Sakıncası yok Çeviri İngilizce
1,349 parallel translation
Hiçbir sakıncası yok.
Not at all.
Biliyor musun... ... doktorum yavaş dans etmenin sakıncası yok dedi.
You know my doctor said that slow dancing is okay.
Biraz para kazanmanın sakıncası yok.
Well, there's nothing wrong with making a little money.
Bir sakıncası yok değil mi?
You don't mind if I do, eh?
Sentetik kumaşın sakıncası yok yani?
You don't mind the vinyl?
Tek başıma olmak istiyorum. Sakıncası yok, değil mi?
- You don't mind, do you?
Benim için sakıncası yok.
- Sounds good to me.
O halde bakmamın bir sakıncası yok.
Then there's no harm in taking a look.
O zaman Isabella'ya çıkma teklif etmemin senin için bir sakıncası yok.
So then you wouldn't mind if I asked Isabella out No of course not.
Bence şuanda bu pod'u bırakmanın bir sakıncası yok.
I think it's all right to let go of this pod.
Sakıncası yok değil mi?
You don't mind, do you?
Göz atmamın sakıncası yok, ya?
You don't mind if I run a check?
Orama radyo bağlamanın sakıncası yok mu?
Is it safe to have a radio against my balls?
Üniformanın bir sakıncası yok ki.
It's got nothing to do with the uniform.
Sakıncası yok ya?
You don't mind that, do you?
Sakıncası yok ya?
Will that be all right?
- Sakıncası yok değil mi?
No, not at all.
- Sakıncası yok, değil mi?
- Do you mind?
Çıkmamızın bir sakıncası yok.
Nothing is wrong with having a date, is there?
- Neden Risa için son bir küçük oynaşmanın sakıncası yok da, Joel için var? Çünkü, açıkçası...
Why is it OK for Risa to have one last fling alliance but not for Joel, because frankly...
Biraz utanç hissetmenin bir sakıncası yok.
It's okay to feel a little shame.
- Biraz kolajın hiçbir sakıncası yok.
- A little collagen?
Sakıncası yok.
It's quite all right.
Ama sakıncası yok tabi.
Well, not that I mind.
- Hayır, hiçbir sakıncası yok.
- No. It's totally OK.
- Buffy, sakıncası yok.
- It's fine.
Sakıncası yok ama üniversiteden olmayan gençler genelde kampüs dışındaki alanları işgal etmez mi?
Not that I mind, but don't non-college guys usually populate the non-campus? Usually.
Bir süre misafir odasında kalmamın senin için sakıncası yok değil mi?
You don't mind, do you, me taking up temporary residence in the guest room?
Sakıncası yok, değil mi, Mark?
You don't mind, Mark?
Sakıncası yok.
That'd be fine.
- Sakıncası yok ya?
- Is that okay?
- Eric, küçük bir ziyaretçin var, sakıncası yok ya?
- Eric, you have a little visitor. Is that alright? - Okay.
- Annen için bir sakıncası yok değil mi Donna?
- ls that all right with your mum, Donna?
Ağlamanın sakıncası yok.
It's okay to cry.
Bence hiç sakıncası yok.
I don't mind in the least.
Açıktır ki bizim için seksiliğin kesinlikle sakıncası yok ancak çıplaklık söz konusu olduğunda bunu mümkün olduğunca son ana kadar ertelemeyi öneririz.
We certainly don't mind sexiness, obviously, but as far as full nudity is concerned, we recommend delaying it until the last possible moment.
Böyle istiyor ve benim için sakıncası yok.
That's the way he wants it, and it's fine with me.
Bunu yapmanın sakıncası yok. "
I don't mind taking you up on that. "
- Görmenin bir sakıncası yok.
- L let you see them.
Sakıncası yok.
That's okay with me.
Bence de sakıncası yok. Bende yatıyorum.
I hope you sleep well.
Sakıncası yok.
It's OK.
Bak, benim için hiçbir sakıncası yok.
- Whatever it is.
— Benim için sakıncası yok.
- Well, it's fine with me.
Bence sakıncası yok.
That's okay with me then.
Elbette. Bence bunun hiç sakıncası yok.
Yeah. I suppose that would be okay.
- Yani fazla yüksek sesle ifade etmedikçe düşünmenin bir sakıncası yok. Sağcı kanadın oylarını toplamak için yükü benim omzuma...
He saddled me up to get funds from right wing- -
- Bunun bir sakıncası yok.
- I don't see good in it.
Benim için sakıncası yok.
Fine by me.
- Kendim bakmamın bir sakıncası yok değil mi?
Mind if I see for myself?
- İri olmasının sakıncası yok! - Bu kadar mı?
That big?
sakıncası yoksa 299
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73