Yakaladın Çeviri İngilizce
7,923 parallel translation
Sıfır, yakaladın mı?
Zero, have you got him?
Sıfır, Onu yakaladınız mı?
Zero, have you got him?
- Yakaladın mı hiç? - Evet. Baba!
Did you catch one?
Yakaladın beni.
[Scoffs] Whew. Caught me.
- İyi yakaladın.
- Ooh, nice block.
Yakaladın beni.
You caught me.
- Ama onu yakaladın, değil mi?
- But you caught him?
Yine iyi günümde yakaladın.
Oh, and you caught me on a "glass half full" day.
- Gulf Loop'da yakaladınız.
- Got caught in the Gulf Loop.
- Yakaladın beni.
- You've got me.
İlk dövüştüğümüzde bazı hatalarım vardı ve beni gardımı almadan yakaladın.
The first time we fought I made mistakes and you caught me off guard.
- sen gerçekten hayret vericisin - Bu seviyeye gelmek için yıllarca kan, ter döktüm, fakat sen hiçbirşey değilmiş gibi yakaladın.
It took me years of blood and sweat to reach this level, but you've caught up like it's nothing.
- İyi yakaladın.
Nice catch!
Beni yakaladın.
You got me. Stop.
Gizli görevdeydim, beni yakaladınız.
I'm undercover, okay? You got me.
Gerçekten yakaladın.
You actually got it!
Beni hazırlıksız yakaladın ve her şey yanlış gelişti.
I... You caught me off guard and everything came out wrong and I'm sorry.
Beni iyi yakaladın.
Oh, you got me good that time.
Reynolds'lar cevap verip, tüm oyunu kazanma şansını yakaladınız.
Okay, Reynolds, you get a chance to steal and win the whole game right here.
Lobos'u da mı yakaladın?
You got Lobos, too?
Beni yakaladınız.
Well, you caught me.
Yanlış adamı yakaladınız.
It's not my heroin. You got the wrong guy.
Kötü herifi yakaladınız ama doğrusunu değil.
You caught a bad guy, just not the right bad guy.
Evet, Everett, yakaladın beni.
Yes, Everett, you got me.
Savunmasız yakaladın.
I just- - you kinda caught me off guard.
- Yanlış adamı yakaladınız, yeminlen yanlış adam.
So where's the ship? You got the wrong guy, man.
Beni yakaladın anne.
Oh, you busted me cold, Mom.
Beni yakaladın.
You busted me cold.
Yanlış adamları yakaladınız!
You got the wrong guys! Go!
Avukatların dediğine göre, yakaladığımızın kanıtı oluyormuş.
It was proof of apprehension, as the lawyers say.
- İyi yakaladın bak.
- Good catch.
Beni yakaladın.
- Yes.
Şu Lolly denen kadını sabah kaldığım kısmı gözetlerken yakaladım.
I caught that Lolly person snooping in my cube this morning.
- Bu sefer yakaladığın için şanslısın çünkü sistem boktan.
Yeah, well, you're lucky you caught it now - because, clearly, it blows.
- Yani rasgele bir kadın sizi yakaladı ve saldırdı?
So a random woman just grabs you and attacks you.
Bu genç bayanın, bu küçük kızın kolundan sertçe yakaladığını gördüm...
I saw this young lady holding the girl's arms very roughly...
son iki gün içinde üç en önemli adamlarını yakaladık.
We've confirmed intel about Bilal as well.
En ufak fırsatını yakaladığında beni yine küçümseyeceksin.
The minute you get the chance, you belittle me again.
Onları, bu kadını bir arabanın arkasına zorla alıkoyarken yakaladık.
We intercepted them as they were forcing her into the trunk of a car.
Yakaladığın bir torbacıda, hayatın boyunca kazanamayacağın kadar para olur.
You bust a drug dealer that has more cash than you'll ever earn in a lifetime.
Aaron, sonunda dünyanın bir numaralı oyuncusu olma şansını'96 Wimbledon finallerinde yakaladı.
Aaron's chance to become the top-ranked player in the world finally came at the'96 Wimbledon finals.
- Onu yakaladın mı?
So, did you catch him?
Bak aramızda kalsın, Maddie'yi bir çocukla yakaladım.
Look, between you and me, I found Maddie... with a boy.
Beni su içerken yakaladığın yerde buldum.
I found that where you caught me drinking water.
Hani oltayı sallamıştın ve George'un pantolonuna saplanmıştı. Sen de büyük bir şey yakaladığını sanmıştın.
And you threw your line and got it caught in George's pant leg, and you thought you'd made a big catch?
Sonunda bu konuyu konuşma fırsatı yakaladığınıza sevindim.
I'm glad that you guys finally had a chance to talk about this.
Jason'ın katiliğini yakaladığın için gerçekten sevindim.
I'm really glad that you caught Jason's murderer.
Onu yakaladığını söyle.
Tell me that you got him.
Haklısın. 20 dakika önce radarda ufak bir grup yakaladık.
You're right. 20 minutes ago, we picked up a small group on radar.
Ancak Vincent'ın kararlılığı sayesinde onu yakaladık. Şans eseriydi.
But because of Vincent's tenacity, she was caught.
Seni yakaladıklarını duydum. Benim içindekinin manyak kardeşi senin bedenine girmiş.
I heard they'd gotten you, that you'd been taken over by the crazed brother of the one that's still inside me.
yakaladın mı 38
yakaladınız mı 17
yakalandın 36
yakalandı 21
yakalayacağız 17
yakalayacağım 23
yakaladım 595
yakalandım 32
yakala 462
yakaladık 100
yakaladınız mı 17
yakalandın 36
yakalandı 21
yakalayacağız 17
yakalayacağım 23
yakaladım 595
yakalandım 32
yakala 462
yakaladık 100
yakaladı 27
yakalandık 16
yakalayalım 28
yakalayın 546
yakaladım seni 179
yakaladılar 18
yakala beni 35
yakalanacağız 19
yakaladım sizi 16
yakala onu 288
yakalandık 16
yakalayalım 28
yakalayın 546
yakaladım seni 179
yakaladılar 18
yakala beni 35
yakalanacağız 19
yakaladım sizi 16
yakala onu 288