Şunu da al Çeviri İngilizce
269 parallel translation
Şunu da al.
Take this.
Şunu da al.
Here.
Şunu da al.
Take thee that too.
- Şunu da al.
- and that...
Alec, şunu da al. İnişimizin 21. gününde tahminen 129. kilometrede başlamış olan kireçtaşı oluşumları devam etmekte.
21st day of our descent, starting from an estimated depth of 129 kilometers, limestone formation continues.
Şunu da al!
Take that!
Şunu da al.
Take this...
- Şunu da al.
- Take this
Şunu da al.
Take that, too.
Şunu da al.
Take this, too.
Şunu da al.
Keep this too.
Şunu da al.
And here.
- Ama şunu da al.
- I just wanna give you something.
Evet, şunu da al bakalım...
- YEAH, LET'S GET THAT...
Şunu da alır mısın?
- Hey, you got that? - Yes, sir.
Hazır gelmişken şunu da al ve babanı ara.
Since you're here, go call your old man. Thank you.
Şunu da al.
Pick this up, too.
Şunu da al.
Take this as well.
Majestelerini, grand düşesi alıp benim elbise hanımına teslim et. Şunu da ilet ki, bu andan itibaren benim kişisel çalışanlarıma bağlı ve onu her an gözümün önünde tutacak, eğitecek ve ona bir Rus hanımının nasıl olması gerektiğini ve bir Rus hanımı gibi nasıl koca sahiplenmesi gerektiğini öğreteceğim!
Take Her Imperial Highness, the grand duchess... and turn her over to my mistress of the robes... with instructions that from this minute on she's to be attached to my personal staff... where I can keep her under my eye, where I can educate her and teach her... what it means to be a Russian wife and how to accept the embraces of a husband... like a Russian wife!
Şunu al da rahat rahat oynayalım.
Take this and let us play in peace.
Bir bıçak al da şunu kes.
Take a knife and cut here.
Al şu kağıdı,.. ... adliyede, yalnız Brutus'un bulabileceği bir yere koy. Şunu da penceresinden atıver.
Good Cinna, take this paper, and look you lay it in the praetor's chair, where Brutus may but find it, and throw this in at his window, set this up in wax upon old Brutus'statue.
Deneyip şunu al da görelim.
Let's see ya try and take this away.
Bak. Al şunu, şuna da.
Look, take that and that.
Bunu yapmak için para alıyor ve... sizin gibi tamamen normal birini gördüğünde... sevimli kızı da yanındayken şunu demeliydi...
He gets paid for doing that and when he sees a guy like you, all normal with a lovely girl, he should say to himself :
- Bir şey al da sil şunu Luke.
- Get something and wipe it off, Luke.
Bu da şunu gösteriyor eğer elinizde bir şey varsa er ya da geç birileri onu elinizden alır, bebeğim.
Which just proves that, if you've got what it takes, sooner or later somebody will take what you got... baby.
- Al şunu da. - Para ne için?
- What's this money for?
Ama size şunu söyleyeyim... Bana Billy Hick'in yaptığını yaparsanız, Orta Afrika'da bir Britanya ordusunu alıp ve bir felaketin bir parçası olarak karşıma gelirseniz,
But let me tell you, if you do a Billy Hicks on me- - if you take a British army into central Africa... and present me with any portion of a disaster... then don't come back.
Al şunu da, üstüne giy.
Take it and cover yourself.
Bunu, sonra da şunu alın.
This and that.
Şunu da yanına al.
Here. Put that on.
Mazeretine başlatma! Al şunu da...
But me no buts!
- Şunu da dikkate al :
This too :
Al bakalım şunu da.
I have not asked for it.
İlk başta yapılması gereken şey piyasayı araştırıp alıcıları bulmak olmalıdır. Şunu da unutmamalı ki, konfeksiyon malzemeleri satılmazsa kürk veya başka bir alana geçiş yapma durumunda kalınabilir.
The important thing first of all... is to study the market, to find buyers, and to understand... that when clothing doesn't sell, you have to switch to furs or something else.
Al şunu, böyle bir kıyafetle dışarıda donarsın.
Here, you'll freeze out here dressed like that.
Lester, şunu al. Bagajım da bagaj bölümünde.
Lester, you take this and the baggage is in the baggage area.
- Al, şunu da aç.
Now, you open this one.
Şunu bilmeni isterim ki, bir daha beni görevden aldığında, çağrımı da al!
I just want to tell you that next time I'm suspended, so's my fucking beeper!
Şunu al da, gidip doktoru gör.
Take it and go to see the doctor
Al şunu, Afgan bölgesinde dolaştır da müşteriler etkilensin.
Take this and circulate it in the Afghan quarter to attract customers.
Ve sakıncası yoksa şunu al, burada iş yapmaya çalışanlar da var.
And if you don't mind, some of us are trying to work.
Şimdi, bu yapılacak birşey olmadığı anlamına gelmez, Ama sizin geçmişinizi düşünmeniz, geçmişte herhangi bir zamanı düşünmeniz, çok önemli. Şimdi bana şunu söyleyin, altı aydır ya da, irtibata geçtiğimiz andan önce buna sebep olabilecek, zehirli bir madde, örneğin, pis su, yada gaz, radyasyon, alışılmışın dışında herhangi birşey kullandınız mı yada bunlara maruz kaldınız mı?
Now this does not mean that the situation is irreversible... but it's very important for you to try to think back... to any time, let's say within the last six months or so... when you might have come in contact with a toxic material... for example, contaminated water or gases... radiation, anything out of the ordinary, which... could have caused this.
Haydi, al şunu da gidelim.
Let's get this kid and get outta here!
Şunu tutarmısın, bavullarımıda al lütfen.
- Bring my things, please
Hey, şunu alıp da- -
Hey, how about picking up a -
Şunu da al!
And that!
Şunu alın, bunları da.
You take it, and you get this.
Şunu emniyet altına al da gidip kafayı çekebileyim.
Get this secured so that I can go get drunk.
Şunu da ekleyelim, "Pazarlıkta takas dikkate alınır"
And, oh, we gotta put down, "interesting trades considered."
all right 20
allo 25
alex 1064
alice 882
alvarez 41
allah rahmet eylesin 22
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
alacakaranlik kuşaği 23
allah 1043
allo 25
alex 1064
alice 882
alvarez 41
allah rahmet eylesin 22
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
alacakaranlik kuşaği 23
allah 1043