Sakıncası yoksa Çeviri İngilizce
3,975 parallel translation
Penny, sakıncası yoksa kızlar hakkında konuşmak istiyordum.
Penny, if you wouldn't mind, I'd like to have a conversation about girls.
Sana ihtiyacım var, eğer senin için de sakıncası yoksa, gizli tutalım.
I need you, if you don't mind, to keep this confidential.
Sakıncası yoksa iner misin?
You mind, uh, just getting out?
Sizin için de sakıncası yoksa...
If you guys don't mind...
Bana noel hediyesiydiler. Sakıncası yoksa geri vermenizi rica edeyim.
And those were a Christmas gift, if you don't mind.
Şey senin için sakıncası yoksa Lizzie'ye söylemeyi düşünüyorum.
You know, um... I was thinking about telling Lizzie if you're okay with that.
Steve, sakıncası yoksa...?
Steve, do you mind if I...?
Sakıncası yoksa ben şu gizeme dair ipuçlarını aramaya...
If you guys don't mind, I think I'll go look for clues to this mystery about the- -
Sormamın sakıncası yoksa, neye dayanarak?
Based on what, if I may ask?
Pardon, bir sakıncası yoksa, Romanyalıyken Chicagodan nasıl kurtuldunuz?
If you don't mind me asking, how do you wind up in Chicago when you're from Romania?
Sakıncası yoksa?
Do you mind?
Göçer sormamın sakıncası yoksa, sen kaç yaşındasın?
Wanda, if you don't mind me asking, how old are you?
Bak, bu evde daha fazla kalacağımı zannetmiyorum eğer sakıncası yoksa, yalnız kalmak isterim.
- Look, I don't know if I'm gonna be staying in the house much longer, so if you wouldn't mind, I'd like to be by myself.
Sakıncası yoksa içeri gelebilir miyim?
Mind if I come in for a moment?
Sakıncası yoksa ruhsata senin ismini yazdırdım.
Oh, and I hope you don't mind... I put your name on the title.
Sakıncası yoksa onunla konuşmam gerekiyor.
Would you mind? I need to talk to him.
Yani sakıncası yoksa, adım Daisy.
So if you don't mind, my name's Daisy.
Ve sakıncası yoksa en çok görmek istediğim şey, kendi odam.
And if you don't mind, what I'd really like to see is my room.
Yine aynı netice, sakıncası yoksa.
Just the same, if you don't mind.
Sakıncası yoksa bunlar bende kalabilir mi?
You know, do you mind if I hold on to these?
- Sakıncası yoksa girebilir miyim?
Mind if I come in? Yeah, I do mind.
Sakıncası yoksa tuvalete...
Do you mind if I use your...
Bayan, sakıncası yoksa size etrafı bir göstermek isterdim.
Ma'am, I'd like you to show me around the neighborhood, if you would.
Eğer sakıncası yoksa, sana yemek ısmarlayacağım.
If you don't mind, I'll buy you dinner.
Sakıncası yoksa, bir tane alabilir miyim?
Can I have one, do you mind?
Sakıncası yoksa gelip etrafa bir göz atabilir miyim?
No. Do you mind if I come in and look around?
Artık Müdür Yardımcısı, sakıncası yoksa.
Assistant Commissioner now if you don't mind.
Bir sakıncası yoksa bana Bayan Travers diyebilir misiniz?
Would you mind? My name is "Mrs. Travers." I do...
Yani, sormamın sakıncası yoksa.
If you don't mind talking about it.
Bir sakıncası yoksa.
If you don't mind.
Sormamın bir sakıncası yoksa o annen mi?
If you don't mind me asking, is that your mum?
Hemen, sakıncası yoksa.
Now, if you don't mind.
Aslında, ben biraz uzanmayı düşünüyorum... -... sizin için de bir sakıncası yoksa.
Actually, I think I'm just gonna lie day for a little bit if it's ok with you guys.
Efendim, sakıncası yoksa size kişisel bir soru sorabilir miyim?
Ma'am, you don't mind if I ask you a personal question, do you?
İzlememin sakıncası yoksa tabi.
That is if you... if you don't mind me watching.
Kabul etmeyebilirsiniz ama ben de cumartesi günü cenazeye katılmak istiyorum,... tabii sizin için bir sakıncası yoksa.
You can say no, but I want to attend on Saturday, if that's OK with you.
Peki beyler, sakıncası yoksa sizi bu iki küçük hanımın yanına oturtabilirim.
Okay, gentlemen, if you don't mind, I can sit you here beside these two young ladies.
Sakıncası yoksa adımı ekleyebilir miyim?
You don't have Tone there. Mind if I add my name?
Ve eğer sakıncası yoksa kâtipleri mutlu edelim, olur mu?
And if you wouldn't mind, let's keep the pen-pushers happy, shall we?
Sakıncası yoksa bakabilir miyiz?
Mind if we have a look at it?
Başka bir şey daha var aslında eğer sakıncası yoksa hızlıca söyleyeceğim.
I'll just... there's one other thing, if you don't mind, just real quick.
Bayan Gwynek, sizin için bir sakıncası yoksa, ona olanlardan bahsetmek ister miydiniz?
Mrs. Gwynek, um, if you don't mind, would you speak about what happened there?
Sakıncası yoksa.
If you don't mind.
Sakıncası yoksa bakabilir miyim?
Mind if I take a look at her?
Senin için bir sakıncası yoksa yani.
It is, if you wouldn't mind.
Ben gitmem. Sakıncası yoksa!
If you don't mind.
Eğer sakıncası yoksa akşam yemeğini odamızda yemek istiyoruz.
We'll take dinner in our room if you don't mind.
Sakıncası yoksa bir şey gösterebilir miyim?
I wonder if I might show you a couple of snaps?
Bir de benden olsun, sakıncası yoksa.
Once more from me, if you don't mind.
Jamie, sakıncası yoksa gömleğine ihtiyacım var.
Jamie, I need your shirt. Do you mind?
Zorluk çıkarmak istemem ama... sizce sakıncası yoksa... başka bir dosyaya bakayım. Hayır, efendim.
Uh, no, sir.
yoksa 930
yoksa sen 40
yoksa ben 17
yoksa ne olur 26
yoksa ne 75
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yoksa vururum 19
yoksa unuttun mu 18
yoksa bu 29
yoksa sen 40
yoksa ben 17
yoksa ne olur 26
yoksa ne 75
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yoksa vururum 19
yoksa unuttun mu 18
yoksa bu 29
yoksa ateş ederim 36
yoksa öldürürüm 16
yoksa ölürsün 31
yoksa değil mi 24
yoksa onu öldürürüm 18
yoksa ölür 17
yoksa ateş edeceğim 19
sakin 545
sakın 419
sakin ol 5553
yoksa öldürürüm 16
yoksa ölürsün 31
yoksa değil mi 24
yoksa onu öldürürüm 18
yoksa ölür 17
yoksa ateş edeceğim 19
sakin 545
sakın 419
sakin ol 5553
sakinim 57
sakini 69
sakin olun 1352
sakin olsana 19
sakin ol lütfen 16
sakin ol baba 16
sakinleş 610
sakin ol dostum 85
sakin olun beyler 21
sakin olur musun 56
sakini 69
sakin olun 1352
sakin olsana 19
sakin ol lütfen 16
sakin ol baba 16
sakinleş 610
sakin ol dostum 85
sakin olun beyler 21
sakin olur musun 56