went off at 11 : 20 P.M.
Kahire ve Cakarta ise 11 saat Bali, 12 saat.
So is Cairo ; Jakarta, 11 hours ;
Saat 4 : 11.
It's 4.11...
Sonra galiba saat 23 : 00 gibi yukarı çıktık.
11 : 00, maybe.
Akşam saat 8 : 00'den 11 : 00'e kadar odasında yalnız olduğunu iddia ediyor.
He claims he was in his room alone between 8 : 00 to 11 : 00 P.M.
11 SAAT SONRA Bu davayı istiyorum.
I want this case! It's not a case.
11 saat yolculuk yapacağını duyunca pek cesaretin kırılmadı.
You don't seem that fazed by the fact that you got to do an 11-hour trek.
Aslında, sanırım saat 23.00 civarıydı mesaim başladığı sıralarda.
Heh heh. Actually, It was probably around 11 p.M.,
Sonraki 11 saat içinde tüm dünya, etkisi altına girmiş olacak.
♪ ♪ ♪
Saat nerdeyse gecenin 11 : 00'i.
It's almost 11 : 00 at night.
O dev hindinin 11 saat pişmesi lazım.
Well, that giant turkey needs 11 hours to cook.
Saat sabah 11 ve Great British Air'e ait 587 numaralı Nice uçağı havaalanına iniş yaptı.
It's 11.00am and Great British Air Flight 587 from Nice has just landed.
Üç tane yayın yaptım : Saat 9 : 10 ve 11 : 00'de.
9, 10, and 11 : 00.
Saat on biri çeyrek geçiyor, ve Elmer hala eve dönmedi.
It's quarter past 11 : 00, and Elmer ain't home yet.
Pazar gecesi Saat 9 ila 11 arası, bilmemiz gereken zaman dilimi.
From about 9 : 00 Sunday night until 11 : 00, his time can't be accounted for.
- Dicky, saat 12'ye çeyrek var!
Dicky, it's fucking 11 : 45.
Gençler hafta içi saat 10'dan, hafta sonları 11'den önce evde olacak.
Minors must be home by ten p.m. on weeknights, 11 p.m. on weekends.
Ve saat neredeyse 11 : 00 oldu.
And it's almost 11 : 00.
Bir saat 32 dakika geçti. - Apollo 11 havalandı.
Thirty-two minutes past the hour Liftoff on Apollo 11.
Göbüşümün tik-takları saat 1 1 diyor.
My tummy is feeling a little 11 o'clock-ish.
11 numara 26
11 00 18
saat 16 49
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
saat 23 33
saat 4 173
saat 1 132
11 00 18
saat 16 49
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
saat 23 33
saat 4 173
saat 1 132
saat 18 42
saat 5 177
saat 9 217
saat 2 157
saat 20 32
saat 8 244
saat 22 41
saat 10 325
saat 21 38
saat 13 39
saat 5 177
saat 9 217
saat 2 157
saat 20 32
saat 8 244
saat 22 41
saat 10 325
saat 21 38
saat 13 39
saat 07 28
saat 3 195
saat 17 40
saat 19 45
saat kaçta 135
saat 7 206
saat 14 39
saat 06 26
saat geç oldu 36
saat sekizde 35
saat 3 195
saat 17 40
saat 19 45
saat kaçta 135
saat 7 206
saat 14 39
saat 06 26
saat geç oldu 36
saat sekizde 35