Çok heyecanlıydı Çeviri İngilizce
644 parallel translation
Doğal olarak Alfred Amca'yı göreceğim için çok heyecanlıydım sadece Connecticut nerede bilmiyordum...
Naturally, I was frightfully anxious to see Uncle Alfred, and as I didn't know just where Connect-i-cut was...
Çok heyecanlıydı, güzel bir at.
It was so exciting, a beautiful horse.
- Çok heyecanlıydım.
- I was so nervous.
- Bergman'la son filmi çok heyecanlıydı..
- He was thrilling with Bergman.
Çok heyecanlıydı.
Exciting.
Biz ise evimizde çok heyecanlıydık.
At our house we were all excited.
Çok heyecanlıydı.
Man, that's a thrill.
Çok heyecanlıydın ama güneş batıncıya kadar uyuya kalmıştın bile.
You were so excited, but after sundown you fell asleep.
Çok heyecanlıydı, bu da öyle. "
That was some thrill, and this is too.
Çok heyecanlıydık.
Oh, monsieur, we were so excited!
Çok heyecanlıydım.
Well, it's just that I was nervous, you see.
- Nefes nefeseydi. Çok heyecanlıydı.
- He was breathing hard, very excited.
Aynen. Bende çok heyecanlıydım.
So have I. I've been very excited indeed.
Çok heyecanlıydı ve hemen onunla... evine gitmemi istedi... kızına tecavüz edildiğini söyledi.
Very excited he was, and he said... to get to his house as quick as I could... that his girl had been raped.
İlk yarış çok heyecanlıydı Bayan Doolittle.
The first race was very exciting, Miss Doolittle.
Çok heyecanlıydım.
I was so excited.
Oyun çok heyecanlıydı.
The game was exciting.
Yeni bir sözleşme imzalamıştı. Çok heyecanlıydı.
- So it was accidental?
Çok maceraperest, çok heyecanlıydık.
So adventurous, so exciting.
Çok gergindim, çok heyecanlıydım. Ama büyütülecek bir tarafı yoktu.
I was so nervous and got so worked up, but it was nothing.
Bu sabah çok heyecanlıydı.
Been a bit too lively this morning.
- Çok heyecanlıydı.
- Yeah, it was just thrilling.
Her gün radyoda kazanılan başarıları dinlerdik. Herkes çok heyecanlıydı.
Every day we heard in the radio to tell the victories, the nation was very enthusiastic.
Taksiye bindiğimde çok heyecanlıydım, başımı döndürmüştü.
I was so excited. When I got into the taxi my head was swimming.
- Çok heyecanlıydı.
- It was so exhilarating!
Sığırlar onun hiç umurunda değildi. Ve biz çocuklar da çok heyecanlıydık.
" He wouldn't give a damn about the cattle, and that got us kids pretty excited.
Onunla konuştuğumda çok heyecanlıydı.
He was so excited when I spoke to him.
Seni göreceğim için çok heyecanlıydım.
I was so nervous about seeing you.
Çok mutluyduk, kalbim çok heyecanlıydı. Gidelim tatlım.
# We were so happy... # my heart was in a whirl
Kalbim çok heyecanlıydı.
# My heart was in a whirl
Etkileyici... çok heyecanlıydı.
Impressive... that was very exciting.
Çok heyecanlıydı.
It was hot.
Çok heyecanlıydı.
He's all excited.
Pekala, çok heyecanlıydım ve onu açtım.
Well, I was so excited, I opened it
Cliff, çok heyecanlıydı. Bir maçtan bu kadar zevk aldığımı hatırlamıyorum.
i don't recall ever enjoying a football game that much.
Evet, çok heyecanlıydı.
- Yes. Terribly exciting.
Anna sizinle tanışma konusunda çok heyecanlıydı.
ANNA WAS VERY EXCITED ABOUT MEETING YOU.
Bir keresinde bir generalle yapmıştım. Çok heyecanlıydı.
I did it with a general once, that was exciting.
Çok heyecanlıydım, içmeyi unuttum.
I was so excited, I forgot to take it.
Hastaneden çıkarken, iyi olduğum için çok heyecanlıydım.
When I ran out of the hospital, I was so thrilled because I was going to be OK.
Anlattığına göre çok heyecanlıydı.
YOU MADE RIDING THE RAILS SOUND SO EXCITING.
Buluşmayla ilgili çok heyecanlıydı ve daha sonra da kusmaya başladı.
Well, he got so nervous about this date That he started puking his guts out.
Ama harikaydı. Yani çok heyecanlıydım.
I mean, it was so exciting.
Çok heyecanlıydı.
I've never seen him so excited.
Çok heyecanlıydı değil mi?
That was very exciting, wasn't it?
" Hayatında önemli bir şey yaptığı için çok heyecanlıydı.
" He was excited to be doing something important with his life.
Çok gergindim, o kadar gergin ve heyecanlıydım ki buza cin döktükten sonra cini boşaltıp vermutla doldurdum.
I was... I was so nervous that I.. poured the Gin over the ice then poured the Gin off and then added Vermouth.
Çok fazla heyecanlıydılar : uykumu kaçırıyorlardı.
Nowadays, they are the only form of literature that keeps me awake.
Çok mutluyduk kalbim de heyecanlıydı.
We were so happy my heart was in a...
Çok mutluyduk, kalbim de heyecanlıydı.
# We were so happy my heart was in a whirl
Yakında olacak evliliği hakkında çok heyecanlı konuştu. Ama bence bu fazla heyecanlıydı. Sanki benden çok kendini inandırmaya çalışıyordu.
"She spoke enthusiastically about her upcoming marriage, but I thought it was too enthusiastic, as if she were trying to convince herself rather than me."
çok hoşsun 64
çok heyecanlıyım 140
çok hoşuma gitti 64
çok hastayım 35
çok hoş 795
çok havalı 33
çok hoşuma gidiyor 19
çok hoş görünüyorsun 55
çok hoşuna gidecek 20
çok hoşsunuz 21
çok heyecanlıyım 140
çok hoşuma gitti 64
çok hastayım 35
çok hoş 795
çok havalı 33
çok hoşuma gidiyor 19
çok hoş görünüyorsun 55
çok hoşuna gidecek 20
çok hoşsunuz 21
çok heyecanlandım 55
çok hasta 99
çok hoşuma gider 34
çok harika 48
çok hoş bir kız 25
çok heyecanlı 80
çok hoş olur 23
çok hoş değil mi 27
çok hızlısın 42
çok heyecan verici 71
çok hasta 99
çok hoşuma gider 34
çok harika 48
çok hoş bir kız 25
çok heyecanlı 80
çok hoş olur 23
çok hoş değil mi 27
çok hızlısın 42
çok heyecan verici 71
çok haklısın 247
çok hoşlar 25
çok hızlı 94
çok hoş biri 33
çok hassas 27
çok hafif 28
çok hoştu 69
çok haklısınız 85
çok haklı 59
çok hızlıydı 17
çok hoşlar 25
çok hızlı 94
çok hoş biri 33
çok hassas 27
çok hafif 28
çok hoştu 69
çok haklısınız 85
çok haklı 59
çok hızlıydı 17