English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ Ç ] / Çok heyecanlı

Çok heyecanlı Çeviri İngilizce

5,447 parallel translation
Üzgünüm şu anda çok heyecanlıyım.
I'm just really excited.
- Çok heyecanlı olmalısın.
- You must be very excited.
Denedim, malum çok heyecanlıydınız ve tüm...
I tried, but, you know, you were so excited and all, and...
Çok heyecanlı ve gerginim.
I'm so excited and nervous.
Çok heyecanlı.
So excited.
Çok heyecanlı olurdu...
You know what would be a real rush.
Çok heyecanlıydılar, hepsi süslenmişti ve ben sinir olmuştum çünkü geceyi büyükannemin evinde geçirmek istemezdim.
They were so excited, all dressed up, and I was annoyed, because I didn't want to spend the night at my grandmother's house.
Çok heyecanlı gözüküyosun.
You look really excited.
Çok heyecanlı.
He's so excited.
Burada olduğun için çok heyecanlıyım, baba.
Oh, I am so excited you're here, dad.
- Çok heyecanlı, değil mi?
- Pretty amazing, huh?
İlk dansınız için çok heyecanlıyım.
I'm excited for your first dance.
Çok heyecanlıyım.
I'm pumped.
- Evet, gerginim, ama daha çok heyecanlıyım.
Yes, I am, but I'm more excited.
Çok heyecanlıyız.
We're really excited.
Kızlar çok heyecanlı.
The girls are so excited.
Tam da bugün markette bir arkadaşımla karşılaştım ve tüm dediği "Aa, anane olacağın için çok heyecanlı olmalısın" oldu.
Just today I ran into a friend at the grocery store and she was all, "Oh, you must be so excited about becoming a grandmother."
- Hayır, aksine çok heyecanlıyım.
- No, I'm excited.
Senin için iyi olacaksa gitmelisin. Bu işi aldığın için çok heyecanlısın ve harika şeyler başarmaya hazırsın.
You should leave because this is the next best thing for you and because you're excited about this job and you're ready to go do great things.
Çok heyecanlı!
So mysterious!
Ah tanrım, haftalık geleneksel yemekli toplantımız için çok heyecanlıyım.
Oh, gosh, I'm so excited that we're all together for our weekly potluck dinner.
Çok heyecanlıyım.
I'm so excited.
Merhaba, biz bu konuda çok ama çok heyecanlıyız.
Hi, we are so, so excited about this.
Sana taşınacağım için çok heyecanlıyım.
I am so excited to move in with you.
Küçük dostumuzla tanışacağımız için çok heyecanlıyız.
We're so excited to meet our new little friend.
Ciddiyim ve bunun için çok heyecanlıyım.
I am, actually, and I'm very excited about it.
Biliyorum, ben de çok heyecanlıyım.
I know. I'm excited, too.
Çok heyecanlı.
Very exciting.
Yurtdışı ofisinize de söylediğim gibi, Kit çok heyecanlıydı.
Look, it's, um... it's like I told the agents overseas, Kit was excited.
Bu akşam gitmek için çok heyecanlı olduğunu söyledi, ve özgüveni dibe vurdu.
She says she's too psyched to go on tonight, and her confidence is shot.
- Ben çok heyecanlıyım.
- I'm too nervous.
Rachel... Biz Yenilikçi Yaratıcı Sanatçılar olarak seninle çalışacağımız için çok heyecanlıyız.
Rachel... we at Innovative Creative Artists are so excited to go to work for you.
Hakkında çok heyecanlı olduğumuz konu bu.
Yeah. That's what mostly... really excited about that.
Tüm dünya kanatlarını açışını göreceği için çok heyecanlıyım.
And I'm very excited the world gets to see you spread your wings.
Çok heyecanlıyız.
We are so excited.
Selam Joel, çok heyecanlıyım. Neredesin?
Bye.
Sizi burada ağırladığımız için çok heyecanlıyız. İyi akşamlar.
Enrique Corona, right?
Çok heyecanlı.
He's very excited.
- Çok heyecanlı.
- It's so exciting.
- Evet. "Çok heyecanlı".
- Yeah. "Exciting."
Bak şimdi Benedict Arnold ünlü Benny Çocuk Tallmadge'le karşılamak için çok heyecanlı değilse incinme sakın.
Now, look, don't be injured if Benedict Arnold ain't as excited to meet the famous Benny Boy Tallmadge.
Sen ve ben bu dünyayı çok, çok heyecanlı yapmak üzereyiz.
You and I are about to make this world very, very exciting.
Çok heyecanlı.
It's exciting.
Braden'in durumu iyiye gittiği için çok heyecanlıyız.
We're just thrilled that Braden's doing so well.
Braden'ın durumu iyiye gittiği için çok heyecanlılar.
They're thrilled, because Braden's doing great.
Bu çok heyecanlı.
This is so exciting.
Onu böyle heyecanlı görmek çok güzel.
Maybe. It's just nice to see him, uh, excited.
Sen gergin ve heyecanlıydın ve seks muhabbeti gerçekten çok garipti.
You were all jumpy and nervous and the sex conversation was really bizarre.
- İşin iyi yanı, yeniden bekar olduğum için çok heyecanlıyım. Yavaş yavaş.
See?
Yeniden sahipleriyle beraber, çok heyecanlı.
( sighs ) ( yelps, laughs ) Ah, Now that he's back with his owners, he's very excited.
Bu cenaze maçtan çok daha heyecanlı.
This funeral's more exciting than this game.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]