Çok daha fazlası Çeviri İngilizce
3,009 parallel translation
Tam olarak arkadaş gibi değiliz ama bir babadan çok daha fazlası. - Ne demek istiyorsun?
I mean, he's not like a friend exactly, but he's certainly more than just a dad.
Hatta çok daha fazlasını yaptı.
In fact, he did much more than that.
Dahası var, her zamankinden çok daha fazlası ve dünyaya tüm ihtişamlarıyla yayılıyorlar.
Only this. There is more, more even than before, making its glorious way into this world this very moment.
Odin ilim elde etmek uğruna gözünden vazgeçti ama ben çok daha fazlasından vazgeçebilirim.
Odin gave his eye to acquire knowledge, but I would give far more.
Bundan çok daha fazlasına değer.
I do would rate even higher,
Zehirlenme olayından çok daha fazlası var.
- It's about more than poisoning.
Babandan çok daha fazlasısın.
You are so much more than your father.
- Hayır, çok daha fazlası.
It is more than that.
Ondan çok daha fazlasıydı, ama...
It was much more than that, but...
Bana çok daha fazlasını verdi.
That's not all he gave me.
Acıdan çok daha fazlası!
Oh, I am much, much more than bitter!
Sandığından çok daha fazlası var dünyada.
Well, there's a lot more in the world than you think.
Metaliklere karşı olan final bir maçtan çok daha fazlası!
The final against the Metallics is mοre than jυst a game!
Çok daha fazlası, sen de biliyorsun.
It's more than that, and you know it.
O pastalarda yumurta, un ve sütten çok daha fazlası var.
Those cakes are so much more than just eggs, flour, and milk.
Çok daha fazlası için de bunu yapıcaz ne olursa olsun biz bunu yapıcaz
Those that dig deeper than they ever thought they could and find new strengths will pass through. Those that do not give up in the face of adversity will do all right.
Şimdi yolunda ilerleyenler için çok daha fazlasını verdik
Take up our quarrel with the foe : To you from failing hands we throw. The torch, be yours to hold it high.
Çok daha fazlası.
There's so many more.
Çok daha fazlası.
Oh, so much more.
Gördüğüm sinirlenmekten çok daha fazlasıydı.
He was a good deal more than upset.
Ondan çok daha fazlasına borçlusun asker.
You owe a hell of a lot more than that, soldier.
Ve kocam, bana bunu ve çok daha fazlasını sağladı.
And my husband, he gave me that and so much more.
Çok daha fazlasını kapabilme kabiliyetini haiz.
It's capable of catching so much more.
Bundan çok daha fazlasını alacağım bay Vincent.
Oh, i'll have much more than that, mr.
-... ki bu hak ettiğinden çok daha fazlası.
- Which is more than you deserve.
Seni buraya ulaştıran prensibi uygula, fark edeceksin ki Grayson Global'da gözle görülenden çok daha fazlası var.
Apply the same principle that led you there, and you will find that there's far more buried inside Grayson Global than meets the eye.
Bu gece çok daha fazlasını kurtarmak için fırsatın var.
Tonight you have the opportunity to save a whole lot more.
Bundan çok daha fazlasını yapıyoruz.
We... Do much more than that.
Hayır, ondan çok daha fazlası.
No, it's way more than that.
Grace'in yaptığından çok daha fazlasını yapacak bir araba kız tanıyorum.
I know tons of girls who want to do a lot more than Grace does.
Yani bu adada hayal edebileceğinizden çok daha fazlası var.
You see, there's more to this island than you can imagine.
Umutla yaşayabilirim ki bu son 10 yıldır sahip olduğumdan çok daha fazlası.
I can subsist on hope, which is more than I've had for the past decade.
Böyle yaparak, ona çok daha fazlasını kaybettirmiş olabilirsin.
In doing so, you may have caused him his greatest loss.
Zamanında çok daha fazlası olabilirdik. Ama sen Adrian'ı seçtin.
There was a time when we could've been more than that, but you chose Adrian.
Benim anlamadığımı benim bildiğimden çok daha fazlasının döndüğünü söylemişti.
She said I didn't understand, that there was more going on than I knew.
Çok daha fazlası için.
A lot more.
O çok daha fazlası. Sana söyleme sırası onda, tamam mı?
She is so much more.
O haplardan fazlası da vardı. Çok daha fazlası.
There was more than just those pills.
Bundan çok daha fazlasıyım.
I am so much more.
Burası çoğumuz için bir hastaneden çok daha fazlası.
You know this is more than just a hospital for a lot of us.
SUNUCU : Pek çoklarına göre o, bir evrimsel biyologdan çok daha fazlası.
To many he's more than an evolutionary biologist.
Gökyüzünü izlemekten çok daha fazlasını yapıyor.
He does a lot more than watch the skies.
Fakat gözlemlediğimiz mutasyon sayısını göz önüne alırsak, burada gördüğümüz şeyin nedeni basit bir hücre bölünmesinden çok daha fazlası.
But when you count up the number of mutations that we're observing, what we're seeing is more than what we would expect to be caused by simple cell division.
Her halukarda bu benim için bir egzersizden çok ama çok daha fazlası.
No matter what, for me, this has been a fascinating more than an exercise.
Harici bellekleri ve otopsi raporlarını getirmekten çok daha fazlasını yapabilirim.
I can do more than just pass off thumb drives and autopsy reports.
Kıskanç dedikodulardan çok daha fazlasının üstesinden geldim.
I've dealt with a lot worse than bitchy gossip.
Ama çocuk bana dokunduğunda bana anılardan çok daha fazlasını gösterdi.
he showed me more than just images.
Ancak gördüğünüz gibi çok meşgulum, ve gerçekten o raporda yazandan daha fazlasını bilmiyorum.
But, as you see, I'm very busy, and I really don't know more than what is in that report.
Daha fazlasına ihtiyacımız olacak. Daha da çok silaha.
We will need more- - many more guns.
Çok iyi öpüştük. Daha fazlası da olmak üzereydi.
There was good kissing, and there was about to be more good kissing.
Dinde yanlış olan daha pek çok şey var fakat ben en çok gerçekle, gerçeğin güzelliğiyle gerçeğin şiirselliği olan bilimle ve dinin bilimsel bir açıklama gibi görülmesiyle ilgileniyorum. Rakip bir bilimsel açıklama ama fazlasıyla ruhsuz, fazlasıyla sıkıcı ve fazlasıyla değersiz.
There are all sorts of other things wrong with it but I mostly care about truth, the beauty of truth, the poetry of reality which is science and the tact that religion as a scientific explanation... it is a competing scientific explanation... it's so dull, it's so boring, it's so petty.
çok daha iyiyim 55
çok daha fazla 27
çok daha iyi 204
çok daha iyi hissediyorum 20
çok daha kötü 18
daha fazlası değil 36
daha fazlası 45
fazlasıyla 93
fazlası var 17
çok düşüncelisin 96
çok daha fazla 27
çok daha iyi 204
çok daha iyi hissediyorum 20
çok daha kötü 18
daha fazlası değil 36
daha fazlası 45
fazlasıyla 93
fazlası var 17
çok düşüncelisin 96
çok duygulandım 41
çok doğru 697
çok dikkat et 20
çok düşüncelisiniz 51
çok değerli 25
çok düşündüm 29
çok dar 20
çok dikkatli ol 53
çok düşünceli 17
çok derin 25
çok doğru 697
çok dikkat et 20
çok düşüncelisiniz 51
çok değerli 25
çok düşündüm 29
çok dar 20
çok dikkatli ol 53
çok düşünceli 17
çok derin 25