English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ S ] / Saat 5

Saat 5 Çeviri İngilizce

3,795 parallel translation
Saat 5 yönündeki kızıla gideceğim.
I'm gonna go redhead, 5 o'clock.
Saat 5'te orada olacağım.
5 : 00, I'll be there.
Saat 5'ten sonra gittiğimiz sürece amcamın deposu bedava.
My Uncle's warehouse is free as long as we show up after 5 : 00.
Saat 5'te ağda randevum var.
I've got a wax at 5 : 00.
Cuma saat 5'te, ikiniz de gevin.
Fwiday, 5 : 00- - pot wuck.
Haklısın ama akşam saat 5'e kadar oldukça sıkı çalışacağız.
Good point, but we're going to be working pretty hard until 5 : 00 P.M.
Saat 5'ten önce. Koşu yapmak için.. gitmeden hemen önce.
Just before 5 : 00 am, when she- - she left for her jog.
Bomba saat 5'te patlayacak.
He is going to detonate the bomb at 5 PM.
Saat 5'e kadar uyanmazsam beni kaldırın, lütfen.
Wake me if I am not up by five, please.
Treni için sabah saat 5'te kalkacak!
I'm not embarrassed at all! She gets up at 5ªm to train!
Saat 5'te uyanmak gerekiyor.
Got to be up at five.
Ben Çarşamba ve Cuma günleri saat 5.00 ’ te onunla oluyordum.
I had him every Wednesday and Friday at 5 : 00.
Saat 5'te tekrar konuşalım.
Let's reconvene at 5 : 00.
Üzgünüm kelimesi, kiliseye gitmem gerektiğinde saat 5 ve 7 arasında bebeğime bakıcılık yapmıyor.
Well, sorry doesn't babysit my child from 5 : 00 to 7 : 00 while I have a church function.
Curzon Sineması'nda saat 5'teki ikili gösterim bana uyar.
The five o'clock double bill at the Curzon does me fine.
Saat 5'te Curzon'da o zaman?
Five o'clock at the Curzon then?
Sürtük, saat 5 : 30!
Bitch, it is 5 : 30!
Sürtük, saat 5 : 40.
Bitch, it is 5 : 40.
Ciddiyim. Saat 5 nasıl?
How's 5 : 00 P.M.?
Saat 5'te.
5 o'clock.
Cumartesi günü, saat 5'te. Unutma.
Saturday, 5 : 00, don't forget.
Cumartesi günü saat 5'te Boathouse'da?
Saturday at 5 : 00 at the Boathouse?
Gray ile bu Cumartesi saat 5'te Boathouse'da buluşmak istiyor.
He wants to meet Gray this Saturday at the Boathouse at 5 : 00.
Anne, daha önümüzdeki 5 saat boyunca burada olmamalıydın
Mom, you're not supposed to be here for another five hours.
Saat 9'u 5 geçiyor.
5 past 9 : 00.
Saat, sabahın 5'i.
It's 5 : 00 in the fucking morning.
Yarın saat beşe kadar mahkemeye çıkmazsa onu buradan yollamanı istiyorum.
If that kid's not arraigned by 5 : 00, I want you to kick him.
Beş saatlik antrenmana giriyorum. 4 saat toplantı yapıyoruz. Her gün üç yemek, iki defa tartılma var. Beş dakika duracak zaman yok.
I got 5-hour training sessions, 4-hour meetings, three team meals every single day, two weigh-ins, and no time for a partridge in a pear tree.
Saat neredeyse sabahın 5'i ve ben açım. Yalnız yemekten nefret ederim.
It's nearly 5 : 00 a.m., I'm hungry, and I hate to eat alone.
Asansör tuşuna basalı 5 saat olmuş.
It's been five hours since he's pressed an elevator button.
Cumartesi günleri, saat 10 ile 17 arasında halka açığız.
On saturdays, we're open for the public between 10 to 5 pm.
Saat 11'i 5 geçiyor.
It's 11.05 am.
Saat 11'i 5 geçiyor.
It's 11.05 pm.
Yaklaşık 1,5 saat sonra dönmüş oluruz. tabii tekrar yapmazsak.
We'll probably be about an hour and a half unless we do an encore.
Daphne'den 1,5 saat önce uyanıp pratik yaptım.
I woke up an hour and a half before Daphne did and I practiced.
Gözlerdeki diskolorasyon ve boyun arteri ile şahdamarındaki pıhtılaşmaya bakarak en az 4 ya da 5 saat önce öldürüldüğünü söyleyebilirim.
From eye discoloration and the clotting inside the carotid and jugular, I'd say he was killed at least four, five hours ago.
Saat sabahın 5'i.
It's 5 : 00 in the morning, man.
5 dakika mı, 5 saat mi?
Five hours?
Saat sabahın 5'i!
It's 5 am!
Bir keresinde arkadaşım dalış yaparken açık denize sürüklenmişti. Kurtarma ekibinin onu bulması 1,5 saat sürdü ama sonunda buldular.
Hey, my friend got swept out to sea on a dive once, and it took the rescuers an hour and a half to find her, but they did.
Saat 5 : 00.
5 : 00.
Üzgünüm sadece şişkoların 2.5 saat boyunca yabancı bir dilde şarkı söylemelerine dayanamıyorum.
Sorry, just not a fan of fat people singing in a foreign language for two and a half hours.
İlk randevumuzda New York'taki küçük hoş bir restoranta gittik. ve sadece konuştuk, 2,5 saat sanırım.
On our first date we went to a really cute little restaurant in New York and just talked for, like, two-and-a-half hours.
4 ya da 5 saat.
Four, maybe five hours.
Yarın saat 3 ile 5 arasında teslimatı yapabilirim.
I... can do the deposition between 3 : 00 and 5 : 00 tomorrow.
Sadece... Amy bugün saat beşte uyandı. Çok yorgunum.
It's just, Amy got up at 5 : 00 this morning,
Saat sabahın beş buçuğu Jarle.
The time is 5 : 30 in the morning, Jarle.
Benimle saat 17.00'de görüşmek istedi.
She wants to have a meeting with me at 5 : 00.
Araba ruhsatı var ; sigorta bilgileri, bozuk paralar, el temizleme jeli. İzin belgesi, saat 23-5 arası araba kullanabileceğine dair.
We got vehicle registration, insurance information, uh, some change, hand sanitizer... and a letter of permission to drive between the hours of 11 : 00 P.M. and 5 : 00 A.M., signed by Javier Ramirez
Ödenecek yerleri saat 7 ile 5 arası kilitleyip bunların da ertelenmesini sağlayabiliriz.
We could save that by shutting down select transit lines between 7 : 00 P.M. And 5 : 00 a.m.
Billy, Zoe'nin ailesiyle olan akşam yemeğin 1.5 saat sonra.
Billy, your dinner with Zoe's parents is in half an hour.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]